Bölüm 39

250 29 12
                                    

Tatlıyı paylaşmak için binbir yol deneyen çocuk ruhlu kadın bir çırpıda bitirivermişti keki. Arda yüzünde muzip bir gülümseme ile kadının kek ile olan törensel buluşmasını izledi. Ne çok seviyordu kadına ait zevk anlarını izlemeyi. Onun gözlerinde parlayan her ışık sanki Arda'nın dünyasına doğuyor, sesindeki her tını kulaklarında bir konçertonun eşsiz lezzetini oluşturuyordu. Kalbinin sokaklarında yaşanan hazan mevsimi geçici bir süreliğine yok olmuş, yerini parlak canlı yeşillere bırakmıştı.

Gece ilerlerken eve geçtiler. Arda salona geçerken Alexa yine programlanan şarkıyı çalıyordu. 'Elvis Presley-Welcome to my world'.

Kadın adama baktı ve; "Aman tanrım Elvis Presley dinlemeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu. Adeta aklımı okudun" dedi. Hayır aklını değil ama facebook postlarını okumuştu Arda.

Arda içeri geçti ama Lâl bir türlü gelmiyordu. Arkasını döndüğü sırada önünde dudaklarını büzmüş ve sinirlenmek üzere olan bir kadın gördü. Montunun fermuarı yine sıkışmıştı. Arda muzipçe gülmeden edemedi. Başına gelecekleri bile bile kadına biraz takılmaya karar verdi.

-"nedir senin bu fermuarlarla alıp veremediğin acaba? Bak bu üçüncü oldu benim bildiğim. Her seferinde yanında ben olmayabilirim kurtarıcı olarak o zaman ne yapacaksın acaba çok merak ediyorum" Dedi

-"hiç de bile! Hep takılıyorlar ben n'apabilirim ki? Sen olmasan da ben açtıracak birini bulurum mutlaka." diye yanıtladı.

Arda 'kendim kaşındım' diye geçirdi içinden. Sonra kadına doğru ilerleyerek sıkışan fermuarla ilgilendi. Fermuarı aşağı doğru zorlarken kadının kokusuyla baştan çıkmak üzereydi. Fermuar ya açılacak ya açılacaktı. Aksi durumda Arda kendini daha fazla tutamayarak garip bir tesadüf eseri o tadına baktığı lezzetli dudakların üzerine kapanabilirdi. Tam o sırada fermuar boşa çıktı. Karşılıklı derin bi nefes verdiler ve kadın montu asmak için hızla arkasına döndü.

Ev oldukça minimalist döşenmişti. Arda'nın Moda'daki evinden çok farklıydı. Evi gezen Lâl Arda'ya dönerek; "Moda'daki evden çok farklı burası. Nasıl desem...?" derken Arda araya girdi ve "evet, bu evde aidiyet yok. Dönebilmek için çok yerleşmedim" diyerek noktaladı.

Lâl salona, Arda mutfağa doğru gitti. Lâl camdan dışarı bakarak oyalanırken, elinde şarap kadehleri ile içeri girdi Arda. "En sevdiğinden bir şişe buldum; -Purcari 1827-" diyerek elindeki kadehleri ve şişeyi sehpaya bıraktı. Lâl ellerini sevinçle birbirine vurdu ve kanepedeki yerini aldı.

Uzun saatler boyunca müzik, şarap ve görüşmedikleri anların tadını çıkardılar. 2. şişenin sonuna doğru kadın boşalan ilk şişeyi eline aldı ve üzerini okuyormuş gibi yüzüne yaklaştırdı. Bir saniyeliğine tuhaf bir şeytani bakış yakaladı Arda kadının yüzünde. Elvis 'are you lonesome tonight' ince ince arkada fon müziği iken Lâl bir anda oturduğu yerden yere geçti ve "cesaret mi, doğruluk mu oynasak ya! Seninle hiç oynamadık" diyerek şişeyi çevirmeye başladı. İşte bu hiiiç hesapta yoktu. Ya yanacak ya bitecekti.

LÂL BİR HAYAL...  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin