"Ha-Hayır! Ben..." cümlesine daha başlamadan elinden tutup arkamdaki oturma odasının kapısından içeri daldım.
"Ju.."
"Şşşt sadece yardım edeceğim. Sonuçta ben neden oldum, ha?"
Kanepeye oturduk, elimi arsızca üzerindeki eşofman altının içine sokmaya başladığım sırada kapı şifresi girilmeye başlandı.
"Gerçekten de şifreni tüm Seul biliyor..." dedi aceleyle ayap kalkmak için çırpınırken. Bense bir yandan kollarımı sımsıkı sarmış, diğer yandan şaşkınlık içinde ne demek istediğini anlamaya çalışırken, gelen kimse - ki büyük ihtimalle Tae idi- müsait olmadığımızı görüp defolup gitsin istiyordum ama kucağındaki kıpır kıpır minik şey çoktan kollarımdan kurtulup kaçmıştı.
Bu fırsatı bir daha ne zaman bulabilecektim kim bilir?!
"Oh Jungkook!"
"Selam!"
"Ben de buradayım!"
İşte bu beklenmedikti.
"Hyung?"
"Seni serseri! Bana hyung demeyi kes!"
Hoseok ile aramızda sadece ay farkıyla sekiz ay vardı ama ona hyung diye takılmadan edemiyorum. Yazdan yaza Kore'ye gelirlerdi ailecek. Kardeşi KAIST'te okumaya başladığından beri daha sık gelir olmuştu.
"Bu akşamımı sana ayırdığım için şanslısın Kookieeeee!!!!"
"Ah! Bağırıp durma!" dedim mental olarak 'ne şans ama!' diye isyan ederken.
"Jimin yok mu?" Yoongi'den gelmişti soru. Hepsi sırayla kanepelere yayılmıştı.
Onlara durumu belli etmenin tam zamanıydı.
"Banyoda ufak bir işi var onun." dedim ima dolu bir sesle.
"Çamaşırlarını çocuğa yıkatmıyorsun değil mi?"
Şu an Taehyung'un dillendirdiği Jimin hakkındaki bu aşırı saf ve korumacı düşüncesine denilebilecek kelime bulan beni aydınlatsın lütfen...!
Beni bırak arkadaşlarım bile olduklarından farklı karakterlere bürünüyorlardı söz konusu Jimin olunca!
" Hmmm ne yaptın da banyoda demek daha mantıklı gibi! Ha Kookie!?" İşte bu! Hoseok ile frekanslarımız daima uyuşurdu...
"Hayır! Bu konuyu konuşmuştuk Kook!"
"Neyi?"
"Jiminle seks için beklemesi gerektiğini."
Ve tam bu cümlenin üstüne Jimin içeri girmek zorundaydı!
Olduğu yerde kalmasını beklerken Taehyung ve Yoongi ile selamlaşıp Hoseok ile tanışmıştık en tatlı gülümsemesiyle.
"Jimin bu Hoseok bizim liseden arkadaşımız. Normalde Amerika'da doğup büyüdü ama babasının işi için bir süre buraya yerleşmişlerdi. O zamandan beri tanışırız."
Jimin başını anladığını belirtircesine sallarken Taehyung'un neden böyle garip bir detaya girdiğini anlamamıştım.
"Öyle mi? Çok uzun zamandır birbirinizi tanıyor olmalısınız." bunu duyan biri yapmacık olduğunu düşünebilirdi ama söyleyen Jimin olunca anlam tamamen değişiyordu. "Hiç bu kadar uzun süren dostluğum olmadı... Hem de onca mesafeye rağmen... Umarım bir gün olur."
"Umarım ufaklık! Dostluk harika bir şeydir!"
"Ee Hoseok neden bu akşam dedin yoksa hemen dönecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️Not a Slave But a Toy
FanfictionJimin, okul masraflarını karşılamak için haftanın dört günü şehirdeki en iyi restoranlardan birinde çalışıyordu. Hayatının daha yaşanılır olmasını istemek suç muydu? Hayır. O da böyle düşünerek zengin bir ailenin ve büyük bir holdingin varisi olan J...