~Jungkook~
Bazen bir şey görür ve derim ki; Benim olmalı. Bunu şimdiye kadar tek bir kez tutku ile istemiştim. Bu iki olsa gerek.
Evet, şuan tam da öyle bir an. Tae ile Yoon'un ikizi Mingi'nin doğum günü yemeği için restoran ayarlamaya Jisub'la görüşmeye gelmiştik. Rahat edebileceğimiz ve tanıdık bir yer olması önemliydi. Bir de basına karşı temkinli olmalıydı tabii.
Görüşmeden önce öğle yemeğini aradan çıkarmak istemiştik. Yemekten sonra ellerimi yıkamış içeri geri dönüyordum. Acele etmiyordum çünk Jisub'un başka bir görüşme yaptığını söylemişlerdi.
Sakin adımlarla içeriye doğru ilerlerken Tae ve Jisub uzun boylarıyla ayırd edilebiliyordu. Yanlarında Yoongi olduğundan emin olduğum biri ile kim olduğunu bilmediğim biri daha vardı.
Yabancının panik dolu ama yumuşak sesi kulaklarıma değdi önce. Sonra Tae ve Sojib'den neredeyse 10-11 cmlik kısalığı gözüme çarptı. Simsiyah saçları, her panik dolu özür cümlesiyle hafiften öne doğru eğildikçe bol kazağından belli olan ince vücudu ve son olarak Tae'nin sesiyle bana döndüğündeki bakışı. Panik hala terk etmemişti koyu kahve, kısık fakat garip şekilde iri gözlerini.
İmalı konuşmamıştım aslında. Gayet açıktı bakışlarım, tavrım ve söylediklerim. Ama özellikle Jisub'un sözleri ve küçüğün aceleyle kapıdaki yakışıklının yanına gitmesi biraz da olsa anlık tutulmama neden oldu.
"Demek sevgilisi değil?"
"Jungkook puştluk yapma sakın!"
"Hyung küfür hiç yakışmıyor senin gibi çoluklu çocuklu bir adama."
"Ben sana ne yakıştıracağımı bilirdim de neyse... Ve Jungkook çok ciddiyim. Bu çocuktan uzak dur. Bu sefer göz yummayacağım."
"Fazla ciddi değil misin?"
"Tek bir kez ve son kez olarak söylüyorum. Çocuk reşit değil. Başına dert alırsın."
"Sen neden alıyorsun bu derdi peki." dedi Yoongi sakin bir tonda.
"Sanırım ailesine yük olmak istemiyor. Burslu okuyor ve ihtiyaçlarını karşılamak için şimdilik tam, sonra da yarı zamanlı olarak burada çalışacak."
"Hmm özverili..." Amacım dalga geçmek değildi ama yine de öyle algılanacak bir tonda söylemiştim. Bunun üzerine omzuma Tae'den hafif şiddette bir yumruk yedim.
"Dalga geçme. Ayakları üzerinde durmak için erken bir yaş."
Tae insanlara taviz veren biri değildir aslında ama bu çocuğa karşı garip bir korumacılığa bürünmüştü.
"Yemem korkmayın."
"Yemezsin sen, biliyoruz. Harcarsın."
Yoongi kuzeni Jaehee ile olan ilişkime rağmen yaşadığım kaçamaklardan hoşlanmadığını bir kere daha belli etmişti. Tabii ben de her zamanki gibi göz devirmekle yetindim.
"Her neyse konuşmak için geldiğimiz konuya dönsek?" dedim.
"Konunun tam ortasında çocuğu ortaya atan sensin!" Jisub az önce söylediği içki ve atıştırmalıklar masaya geldiğinde onları bize verirken söylenmelerine kaldığı yerden devam etmişti. "Yemek ne zaman olacak?"
"Gelecek ay 20sini boş bırakman yeterli."
"Temkinli ve erkenci. Tam Kim Taehyung'a göre bir hareket."
"Aslında şimdiden konuşmak Kook'un fikriydi." Tek kaşını kaldırarak bana baktı hyungumuz.
"Senin için geç bir tarih Jeon. En az dört ay öncesinden gelirsin." Ellerimi kendimi savunurcasına kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Not a Slave But a Toy
FanficJimin, okul masraflarını karşılamak için haftanın dört günü şehirdeki en iyi restoranlardan birinde çalışıyordu. Hayatının daha yaşanılır olmasını istemek suç muydu? Hayır. O da böyle düşünerek zengin bir ailenin ve büyük bir holdingin varisi olan J...