Lily Stewart.
Luke Stewart'ın kardeşi.
Maria delirmek üzereydi. Luke ona kimsesinin olmadığını söylemişti. Lanet olsun! Ona neden inanmıştı ki?!
"Peki onun amacı ne? Bana zarar vermek için mi burda?"
"Sizce bayan Herald? Başka bir amacı olmasa neden bir psikolog kılığına girip size yakınlaşmak istesin?"
"Aman Tanrım! Hayatımı bir türlü düzene sokamıyorum. Tam yeni bir arkadaş bulduğumu sanmıştım."
"Üzülmeyin. İyi tarafından bakın o Luke'un intikamını alamadan olay çözüldü. Onu hapise tıkıp sizi güvenli bir şekilde evinize göndereceğiz."
"Onunla konuşabilir miyim?"
"Bunu yapamayız. Tehlikeli."
"Lütfen. Hemen kapının önünde olursunuz."
"Ah pekala. Gidelim."
***
Maria sorgu odasına girer girmez Lily kafasını kaldırdı ve gülümsedi. Aynı Luke gibi diye geçirdi içinden Maria. Nasıl anlayamamıştı? Benziyorlardı.
"Maria Herald?"
"Ella Wilson? Ya da Lily Stewart mı demeliydim?"
"Gerçekleri öğrenmişsin."
"Evet ama neden?"
Lily kaşlarını çattı.
"Elbette intikam. Klişeleri severim."
"Anlayamadığım şey Luke bir kadın katili ve sen de bir kadın olmana rağmen onun arkasında durabiliyorsun."
"Bak tatlı şey. Kadınlar hizmetkâr olarak doğmuştur. Erkekler bizim tanrılarımızdır. O kadınların hiçbiri umrumda değil. Anlıyor musun?"
Maria sinirlenmişti. O kadınlar masumdu ve Angela'da öyle.
"O zaman ben cehenneme gideceğim. Çünkü bir tanrıyı ölesiye dövüp ona işkence ettim. Ve final... En sevdiğimdi. Luke o alevlerin içinde kıvranıp çığlık atarken tanrı o değilde ben gibiydim. Çok yazık oldu. Sende intikam alamadan hapsi boyladığına göre ben hayatıma devam ediyor olacağım."
Maria Lily'nin sinirlendiğini görünce gülümseyerek sorgu odasından ayrıldı. Artık huzurlu hissediyordu.
Lily ise kendini sakinleştirmeye çalıştı. Bunlar planın parçasıydı. Lily henüz birşey yapamadığı için az ceza alacak Maria ise kendini güvende hissedecekti. Fakat ona zarar verecek asıl kişi dışardaydı.
Jim...
Maria'ya asla acımazdı. Jim bir zamanlar Luke'un en iyi arkadaşıydı. Luke katil olduktan sonra asla bir araya gelmemişlerdi. Jim hayatına Lily ile devam etmiş bu süre içinde ona aşık olmuştu. Jim Lily'i saplantı haline getirmişti. Lily bunu biliyor ve onunla biraz ilgilenerek her istediğini kolayca yaptırabiliyordu. Jim onun için katil olmayı bile kabul etmişti ki ilk kurbanı Maria olacaktı.
Lily bunları düşünürken keyiflendi ve Luke'un intikamını alacağı için mutlu hissetti. Ne olursa olsun Luke onun abisiydi. Ona olan hayranlığı o kadar büyüktü ki onu tanrısı gibi görüyordu. Ve tanrısı yanmış bir vücutla hapiste çürürken o sürtük kadın dışarda rahatça yaşayamazdı. Genç kadın umarım Jim eğlenir diye geçirdi içinden.
Maria bu sefer kurtulamayacaktı.
***
Maria dün gece uyuyamamıştı. Tüm gece boyunca düşünüp durmuştu. Hayatı bir cinayetle bambaşka bir hal almıştı ve bir daha asla eski haline dönmemişti. Neden hala düzenli bir hayatı yoktu? Psikolog cezası bittiğine göre bir iş bulup çalışabilirdi fakat içinden bunu yapmak gelmiyordu. Hayatı mahvolmuştu ama sanki eski Maria değildi artık. Düşününce bir iş bulup çalışmak ve normal bir hayat sürdürmek ona sıkıcı geldi. Ne yapacaktı? Bob'u aradı ve akşam yemeğe çağırdı. Aklındakileri ona anlatmalıydı. Bob yorgun olacağını söylediğinde Maria zorda olsa onu ikna etti ve akşam için hazırlık yapmaya başladı.
Herşey hazırdı. Maria saate bakarak Bob'un ne zaman geleceğini düşündü. Yaklaşık on dakika sonra kapı çaldı. Maria kapıyı açtığında Bob karşısında duruyordu. Genç kadın gülümseyerek hoşgeldin dedi ve Bob'u içeri davet etti.
Yemek için masaya yerleştiklerinde Bob merakla Maria'ya bakıyordu.
"Bir sorun mu var?"
Maria suyundan bir yudum aldı.
"Hayır bir sorun yok. Sadece biraz konuşmak istiyordum."
"Ah tabiki. Kötü birşey yoktur umarım?"
"Hayır Bob. Sana ne kadar teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bana maddi ve manevi desteklerini görmezden gelemem. İnan hakkını da ödeyebilmem mümkün değil."
"Maria gerçekten seni kızım gibi seviyorum ve inan bunları istediğim için yaptım. Bunları ne için söylüyorsun?"
"Bob ben gidiyorum."
Yaşlı adam duydukları karşısında şaşırmıştı.
"Nereye?!"
"Ah bilmiyorum. Tek bildiğim gitmem gerektiği. Bu şehirde neler yaşadığımı biliyorsun ve ben hayatımı iyileştirmeye çalıştıkça yaşadıklarım peşime takılıyor."
"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Sen gazete şirketine tekrar gelirsin sanıyordum."
"Üzgünüm. Sanırım kendime yeni bir hayat kurmalıyım. Bana hediye ettiğin bu evde benden sana bir hatıra olarak kalsın. Çok teşekkür ederim."
Bob dolan gözlerini Maria'dan kaçırmaya çalıştı. Bunu beklemiyordu.
"Pekala kızım. Orda kendine dikkat et ve mutlu ol."
Maria Bob'un üzüldüğünü görünce yerinden kalktı ve ona sarıldı.
"İyi olacağım."
Bob ondan ayrılarak gözlerini sildi.
"Hey! Tamam bu yaştan sonra ağlayacak değilim."
Bob'un bu sözü üzerine ikiside gülmeye başladı.
"Peki ne zaman gideceksin?" diye sordu Bob.
"Birkaç gün sonra. Yarın gidip bilet alacağım."
"Aklında bir yer var sanırım?"
"Evet. Los Angeles."
"Bu harika! Çok eğleneceğinden eminim."
"Umarım öyle olur."
Bob şarap kadehini kaldırarak Maria'ya uzattı.
"O zaman kadeh kaldıralım. Yeni hayatına!"
"Yeni hayatıma!" diye tekrar etti Maria.
Ne yazık ki başına geleceklerden habersizdi.
Merhaba!
Umarım beğenirsiniz. Bu arada sona yaklaştığımızı belirtmek istiyorum. İyi okumalar! Kendinize iyi bakın! Oy ve yorumları unutmayın!!
