Jimin orta halli bir ailenin üç çocuğunun ortancasıydı. Dört yaş büyüğü olan abisi Namjoon tıp fakültesi son sınıfta birincilikle bitirmeyi hedefliyordu. İki yaş küçüğü olan küçük kız kardeşi, Jieun ise birinciliklerle dolu bir okul geçmişine sahipti ve hatta şimdiden bazı üniversitelerden teklifler alıyordu.
Jimin mi? O sadece çizim konusunda yetenekliydi. Derslerinde başarılı değilse de harika çizimleri vardı ve tek isteği liseyi bir şekilde bitirmek, sınavdan barajın biraz üstünde puan almak, üniversitelerin güzel sanatlar fakültesindeki yetenek sınavlarına başvuru yapmak ve şanslıysa birinde okumaktı. Babası onun da saygın bir mesleği olması için en azından hukuk ya da iktisat fakülteleri için uğraşması taraftarıydı hatta bu konuda ona oldukça büyük bir baskı uyguluyordu. Ama o hayalinin peşinden gitti.
Jungkook zengindi. Aslında ailesi zengindi ama tüm bu zenginlik bir gün onun olacaktı ve şimdiden benim demek onun için sorun değildi. Zengin bir hayatı vardı. Zenginlerin çocuklarıyla okumuştu, zengin olduğunu bağıran bir arabası, ancak zenginlerin elinin uzanacağı türden kıyafetlerle dolu bir gardırobu vardı ve zengin bir ailenin kızı olan zengin sevgilisiyle, zengindi. Kendisine insandan oyuncak arayacak kadar zengindi. Ama sevemeyecek kadar da fakir.
Kısa bir not: Vote sınırı yok. Yorum sınırı da. Ben içimden geldiği için yazıyorum beğeniyor ve okumaya devam ediyorsanız ne ala. Okuyucu kasmak için aynı bölümü seksen kere de yüklemeyeceğim.Jikooklu kalın (:) ❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Not a Slave But a Toy
FanfictionJimin, okul masraflarını karşılamak için haftanın dört günü şehirdeki en iyi restoranlardan birinde çalışıyordu. Hayatının daha yaşanılır olmasını istemek suç muydu? Hayır. O da böyle düşünerek zengin bir ailenin ve büyük bir holdingin varisi olan J...