¦
Sabah uyandığımda kendimi yatağımda buldum.
Dün, neler oldu? Bir dakika...
Lanet olsun! Namjoon nerede?
Hala gözlerimi açmadan başımı ovuşturarak yatakta doğruldum. Benim için zor bir gün olacaktı.
"Hassiktir!"
Yanımda yatan Namjoon'u görmemle bağırmıştım. Bir anlık refleksle kendimi geri çekmiştim. Namjoon hafiften gözlerini aralamış ve "Hey, ne bağırıyorsun?" diye mırıldanmıştı. Onu uyandırmamalıydım.
"H-hiç, bir şey yok. Uyu sen uyu."
Yataktan hemen kalkıp odadan çıkmaya yeltenmiştim ki üstümde sadece iç çamaşırı olduğunu fark etmek, beni zıvanadan çıkaracak bir şeydi. Ses yapmadan bir eşofman geçirdim altıma ve bir t-shirt alıp odadan çıktım. Hızlıca üstüme geçirerek mutfağa doğru yürümeye başladım.
Tanrım! Dün gece olan olaylardan sonra ne yapacağım? Namjoon'un yüzüne bile bakamam ki ben! Utançtan ölürüm! Ama soğukkanlı olmalıyım. Sanki her zaman yaptığım şeylerden biriymiş gibi, cool erkek tarzı takınacağım.
Mutfağın içinde dört dönüyordum. Saçma sapan hızlı hızlı yürüyor, ne yapacağımı planlıyordum.
"Lan ne yapıyorum ya ben!"
Sesli bir şekilde bağırdıktan sonra küt diye sandalyeye oturmuştum. Bir bacağımı sallıyor, hala yerimde duramıyordum. Saçma sapan şeyler yapmaktan öteye gitmeyen beynim çalışmayı durdurmuştu.
"Seokjin? İyi misin, ne yapıyorsun?"
Gözlerini ovuşturarak mutfağa giren Namjoon'a baktım. İyi, uyku sersemiydi. Benimle uğraşacak ve alay edecek hali yoktur herhalde. Gerçi pek umutlu değilim ama.
"Hiç, Namjoon. Ben yeni kalktım da."
Sakince cevap vermeye çalışmıştım ama büyük çoğunlukla başarısız olmuştum.
"Dün oldukça yorulmuş olmalısın, öyle değil mi, hm?"
Yüzündeki tuhaf gülümsemeyle gözlerini kısarak konuşmuştu. Hay sikeyim cidden. Bir insan nasıl uyku sersemiyken daha dün seviştiği adamla bu kadar alay edici konuşabilir? Ben de oldukça açık sözlü olabilirim ve hatta da öyleyim zaten ama Namjoon'un karşısında olunca her şey değişiyor.
''Gerçi böyle hareketli olduğuna bakılırsa, gece oldukça iyi geçmiş."
Tanrım, benimle bu şekilde alay etmesi ve benim hiç bir şey söyleyememem çok sinir bozucu. Acilen ağzını kapatacak bir cevap vermeliyim ona.
''Onunla bir alakası yok. Ben böyle şeylere oldukça alışık olduğumdan, zorlanmamam normal.''
Şimdi de resmen orospu gibi gözüktüm. Sanki her önüne geçene veriyorum da alışığım buna. Bulacağım mantıklı cevaba sokayım.
''Dün gece o şekilde inlerken pek de dediğin gibi gözükmüyordu ama... Tabi sen bilirsin.''
''Sanki sen inlemedin. Hem zevkten de inleyemez miyim yani? İlla acıdan falan mı olması gerekiyor?''
Tanrım ben ne diyorum? Neden Namjoon'la böyle bir konuyu konuşuyorum ben şu an? Dün seviştik oldu bitti. Neden bu kadar uzadı? Salak salak konuşmayı kesmezsem ebemi ağlatır bu.
Namjoon tezgaha doğru yürümüş, sürahiden bardağa su dolduruyordu.
''Ben acıdan mı yoksa zevkten mi inlediğinden bahsetmedim, o konuyu sen açtın. Hem ayrıca dün gece senin için oldukça zevkliydi o zaman, hm?''
![](https://img.wattpad.com/cover/173180078-288-k246162.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
burglar love ¦ namjin
FanfictionBir hırs uğruna aldığı kararlar, hayatını çok boğucu yollara sürüklerken ister istemez o da kayboluyordu. Kendisinin düzenli zannettiği ama oldukça dağınık olan hayatının içerisinde yolunu bulamaz olmuştu artık. Sırlar üzerindeki koyu perde yok olan...