Bölüm 6

1K 183 470
                                    

Masada sohbet giderek derinleşmekteydi. Şu sarışının derdi de anlaşılmıştı. İlerleyen dakikalarda bir bahane ile oturduğu yeri değiştirerek Arda'nın yanına yerleşmişti. Çok güzel bir kadın değildi ama fena da sayılmazdı. Ne demek fena sayılmazdı. Kızdı kendine. Saçma sapan bir yere gidecek gibi duruyordu bu gece. Bir an evvel duruma el koymak gerekiyordu. Solunda oturan, mühendis olduğunu sonradan öğrendiği adam ile koyu bir maç sohbetine girmeyi tercih ederek, sarışın ile arasına mesafe almaya çalıştı. İşte tam o sırada bir şeyler oldu. Yine o tuhaf herkesin ve her şeyin silindiği o ilahi an yaşanıyordu. Lâl ismiyle müsemma elbisesi ve tüm zarafeti ile kapıdan giriyordu. "Hükümet gibi kadın şu Lâl. Bayılıyorum abi kadına. Bir insan bu kadar mı iyi, bu kadar mı işi bilen, bu kadar mı esaslı olur yahu" deyince solundaki adam, kendine geliverdi. Salona geri döndü tekrar. Evet; Lâl'i bir tanıyan bir de tanımayan pişman olurdu. Ama nedense şirketteki tüm adamlar Tribün arkadaşlarıymışçasına bahsederlerdi Lâl'den. Kadınlar ise bir o kadar soğuk ve mesafeli bulurlardı onu. Kıskanırlardı belki de. Belki de kadınlığını gizleyen erkek Fatma olduğundan kızarlardı. Ama yine de herkes bilgisine saygı duyardı. Hani şu bilgisi ile insan dövenlerdendi o. Kendini tebessüm ederken buldu aniden. Bu kadın her aklına gelişinde – gerçi hiç aklından çıkmıyordu ama- kendini tuhaf biçimde gülümserken yakalardı. Garip bir ödülmüşçesine severdi bu tebessümünü. Ne çeşit bir şeydi bu yaşadığı?

Yükselen müzik ile kesildi yine düşünceleri. Genel müdür eline mikrofonu alarak meşhur gaz verici konuşmalarından birine başlamıştı. Çok uzun sürmese bari diye geçiriyordu içinden. Masadakiler de salondaki diğerleri gibi pür dikkat kesilmiş, konuşmaya kulak vermişlerdi. O ise gözleri ile salonu süzerek Lâl'i arıyordu. Elbisesinin içinde inanılmaz çekici görünüyordu kadın. Tuhaftır ki ilk kez bu kadar seksi ve çekici görmüştü onu. Daha doğrusu ilk kez bu kadar kadınsı görmüştü. Yüksek topuklar ve ona yakışan, şık ama sade bir elbise... Gerçi o akşam şirketin bütün kadınları şık ve alımlıydılar ama Arda nedense bir tek Lâl için farklı düşünüyordu. Sırtından fermuarlı, düz, şu şifon dedikleri kumaştan kısa ve uçuşan bir elbise giymişti. Yine hafif bir makyaj vardı yüzünde. Aslında Makyaj yapmayı hiç sevmezdi Lâl. Hatta bir keresinde gözlerinde rimel olduğunu unutup nasılda ovalayarak her yere yaymıştı gözlerindeki boyayı. Yine tuhaf tuhaf tebessüm etti. Lâl'in özlemiyle bilenmiş anılar aktı gitti yüzünden...

LÂL BİR HAYAL...  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin