↓U. Sen...

3.5K 255 187
                                    

Black Swan muazzam olmuş...

~~~~~~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~~~~~~

Dersten çıkar çıkmaz ders boyunca sessizde de olsa gördüğüm için yanıp sönen ekranıyla dikkatimi dağıtan aramaya dönüş yaptım.

"Alo?" Ses Taehyung'a aitti. Numarasının olmadığını o an fark etmiştim. Onca zaman hiç ihtiyacımız olmamıştı demek. Bir sorun mu vardı acaba?

"Jimin! Nihayet! Neden daha önce açmadın?"

"Dersteydim. Bir sorun mu var?"

"Ah ben onu unutmuşum üzgünüm. Bir sorun yok merak etme."

"Ne? Ne oldu?" paniklemiştim çünkü beni aramasının tek bir nedeni olabilirdi. Jungkook.

"Benimle sizin evin alt sokağındaki Black Swan Cafe'de buluşur musun?"

"Tabii buluşurum ama neden?"

"Ne diyorsam onu yap Jimiiiin... Bekliyorum."

Okuldan nasıl çıkıp otobüse bindiğimi bilmiyorum öyle aceleyle çıkmıştım ki! Kesin Jungkookla alakalı bir şey vardı ama benimle konuşacak ne olabilirdi?

Kafe caddenin yanındaki sakin sokağa bakıyordu. Siyah beyaz temalı şık ve modern bir dizaynı vardı.

Taehyung iç kısımdaki masalardan birinde oturuyordu. Duvara monte edilmiş siyah deri kanepede beyaz  gömleğiyle çok görkemli görünüyordu. Tam bir model havası vardı gerçekten de.

"Merhaba. Çok beklettim mi?"

"Sorun değil." dedi masadaki kitabı göstererek. "Dostum yanımdaydı."

Evet bu da onun entelektüel yanı olsa gerekti... Gelen garsona iki tane yaseminli yeşil çay sipariş etti giden garsonun ardından tekrar bana döndü.

"Kısa kesip konuya dalıyorum. 1 Eylül Jungkook'un doğum günü. Ailesi büyük bir yemek verir arkasından geceyi bizimle kapatır." deyip bir tepki beklercesine kaşlarını kaldırıp bir şeyler dememi umdu.  Ben sessiz kalınca devam etti. "Yemek aile ve aile dostları arasında büyük konakta yani büyükbaba Jeonla olduğundan müdahale imkansızdır."

"Büyük konak nerede?"

"Sorman gereken sorunun bu olduğuna emin misin Jimin?" Birden sesini yükseltip "Doğum günü diyorum! Beraber kutlama diyorum."

"Ben de mi?" dedim parmağımla kendimi işaret ederek. Gelen çayların masaya servisini beklemeden atıldı.

"Tabii ki de sen de! Siz birliktesiniz artık!"

Kızarmaktan alamadım kendimi ama bir yandan da kafamda bir sürü şey dönüyordu. Hediye? Pasta? Kutlama? Kıyafet? Ve konak ne kadar uzak?

"Ne yapacağız?"

✔️Not a Slave But a ToyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin