Cinayet Bürosu
Başkomiser Jadon kafasını ellerinin arasına alarak sıkıntılı bir nefes verdi. Katile ait hiçbir iz bulamamış olması canını fena sıkıyordu. Maria Herald ve birlikte yaşadığı o adamı tekrar sorgulaması gerektiğini düşünerek Felix'i onları büroya getirtmesi konusunda görevlendirmişti. Maria'nın birşeyler sakladığını düşünüyordu. Sanki bildiği şeyleri onlardan gizliyordu. Yanındaki arkadaşı da gizemli bir tipti. Bir anda ortaya çıkmıştı.
"Hey! Beni duymuyor musun?"
Jadon irkilerek odaya giren Felix'e baktı. O kadar dalgındı ki onun geldiğini bile duymamıştı.
"Haberler nasıl Felix? Geldiler mi?"
"Malesef."
"Ne demek bu?"
"Kaldıkları dairede kimse yoktu. Komşuları Maria ile Luke'un tartıştıklarını ve Maria'nın evi terkettiğini söylediler. Bizde biraz araştırdık ve Maria'nın çalıştığı gazete şirketinden Bob Rochelle adındaki patronu sorguya aldık. İlk önce birşey anlatmak istemedi fakat Maria'nın tehlikede olabileceğini söyleyince Maria'nın kısa süre önce ondan borç istediğini ve bir otele yerleştiğini söyledi. Otele gittiğimizde Maria'nın bu sabah çıkış işlemlerini hallettiğini söylediler. Ne yazık ki şu an Maria'nın da arkadaşı Luke'un da nerede olduğunu bilmiyoruz."
"Luke ile kavgalı ayrılmışlar. Bu hiç iyi olmadı. Luke denen o adam Maria'ya zarar vermiş olabilir."
"Haklısın. Şimdi ne yapacağız?"
"Bob Rochelle'yi bıraktınız mı?"
"Henüz değil. Seninde sorgulamak isteyeceğini düşündüm."
Jadon hevesle Felix'in yanına geldi.
"Gidelim o halde."
Sorgu odasına geldiklerinde Bob çok çaresiz görünüyordu. Maria'nın bir delilik yapmış olmasından korkuyordu. Başkomiser Jadon Bob'un karşısına oturdu ve derin bir nefes aldı. Bu adam onun son umuduydu.
"Bay Rochelle şimdi size sorduğum soruları dürüstçe yanıtlayın. Unutmayın ki tüm bunlar Maria'nın iyiliği için."
Bob yavaşça kafasını salladı ve sorulacak olan soruyu bekledi.
"Maria'yı en son ne zaman gördünüz?"
"Gazete şirketinden bir kız ölmüştü. Adı Britney. Onun cenaze töreninde birlikteydik."
"Peki nasıldı? Çok mu üzülmüştü?"
"Aslında hayır."
"Britney'i sevmiyor muydu?"
"Tabiki seviyordu. Sadece artık tüm bu kadın cinayetlerinden sıkılmış gibiydi. Öfke doluydu. İntikam almak istiyordu. Katille iletişime geçtiğini söyledi."
"Nasıl?"
"Bilmiyorum. Anlatmadı. Olacak cinayetleri Maria'ya bildiriyormuş. Maria onu bulacağını ve cezasını kendisi vereceğini söyledi."
"Bu delilik! Neden gelip polise anlatmadınız?!"
"Ona bunu söyledim fakat beni de söylememem için tembihledi. Çok üzgünüm. Lütfen başına birşey gelmeden bulun onu."
"Elimizden geleni yapacağız."
Komiser Jadon yerinden kalkarak sorgu odasından çıktı. Çok sinirliydi. O kadının rahat duymayacağı belliydi.
"Felix?!"
Felix Jadon'un arkasından sorgu odasından çıktı.
"Ne yapıyoruz?"
"Hemen arama ekiplerini hazırlayın! O kadını ölmeden önce bulmalıyız."
"Ya da öldürmeden." dedi Felix Jadon'un ardından.
***
18. GÜNMaria benzin bidonunu bir kez daha Luke'un kafasına geçirdi. Nefes nefese kalmıştı. Bidonu yere bırakarak nefesini düzene sokmaya çalıştı. Bir gün boyunca bu depoda kalıp Luke'u ölesiye dövmek bile onu rahatlatamamıştı. Luke'un her yeri kana bulanmıştı. Yarı baygın olmasına rağmen hala gülüyordu.
"O gece bara gitmiştim. Angela'yı gördüm ve onu arzuladım fakat o fazla isteksizdi. Beni reddetti. Bunu kabullenemezdim."
"Kes sesini seni lanet olası!"
"Tahmin ettiğin gibi onu öldürdüm. Inan bana bu çok zevkliydi."
"Sus artık sus!!"
Luke sesli bir kahkaha attı.
"Bırak beni."
Maria sakinleşerek Luke'a yaklaştı ve yavaşça gülümsedi.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır dalga geçmiyorum. Olması gerekenleri söylüyorum. Şimdi beni çözeceksin. Bende seni gebertip buradan hızlıca uzaklaşacağım."
Bu sefer kahkaha atma sırası Maria'daydı.
"Peki." dedi kahkahalarının arasından. Luke'a iyice yaklaştı ve yüzünün hizasına kadar eğildi. Ardından suratına tükürerek geri çekildi.
Luke öfkeyle kasıldı.
"Fahişe!! Seni de Angela'yı öldürdüğüm gibi öldüreceğim!"
Maria kıkırdayarak benzin bidonunu eline aldı ve kapağını açtı.
"Üzgünüm malesef bu hayalini gerçekleştiremeyeceksin."
Luke öfkeyle olduğu yerde çırpınmaya başladı. Düştüğü bu tuzaktan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Maria benzini Luke'un etrafında çember çizecek şekilde yere döktü. Luke bu olanlara inanamıyordu. İlk kez bu kadar çaresizdi.
"Maria çok üzgünüm. Lütfen aklından ne geçiyorsa vazgeç. Anlaşabiliriz."
Maria onu duymamazlıktan gelerek çantasından bir çakmak çıkardı.
"İnan bunu yaparken çok eğleneceğim."
Luke korkuyla ona baktı. Bunu yapabileceğini hiç düşünmemişti. Maria çakmağı çaktı.
"Hayatın boyunca kadınların çaresizliğini izledin ve onlara zerre kadar acımadın. Hepsini öldürdün hemde bir hiç uğruna. Reddedildin ve intikam aldın. Şimdi intikam sırası bende. Elveda Luke."
Maria çakmağı yere attı ve o anda deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
Üzgünüm bölüm kısa oldu. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.