"Seni izliyorum."
Maria dehşet saçan gözleriyle etrafına baktı. Bu ne demek oluyordu böyle?! Hızla ayağa kalkarak bahçeye çıktı.
"Yeter artık! Beni rahat bırakın sizi adi pislikler! Her kimseniz sizi bulacağım ve mahvedeceğim!"
"Hey seni kaçık sessiz ol! Saatin kaç olduğunu biliyor musun?"
Maria öfkeyle bağıran yaşlı komşusuna ters bir bakış atarak eve geri girdi. Hayatında herşey bir kez olsun yolunda gitmeyecek miydi? Bu durumdan çok sıkılmıştı. Şimdi ne yapmalıydı?
Elindeki kağıda baktı ve düşünmeye başladı. Geçmişi düşündü. Başına ne geldiyse polise gitmediği içindi. Bu sefer öyle olmasını istemiyordu. Yarın erkenden polise gitmeye karar vererek uyumak için odasına çıktı.
***
Baş komiser Jadon kâğıdı inceledi ve Maria'ya baktı.
"Gazetenin içinden düştü yani öyle mi?"
"Evet. Gazeteyi de getirdim." dedi elindeki poşeti göstererek.
Jadon sıkıntılı bir nefes verdi.
"Umarım boş birşey için uğraşmıyoruzdur."
"Umarım." dedi Maria.
Komiser Jadon Felix'i çağırdı. Kağıtla gazeteyi adli tıpa göndererek parmak izi olup olmadığına bakılmasını istedi.
"Maria birşey çıkarsa seni arayacağız. Bu arada seni takdir ettim. Delilleri polisle paylaşman psikoloğun işe yaradığını gösteriyor."
Maria tepkisiz kalarak odadan çıktı. Saate baktığında sadece yarım saati olduğunu gördü ve aceleyle karakoldan ayrıldı.
Kırk beş dakika sonra Maria nefes nefese Ella'nın karşısında oturuyordu.
"Son kez söylüyorum Maria. Ne olursa olsun bu seanslara geç kalmamalısın. Lütfen bu konuda özen göster."
"Tamam dedim ya Ella! Özür dilerim ama gerçekten acil bir işim vardı."
"Peki anlat."
"Dün gece kapım çaldı ve açtığımda kimse yoktu. Sadece yerde bir gazete vardı. Gazeteyi incelediğimde içinde bir kağıt parçası buldum. Üzerinde seni izliyorum yazıyordu. Bende onları sabah erkenden karakola götürdüm. Komiser Jadon birşey olursa beni arayacağını söyledi. Bu yüzden geç kaldım."
"Ah Maria sana hak veriyorum. Başına ne kadar da kötü şeyler geliyor. Acaba şeytan tarafından lanetlendin mi? Aman Tanrım! Bu korkunç!"
Maria gözlerini devirdi. Bu kadın aklını kaçırmış olmalıydı.
"Şeytan demişken dün kimi gördüm tahmin et?"
"Kimi?"
"Tabiki eski kocamı. Hemde yanında bir kız vardı. Lanet olası ne çabuk yeni birini buldu?!"
"Ah yine başlıyoruz desene."
***
Maria sonunda evine varabilmişti. Çantasını açarak anahtarlarını aramaya başladı. Fakat yoktu.
"Lanet olsun." dedi hayal kırıklığına uğramış bir şekilde. Yere çöktü ve çantayı beton zemine boşalttı. Yoktu ışte! Nerede düşürmüş olabilirdi ki? Tabiki Ella'nın ofisinde. Başka nerde olacaktı? Maria yerdeki eşyalarını çantaya doldurarak geldiği yolu geri dönmeye başladı.
Genç kadın epey yorulmuştu. Asansöre bindiğinde nefes nefeseydi. Ella'nın çıkış saati gelmeden yetişmek için koşturmak zorunda kalmıştı. Ayakta duracak hali yoktu. Asansör durduğunda Maria inerek Ella'nın ofisine ilerledi. Tam köşeyi dönecekken birine çarparak yere düştü. Kafasını kaldırıp baktığında uzun boylu ve yapılı bir adam gördü. Karizmatik ama korkunç bir surata sahipti. Adam Maria'ya kısa ama bir o kadar keskin bir bakış atarak yoluna devam etti. Maria bu duruma daha da öfkelenmişti.
"İnsanların nesi var böyle?!" diyerek ayağa kalktı ve üzerini temizleyerek Ella'nın odasına daldı.
"Maria?!"
Ella şaşkınlıkla genç kadına baktı.
"Senin ne işin var burada? Gitmemiş miydin?"
"Ah hayır. Aslında gitmiştim ama anahtarlarımı bulamadım. Burada düşürmüş olabileceğimi düşündüm."
"O halde buna sevindim. Çünkü Doktor Amelia koridorda anahtarlarını bulmuş. Onun erken çıkması gerektiği için bana bırakmıştı."
"Buna çok sevindim."
Ella çekmecelerin birinden anahtarları çıkararak Maria'ya verdi.
"Pekala gitsem iyi olacak Ella."
"Bende toparlanıyordum zaten. İyi akşamlar."
Maria odadan çıkacağı anda vazgeçti ve Ella'ya döndü.
"Hey! Az önce odandan çıkan iri yarı adam da kimdi?"
Ella endişeyle kaşlarını çattı.
"Aa.. şey.. O Doktor Amelia'yı sormak için buradaydı. Yani ben tanımıyorum. Sadece yardımcı oldum. Neden sordun ki?"
"Hiç. Merak ettim. Pek nazik biri değil. Her neyse Ella. Anahtarlar için teşekkür ederim iyi akşamlar."
"Sanada." dedi Ella. Ucuz atlatmıştı. Eşyalarını toplayarak ofisinden çıktı. Asansöre biner binmez telefonunu çıkararak Jim'i aradı.
"Onu gördün mü?"
"Evet çarpıştık ve yere düştü."
Ella kıkırdadı.
"Daha çok düşecek. Biraz oyna fakat kendini riske atma. Daha sonra bitir işini."
"Ah o güzelliğe yazık olacak!"
Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum eksik olmasın lütfen. Bu arada yaptığı güzel yorumlar için asamazsa ' ya çok teşekkür ediyorum💓 Kendinize iyi bakın!
