35. Bölüm

30 5 0
                                    


"Jackson'dan."

Lucas cevap vermeden kafasını sallamıştı.

"Bir video yollamış."

İkisi de kendi telefonundan sessizce siyah beyaz görüntüyü izlediler. Kameralar gece görüş sistemine sahip olduğu için görüntülerin çoğu röntgen tadında olsa da konuşuyorken görülen kişiler neredeyse tamamen seçilebiliyordu. Ama yüzleri maalesef belirsizdi. Arasıra boşalan otoparkta hareket eden araçların farları görüntüyü körleştirseler de, Passatın hemen önünde iki kişinin bir şeyler konuştuğu apaçık görünüyordu. Adamın elinde ince uzun bir paket vardı. Meg, bunun hemen ne olduğunu anlamıştı. Raftaki eksik beyzbol sopası. Lucas da adamın poposunda sakladığı beyzbol sopasının nereden geldiğini tahmin etmekte zorlanmıyordu artık.

"Adamımız, bu beyzbol sopasını o kapüşonlu kişiyi dövmek için getirmemiş sanırım."

"Haklısınız efendim, bir pazarlık sonucu satmak için getirmiş olabilir. Çünkü evinde yaptığım incelemede üzerinde imzalar bulunanbir beyzbol sopası koleksiyonu vardı. Tabi resimlerini çeksem de henüz inceleme fırsatım olmadı."

"Carol'un bize attığı resimlerdeki imzayı incele. Sanırım ünlü bir beyzbolcunun imzası olan bir sopa, sanırım..."

"Ben de öyle tahmin ediyorum efendim. Arabanın bagajında maktülün evinden aldığım bir dizüstü var. Eğer onu merkezde incelersek, kimle görüştüğünü veya pazarlık ettiğini bulabiliriz sanırım. Çünkü evi kontrol ettiğimizde bir sosyal medya sayfası açık duruyordu.Bu arada onu ekiple yollasak, şarjı bitmek üzere olabilir."

"Yollayalım."

Lucas memurlardan birisine işaret vererek yanına gelmesini işaret etmişti.

"Amirinizin bagajında bir dizüstü var, onu hemen incelenmesi için merkeze götürmeleri grektiğini ve şarjının bitmek üzere olduğunu belirt."

Memur, "başüstüne," diyerek hemen Meg'in arabasına koşmuştu. Eline aldığı çantayı, telefonunda bir şeylerle meşgul olan Meg'e doğru göstererek kısa bir süre onay vermesini beklemişti. Memur, boşta bekleyen diğer ekip otosunun direksiyonunda bekleyen şöförüne koşarak emri iletip, çantayı uzatmıştı.

"Efendim, Carol'dan gelen resimlerde imza açıkça görülüyor. Sea Dog's takımının ünlü oyuncularından Chris Balcom'un imzası var. Sanırım bir asetat kalemiyle imzalanmış."

"Çıkan sonuca göre doğrularız. Adamımız, para ihtiyacını gidermek için mezat yapmış ve katilin tuzağına düşmüş olabilir."

"Aynı şeyi düşünüyordum efendim. O zaman aradığımız cevaplar, dizüstü bilgisayarda olabilir."

"Olabilir ama böyle titiz bir katilin orada da herhangi bir ipucu bırakacağını sanmıyorum. Farkındaysan kameraların yerini biliyor gibi arkası dönük," dedi Lucas elindeki telefondaki görüntüyü tekrar göstererek.

Görüntüyü izlemeye devam ediyorlardı. Kapüşonlu adam, kurbanın elindeki sopaya uzanmış ve kutusundan çıkarmış, daha sonra beyzbol sopasını, yağan karın altında arabanın farlarına tutarak üzerindeki imzayı incelemişti.

"Bakın efendim, sopayı tekrar kutuya koyarak, elini cebine sokuyor."

Lucas cevap vermemiş, izlemeye devam etmişti. Kapüşonlu adam, beyzbol sopasını koltuğunun altına yerleştirmiş, cebinden hızlıca çıkardığı bir şeyi adamın koluna saplamıştı. Adam 30 saniye karar hareketsiz kalmış ve yere yığılmıştı. Kapüşonlu adam hızlıca adamın yanına eğilerek, yardım ediyor görüntüsü hissettirerek hafiften onu sarsıyordu. O anda yapı market tarafından gelen plakasız bir araç, hemen adamın yanında bitiyor ve yardım etmek isteyen bir görüntü vererek baygın adamı, plakasız araca bindirmesine yardım ediyordu.

"Buraya kadar," demişti Lucas. İşte kurban için yolun sonu. Hiç olmazsa katilin tek kişi olmadığını öğrendik. Ona yardım eden birisi var. Neyse, aracın bilgilerini şehirdeki ekiplere yayalım ama bir şey çıkacağını sanmıyorum. Ya çalıntı ya da hurdalıktan alınma. Zaten cesedin bulunduğu mezarlık 10-12 km uzaklıkta. Özellikle burası seçilmiş sanırım, cesedi bırakacakları yere fazla uzak olmaması için. Sonuçta plakasız bir araç hemen dikkat çeker. Tabi böyle bir havada hangi memur buna dikkat ederse?"

"Evet efendim."

"Gidelim Meg, bakalım dizüstünden bir şey çıkacak mı?"

Lucas, her zaman olduğu gibi yine Megan'ın arabasına yönelmişti. Birden durup geri dönerek araçta parmak izi arayan memurara seslenmişti:

"Bir şey bulursanız anında bilgilendirin."

"Emredersiniz efendim."

OrganizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin