.15.

617 47 9
                                    

16. GÜN

Yaşlı kadının hıçkırıkları boş kilisede yankılanıyor Maria'nın içine işliyordu. Cenaze töreni son bulmuştu. Britney'in annesi hala kendine gelememiş bir şekilde ağlıyordu. Bob ve Maria onu ne kadar sakinleştirmeye çalışmış olsalarda bir işe yaramamıştı. Bob Maria'yı bir köşeye çekti ve kısık sesle konuşmaya başladı.

"Zavallı kadın tek çocuğu Britney'miş. Kocası da yıllar önce onu bırakıp gitmiş. Kötü bir eş olmalı baksana kızının cenaze törenine bile katılmadı. Tanrım! Hala inanamıyorum. O çok başarılı bir gazeteciydi. Şirkettekiler çabuk toparlanamayacaktır."

"Biliyordum."

"Ne?"

"Onun bir kadını daha öldüreceğini biliyordum. Bana söyledi."

"Maria! Sen katille mi konuştun?!"

"Şşş! Sessiz ol. O benimle iletişim kuruyor. Bak bu çok uzun bir hikaye."

"Polise gitmelisin. O zaman kesin yakalanır."

"Olmaz. Onun cezasını ben vereceğim."

"Maria sen delirdin mi?! Onun cezası hapiste yatmak."

"Hayır Bob. O kadar kolay kurtulamayacak."

"Ne yapacaksın?! Onu öldürecek misin?!"

Maria gözlerini Bob'un gözlerine sabitledi.

"Saçmalama bu hiç eğlenceli olmaz! Ölmek için yalvaracak fakat ben ne zaman istersem o zaman son nefesini verecek."

Maria sözlerini bitirerek kilisenin çıkışına ilerledi. Bob ise arkasından şaşkınca bakıyordu.

"Tanrım sen yardım et. Bu kız kafayı sıyırmış!"

***

Maria otele döndüğünde çok iyi hissediyordu. Arkadaşının ölmesi bile onu ağlatamamıştı. Bu gerçekten garipti. Sanırım artık hissizleşiyordu. Üzerindeki kıyafetleri çıkardı ve aldığı deri elbiseyi giydi. Botlarını ve deri ceketini de giydiğinde hazırdı. Çantasından katilin bıçağını ve kağıdı alarak ceketinin cebine soktu. Ardından çantayı bir kenara fırlatarak otelden ayrıldı.

Taksi Terra Blues'un önünde durduğunda Maria gülümseyerek taksiden indi. Bara girdiğinde neredeyse boş olduğunu gördü. Bir bar taburesine oturarak viski söyledi. Bir yandan da etrafını kolaçan ediyordu. Katilin burada olduğundan adı kadar emindi. İzleniyor gibi hissediyordu. Yanına birinin oturduğunu hissedince kafasını çevirdi.

"Luke?"

"Ne yapıyorsun sen burda?!"

"Bana bağırmayı kes! En son yaptıklarını unutmadım. Ne hakla bana böyle davranabiliyorsun?"

"Sen Maria! Çok büyük bir hata yaptın! Beni reddettin!"

"Anlamıyorum reddedilmek seni neden bu kadar sinirlendiriyor?! Her neyse ben gidiyorum. Bir daha karşıma çıkma!"

"Buraya gel Maria!"

Maria arkasından bağıran adamı umursamayarak kendini sokağa attı. Luke yine işleri mahvetmişti. Onu artık gerçekten tanıyamıyordu. Luke'un onu takip etmediğinden emin olarak Rudy's Bar'a gitti. Kafasını dağıtmak gece boyu içmek istiyordu.

***

Genç kadın iyice sarhoş olmuştu. Fakat hala Luke'u düşünüyordu. Son zamanlarda o kadar hırslıydı ki bu hırs onu katil bile yapabilirdi. Reddedilmek neden onu bu denli sinirlendiriyordu? Luke'un bu haline daha önce de şahit olmuştu. Markette ki sarışın kız da onu reddedince çok öfkelenmişti. Zavallı kız! O da ölmüştü.

Maria kafasını ellerinin arasına aldı ve Angela'yı düşündü. O gece ne olmuştu kim bilir? Angela güzel bir kadındı fakat erkeklerden pek haz etmiyordu. Belki de o gece katil ona asılmıştı. Öyle olduysa bile Angela'nın onu reddettiğinden emindi. Belki de katil reddedilmeyi sevmiyordu. Bu onu sinirlendirdiyse Angela'yı öldürmesi muhtemeldi. Aynı Luke gibi diye düşündü Maria.

"Aynı Luke gibi. Aynı Luke gibi.."

Maria aklına gelen korkunç düşünceyle ayağa kalktı. Barmene parayı ödedikten sonra hızlı adımlarla bardan ayrıldı. Boş sokakta sarsak adımlarla ilerlerken nefes nefeseydi. Katil Luke muydu?! Olamazdı! Bu sadece bir varsayımdı. Maria Luke'un reddedildiği anları düşündükçe daha çok korkuyordu. Caddeye çıktığında kendisine gelen taksiyi durdurdu. Otele gitmeliydi. Hemde hemen!

***

Soğuk duş ve acı kahve genç kadını kendine getirmişti. Sağlıklı düşünmeliydi. Luke ile, Angela öldüğü zaman tanışmıştı. Tüm herşeyi planlamış olması zordu. Fakat imkansız değildi. Aklındaki bu ihtimal onu çok çaresiz bırakıyordu. Şimdi ne yapacaktı? Genç kadın saate baktı. Gece dört buçuktu. Uyuması gerekiyordu fakat korkunç düşünceler onu rahat bırakmıyordu. Maria düşüncelerden kurtulmaya çalışarak yatağa girdi. Yarın herşeyi öğrenecekti. Şimdi sadece uyumalıydı.

***

17. GÜN

Luke bardağında kalan birayı kafasına dikti ve pencereden dışarıya baktı. Hava yeni aydınlanıyordu. Artık hiçbir kadın umrunda değildi. Sadece Maria'ya odaklanacaktı. Ona gereğinden fazla zaman vermişti. Bugün herşey bitmeli diye düşündü. Bir an önce kendine gelmeliydi. Maria'yı görmek için sabırsızlanıyordu.

Merhaba canlarım!
Biliyorum bölüm gecikti. Üzgünüm vakit bulamadım. Birazda kısa oldu bir an önce yayımlamak istedim. Bu yüzden uzatmadım fazla. Her neyse sizleri seviyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum💚

CİNAYET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin