Bölüm 49

299 31 22
                                    

çokça yorum istiyorum bu bölüme.

Siyaha yakın koyu renk takımlarını giydi. Sevmiyordu takım elbiseleri ama bazen de mecbur kalıyordu insan işte. Takımın içine Lâl'in doğum gününde aldığı siyah gömleği giydi. Saçlarına elleri ile şekil vererek son kez aynada yansımasına baktı. Tamamdı görev. Hazırdı. 

Bacaklarına sürünen kedi ile vedalaştı, evden çıktı ve otele doğru trafiğe karıştı. 

Güzel bir kadının boynundaki ince kolyelerin birbirine dolanmış zincirleri gibiydi İstanbul'da trafik. Yine en iyisi camları kapatıp müziğe sığınmaktı. Miles Davis iyi giderdi bu trafikte. 

Otele vardığında saat tam 17:55 idi. Anahtarı valedeki çocuğa teslim ederek lobiye doğru yürüdü. Lobide Neslihan'ı göremeyince gözüne kestirdiği bir yere oturdu. 

Miles Davis dinlemek iyi gelmişti, içindeki bunalım gitmiş, yerine tuhaf bir neşe gelişti. En güzeli akşamın tadını çıkartmak ve her ne olacaksa sonuna kadar gitmekti. O sırada Neslihan'ı gördü.Üzerindeki elbise ile oldukça şık ve dikkat çekici görünüyordu.

Yüzünde kocaman ve çapkın bir gülümseme ile yaklaştı Neslihan. "Ooo Arda bey her zamanki gibi yakıyorsunuz ortalığı"diyerek hafifçe yanağına uzandı adamın. "Hoş geldin Neslihan. Sende şahane görünüyorsun." diye yanıtladı Arda iltifatı. Oturması için kadına eliyle çaprazındaki koltuğu işaret ettiyse deNeslihan Arda'nın yanına oturmayı tercih etti.

"Ne kadar güzel kokuyorsun" dedi Neslihan fısıltıya benzer bir ses tonu ile. Cevap vermedi Arda ama niyeti anlamıştı. "İşlerin üzerinden geçelim mi Neslihan? Vaktimiz az. Sıkışmayalım. Ekibe destek olmam gerek. Gecikmeyelim istersen"dedi ve konuya girdi.

Neslihan'ın tacizkar bakışlarına aldırmadan toplantıyı yönetti. Tam toparlamak üzerelerken otele giren Lâl'i ve yanındakiAteş'i gördü. 

Derin yırtmaçlı, göğüs dekoltesi oldukça cömert, saçlarına attırdığı gölgelerin renginde, parlak lacivert uzun bir elbise vardı üzerinde. Ateş de onları görmüştü ve hafifçe Lâl'in beline dokunarak onlara doğru yönlendirdi kadını. 

"Neslihannn, şahane görünüyorsun. Yine!" dediAteş tüm politikacılığı ile. Aslında politika demek pek de doğru olmazdı. Ateş yakışıklı görüntüsünü sonuna kadar kullanıp, her fırsatı değerlendirirdi kadınlar söz konusu olduğunda. 

Neslihan ise şuh bir kahkaha atarak yanıtladıAteş'i; "Çok teşekkür ederim sende yakıyorsun yine ortalığı Ateş'cim. Yanında bu güzel hanım olmasa bu akşam sana asılabilirdim" dedi tüm cüretkarlığı ile. Ateş Lâl'i işaret ederek; "Bu güzel hanım bizim ofisimizin yeni kraliçesi Neslihancım. Bizim arkamızı o topluyor"dedi. Lâl elini Neslihan'a uzattı ve "Memnun oldun Neslihan Hanım" dedi.

Arda, Ateş'in yanında duran Lâl'e doğru eğilerek yanağına ufak bir öpücük bıraktı ve "hoş geldin" dedi. Ardından "hadi hep birlikte salona geçelim. Kokteyl başlamak üzeredir" diyerek aktivite yapılacak salona doğru yürümeye başladı. Neslihan Ateş'in koluna girmiş etrafa bir şeyler fısıldarken, Lâl adımlarını hızlandırarak Arda'ya yetişti. "Biraz yavaş mı yürüsen diyorum. Bu ayakkabılar ile senin pergellere yetişmem bir hayli zor oluyor da!" diyerekArda'ya seslendi Lâl. Arda durdu. Başını hafifçe arkaya çevirerek kadının kendisine yetişmesini bekledi ve Lâl'in koluna girmesini için sağ kolunu göğsünde birleştirerek bekledi. Kadın gülümseyerek adamın koluna girdi ve "Anladık burada olmak istemiyorsun ama hiç değilse surat asma çocukların önünde" dedi.Arda hafifçe bakışlarını kadına çevirerek "Merak etme patron. Seni mahçup etmem" dedi muzipçe. 

LÂL BİR HAYAL...  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin