M. Hırs

4K 295 124
                                    


Nihayet bitmişti! Son bir aydır toplantılardan başımı alamamıştım. Gözden kaçan basit bir imza, tam bir ayımıza mal olmuştu!

Çoğu işlem tekrarlanmış, gecikme yüzünden oluşan zarar hesaplanarak en aza indirgenmiş, sorumlulara hesap sorulmuş ve bitiş tarihinde bir gecikme yaşanmaması için işler hızlandırılmıştı. Temkinli ama hızlı olmalıydık.

Çalıştığımız şirketler önceki işbirliklerimiz sayesinde bizi tanıdığı için sorun etmemişti bunu ama karşılıklı güvenin devamı için ileride bir kere daha tekrarlanmaması gerekiyordu.

İş hayatı zorludur. Bu yüzden herkes kaldıramaz. Büyümek, gelişmek, bu ilerlemeyi kaldırmak için ayrı bir çaba sarf etmek lazımdır. Stres, düzensiz beslenme, uykusuzluk, fazla çalışma... Her ne kadar mükemmel bir hayatınız varmış gibi görünseniz de alt yapıda hep dönemsel bir virane vardır.

Dört yıldır şirketin yönetimi ellerimdeydi. Öncesinde iki sene boyunca babamın asistanıydım ki oldukça sert bir iş adamıdır ve şirketi bana bırakacağı için mükemmel kıvama geldiğimden emin olana kadar zorladı.

Harika bir hayatım var, evet ama bu harikalığı devralmadım, hakımla elde ettim. Bu yüzden de hakkım olanı alırım. Öyle ya da böyle. Daima bir yolu vardır.

Bir aydır tüm o zorlu çalışmalar arasında rahat nefes aldığım her küçük aralıkta aklımda yine sorunların çözülmesi için nasıl bir yöntem izlemem gerektiği vardı.

İşkolik biri olarak beynim başka bir şeyle ilgilenmeyi reddediyordu. Ama bu sefer bir fark vardı, rüyalarım. Onlar farklıydı. Bir aydır çok kez Jimin'in ağzından hiç duymadığım ismimle uyanmıştım ve bu şaşırtıcı derecede huzur verici oluyordu. Alarm yerine yumuşak, güzel bir tınıyla uyanıyordum.

Ayrıca bana ivme kazandırarak çalışma hevesimi ve olaylara bakış açımı olumlu olarak etkiliyordu.

"Bu senden duyduğum en ürkütücü şey, biliyor musun Kook?"

"İnan ben bile kendimden korkuyorum. Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar kafama takmamıştım."

"Benim korktuğum o çocuğun elde edebileceğin bir şey olmadığını fark etmiyor olman."

"Tae, onun bir canlı, bir insan olduğunun farkındayım."

"Kook ben de senin canlı ya da cansız işine yaramadığında o şeyi bir kenara atmaktan çekinmediğini bilen biriyim."

Derince bir nefes aldım. Neredeyse son bir aydır üç kere gördüğüm dostum her defansında olduğu gibi konu Jimin'e gelince gerilmişti. Onu anlıyorum ve ben de içimdeki bu histen gerçekten korkuyordum.

.

Liseden mezun olmama bir ay kalmıştı. Sadece zeki değil meraklı ve donanımlı olduğumdan okulu ikincilikle bitirmiştim. Herkesin dediği gibi serseri takımından değil üstün olanlardandım.

İnsanları küçümseyip arada daha kendimden zayıf olanları ezdiğim için serseri derlerdi ama asla derslerimden ve sorumluluklarımdan taviz vermemek gibi bir huyum vardı.

Spor arabalar daima en büyük tutkumdu. Ehliyetimi alacağım gün için sabırsızlanıyor ve her yeniliği takip ediyordum.

Kafamı bir Amerikan arabası olan Pontiac'la bozmuştum.

Belki de birçok spor araba eksperti tarafından birinci seçilmemişti ama beni fethetmişti.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✔️Not a Slave But a ToyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin