↓M. Hırs

2.5K 211 308
                                    

Sinirle çarparak çıktığım kapının ardından hala sinir bozucu kahkahasını duyabiliyordum. Boynumdaki kravatı gevşettim. Sinirden ellerim titriyordu. Salı günü yapılan toplantıda ihaleyi kapmıştık. Yine de şirket bilgilerini sızdıranın kim olduğuna olan takıntım bitmemişti.

Araya soktuğum kişiler sayesinde ihale taslağını yayan kaynağı da bulmuştum. Tabii ki de Chiwoo'ydu. İhaleye bile katılmamış olmasına rağmen arkamdan iş çevirmekten geri kalmamıştı.

Aynı gün ofise gittiğimde büyükçe bir zarf vardı masamda. Üzerinde hiçbir şey yazılı değildi. Açtığımda içindekinin orta boyut bir dosya olduğunu gördüm. İlk sayfasında bembeyaz bir kağıtta 'İHANET' yazılıydı. Sonraki sayfalarda ise Jimin'in resimleri.

Önce okulda, yolda, arkadaşlarıyla, kütüphanede, kantinde ve bir kafedeydi. Ardından Chiwoo giriyordu kadraja ve sonunda en başından beri Jimin'in elinde olan koca zarfı, Chiwoo'ya verdiği resimler vardı. Onlarca resim. İlk başta Jimin için korkup tehdit için olduğunu düşünmüş ama sonunda ilk sayfada yazan kelimenin anlamını çözmüştüm. Yanımdan hiç ayırmadığım taslağı sızdıran kişi Jimin miydi yani?

"Mümkün değil!" deyip ofsiten çıktım. Tekrar garaja indim ve arabaya binip çalıştırdım.

"Oh Jungkook! Erkencisin." dedi. Elinde telefonla yayıldığı koltuktan kalkmıştı beni görünce.

Elimdeki zarfı sehpaya fırlattım. Sinirimi yansıtmamaya çalışıyordum çünkü bir açıklaması olduğunu düşünüyordum.

"Senin Chiwoo'yla ne işin vardı?" dedim ikisinin aynı karede olduğu fotoğrafı ona göstererek.

"Bunlar..."

"Bir açıklaman olsa çok iyi olur Jimin çünkü bu..." deyip ellerimi saçlarımın arasına sokup sertçe çektim. Olduğum yerde duramıyor sağa sola adımlıyordum. "AÇIKLA!" diye bağırdığımda yerinden sıçramıştı.

"Namjoon abim..." deyip sustu

"Evet!"

"Hoseok'un kitabı vardı. Jackson dedi kitabı." Paniken konuşamıyordu.

"Ne diyorsun sen? Bunun Chiwoo'yla ne alakası var?"

"Zarftaki kitap Hoseok'un. Jackson gelecekti almaya ama o geldi."

"Yanlışsam beni düzelt tamam mı?" dedim sakin olmaya çalışarak. Hızla başını aşağı yukarı salladı. Tane tane konuşmaya başladım.

"Hoseok'un abinde kitabı vardı ve sen onu Jackson'a teslim edecektin ama almaya Chiwoo geldi?" her lafımda başıyla onaylıyordu.

"Öyle mi?!"

"Evet! Yemin ederim. İmzalı kitapmış. Küslerdi benden göndertmemi istedi ben de kız kardeşime mesaj attım o da gönderdi sonra... Sonra kafede buluşacaktık dayısı yemeğe çağırınca Chiwo geldi alıp gitti. Konuşmadık bile!"

"Sana güvenmek istiyorum."

"Yalan söylemiyorum! İstersen ara sor!" diye kekeledi. Olduğum yere çöktüm hemen geri kalktım. Güvenmek istiyordum ama içimdeki bu şüpheyi de geçirmem gerekiyordu.

Telefonumu çıkarıp Jackson'ın adını bulduktan sonra aramaya bastım.

"Hey dostum!" dedi uykulu sesiyle.

"Selam Jackie."

"Bir sorun mu var?"

Aldığım nefesi bir anda dışarı verdim konuşmaya başlamadan önce.

"Hoseok'un Namjoon'daki kitabı hakkında konuşacaktım." dedim Jimin'in kendinden emin gözlerine bakarak.

"Ne kitabı?" dedi şaşırmış görünüyordu. Jimin'in yüz ifadesi de değişmişti.

✔️Not a Slave But a ToyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin