.4.

1.3K 72 29
                                    

Bazen hayatında öyle şeyler olur ki sen bile değişmek zorunda kalırsın.

Maria'nın işten ayrıldığı gün...
Saat 00.30

Şirketten çıktığım andan beri düşünüyordum. Düşüncelerim sonucunda aldığım karar bana ne kadar saçma gelse de bunu yapmak zorunda olduğumu hissediyorum.

Hazırlıklarımı tamamlayınca son kez aynadaki yansımama baktım. Evet bundan emindim. Deri ceketimi ve parıltılı el çantamı alıp evden çıktım. Arabama binerken dikkat çekmemeye özen gösteriyordum. Bu geceyi kazasız belasız atlatabilmeyi umarak arabayı çalıştırdım ve Terra Blues'a doğru gitmeye başladım.

Araştırmalarıma göre polisler barı kapatmamışlardı. Yani oraya gidip katili daha çabuk bulacaktım. New York'ta ki polisler gerçekten bir halta yaramıyordu.

Barın önüne geldiğimde arabayı sakin bir köşeye park ettim. Arabadan indim. Kapının önündeki iki koruma bana pis pis bakarak sırıtıyordu. Haliyle bu çok normaldi. Üzerimde kıçımı bile zor kapatan dar bir elbise vardı. Bu elbiseyi giyeceğimi hiç düşünemezdim. Angela bunu doğum günümde almıştı. O her anımın içindeydi.

Düşünmeyi bırakıp korumaları umursamadan kapıdan içeri girdim. İçerisi kalabalık sayılmazdı. Herkes cinayetten sonra buraya gelmenin ne kadar cesaret isteyeceğini biliyordu sanırım. Ben hariç.

İlerleyip bar sandalyelerinden birine oturdum. Barmene döndüm ve ne isteyeceğimi düşünmeye başladım. Çok fazla içki bilmezdim ve içmezdim de. Ben ne söyleyeceğimi düşünürken yanımdaki sandalyeye biri oturdu ve barmene "iki şarap." dedi.

Bu Luke' dan başkası değildi.

"Senin ne işin var burda?"

"Ne var yani ben de bara gelemez miyim? Asıl senin ne işin var? Daha yeni cinayet işlenmiş bir yere gelmek senin için tehlikeli değil mi?"

Duyduklarım karşısında gözlerim doldu. Hayat benimle oynuyordu. Daha ne bekliyordum ki?

"Bu seni hiç ilgilendirmez!"

"Ben bunları sana karışmak için söylemedim. Sadece burada ölen de bir kadındı. Seni düşündüğüm için söyledim."

"Bu konuyu hemen kapat. Ayrıca beni düşünmene gerek yok!"

O sırada barmen şarapları getirdi. Kadehimi alıp bir yudum içtim. Luke tekrar konuşmaya başladı.

"Neden konuyu kapatmam gerekiyor? Zaten herkes bu olayı konuşuyor."

"Sus lütfen."

"Bunu konuşmam seni neden Bu kadar rahatsız ediyor? Belli ki fahişenin teki rahat durmamış."dedi ve sırıttı.

Artık dayanamayacaktım. Ayağa kalktım ve kadehimi alıp Luke'un başından aşağı döktüm.

"Sus çünkü o benim arkadaşımdı seni lanet olası!"

Luke şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Çantamı alıp bardan çıktım ve koşarak arabama bindim. Bardan çıkan Luke'u görünce hemen arabayı çalıştırdım ve eve sürdüm.

Eve gidene kadar ağlamıştım. Arabadan indim ve temiz havayı içime çektim. Duyduğum araba sesiyle arkamı döndüm. Luke gelmişti. Hızlı adımlarla apartmandan içeri girdim ve kapıyı kapattım.

Luke arkamdan bağırıyordu.

"Özür dilerim!! Ben bilmiyordum."

Onu duymazdan gelerek daireme girdim ve kendimi yatağa attım. Bu gece başka birşeyi kaldıramayacaktım.

CİNAYET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin