↓ P. Alışmak

3.5K 262 185
                                    

Dersten çıkıp telefonumu kontrol ettim. Tanımadığım numaradan gelen bir mesaj vardı, mesajı açtım. Jackson'dandı.

'Jimin, fakültenin karşısındaki kafedeyim. Gelebilir misin?'

Gönderme zamanı yirmi dakika öncesiydi. Hemen yolda olduğumu yazan bir mesaj gönderdim karşılık olarak ve beklediği yanıtı gecikmeden geldi.

"Selam."

"Oh merhaba! Otursana." dedi karşısındaki sandalyeyi göstererek.

"Merhaba." deyip oturdum. Ben oturur oturmaz garson geldi. Jackson zaten sipariş vermişti ben de demleme filtre kahve ve nutellalı cheesecake istedim.

"Dersteydim o yüzden mesajı biraz geç gördüm."

"Tahmin etmiştim. O yüzden aramak yerine mesaj attım."

"Bir sorun yoktur umarım?"

"Sorun denilemez. Aslında senden bir iyilik isteyeceğim."

"Elimden gelebilecek bir şeyse tabii."

"Kız kardeşinle görüştüğünü söylemiştin, değil mi?"

"Evet."

"Geçen yaz Busan'a geldiğimde abinde kalan iki kitap var. Biri abimin ve imzalı. Bir senedir sayıklıyordu ve şimdi Kore'de. Kitabı ona vermemi istiyor ve biliyorsun abinle çok iyi değiliz bu ara."

"Anladım. Yazar ve kitabın adını söylersen Jieun'a göndertirim."

"Oh! Çok teşekkürler! Haruki Murakami, 1Q84."

Telefona yazar ve kitabın adını not aldım. Sonrasında kahvelerimizi içip sohbet ettik.

°
Eve gider gitmez Jieun'a kitap konusunda mesaj attım. Başta biraz nazlansa da Namjoon abimle Jackson'ın arasının iyi olmadığını söyleyince en kısa zamanda göndereceğini söyledi.

Jungkook akşam geç geleceğini haber etmiş, yemeği ofiste halledeceğini beklemememi söylemişti. Ben de yemeği henüz hazırlamadığımdan köşedeki hamburgerciye gittim. Jungkook bu tarz ucuz fastfood sevmediği ama ben içinde büyüdüğüm için bu tür kaçamakları seviyordum.

Gece Jungkook'un odada gezindiği hareketlerini hissederek uyandım. Örtünün açılıp çarşafa uzanırkenki hışırtılı sesi duymamla kollarının belime dolanması bir oldu. Gülümsetmişti bu beni.

"Hoşgeldin." dedim öperek. Hafifçe geriye doğru çekildi.

"Bu hoşgeldindi. Iyi gecelerimi de isterim." dedi gülümseyerek. Yorgun olduğu belliydi.

"Bir sorun mu var?"

"Yeni bir şey değil. Bir ihale için hazırlanıyoruz. Büyük bir ihale." dedi böbürlenerek. "Sadece yorucu. Ama üstesinden geleceğim." dedi.

"Bugün bir dergide gördüm resmini." dedim esneyerek.

"Hmmm öyle mi? Yakışıklı çıkmış mıydım bari?"

"Sen hep yakışıklısın." dedim. Gülümsememi bozmadan. Tekrar yaklaşıp sarıldı ve öptü.

Derince bir nefes aldı daha sıkı sararken.

"'Yakışıklı ve başarılı iş adamı Jeon Jungkook iş hayatını gece hayatına tercih ediyor' demişler başlıkta."

"Gece hayatımdan da iş hayatımdan da gayet mutluyum." dedi alt dudağımı hapsedip.

"Hmmm öyle mi?" dedim.

"Hıhı öyle." dedi.

"Pek gece hayatın var sayılmaz eskiye göre."

✔️Not a Slave But a ToyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin