15 : to : 15

699 82 85
                                    

"Şimdi , sen arabada neler yapıyordun bakalım Seokjin ?"

Namjoon , eve girdiğimiz ve kapıyı kapattığımız anda beni tutup kapıya yaslamıştı ve önüme geçmişti . Bir kolunu kapıya dayayarak üstüme doğru eğilmişti .
Heyecanlanmadım değildim hani . Namjoon bana her yaklaştığında heyecanlanıyor ve utanıyordum ben . Bu da sebepsizce onun hoşuna gidiyordu herhalde .

Ben sorusunu cevapsız bırakırken dudakları dudaklarıma oldukça yaklaşmıştı . Verdiği nefesi dudaklarımda hissedebiliyordum .

"Peki , ben şimdi seni öpersem , sen de arabadaki hareketlerinin cezasını almış olur musun ?"

"Ne bu ? Daddykink ? Babacık fantezisi falan mı ?"

Yerimden kıpırdamadan söylediğim sözle Namjoon gülmüş ve başını "Tabii ki hayır ." der gibi hafiften sallamıştı . "Ama aslında güzel olurdu ." demişti gülümseyerek . Sonrasında direk dudaklarıma kapanmıştı .

Kapıya tamamen yaslı olan beni , belimden tutup kendine yapıştırmıştı . Bir eli belimde duruyor , diğer eli yanağımı okşuyordu . Benim ellerim de onun saçlarındaydı .

Dudaklarını tatmak çok güzeldi . Onunla birleşmek çok güzeldi . Onun bukleleriyle oynamak çok güzeldi . Onunla patlamış mısır yemek , darmadağın olan evi toplamak , saçma sapan yemekler yapmak , beraber işe gitmek de çok güzeldi . Onunla ilgili olan her şey çok güzeldi . Onunla ilgili her şeyi sevebilirdim . Çünkü ben , en başından onu çok severek , bu dünyadaki seveceğim şeylerin sayısını çoktan artırmıştım . Ben ona aşık olmuştum .

Keyifli bir öpüşmenin sonunda ikimiz de beraber mutfağa gitmiş ve yine keyifli bir yemek yemiştik . Ve sonunda yine salondaki yerimizi almıştık . Salon , evin en çok vakit geçirilen yeriydi .

Benim içimden bazen sebepsizce dürtüler geçip durur . Yani çok önemli şeyler değil . Mesela , televizyona pür dikkat odaklanmış Namjoon'u öpmek gibi . Bu aralar çok arsızlaştım . Hep Namjoon'un yanında olmak , ona sarılmak , onunla öpüşmek istiyordum .

"Joon Joonie ~~"

Bir çocuk gibi uzanıp beline sarıldığımda kıkırdadı ve beni kendine çekti . Alnıma minik bir öpücük kondurup saçlarımı okşadı . Bana minik bir bebek gibi davranıyordu ki minik bir bebekten farksızdım . Yüzümü onun göğsüne gömmüş , o şekilde duruyordum . Bu hayatta insana en güzel gelen şey sarılmak olmalıydı . Çünkü cidden fazla güzel hissettiriyordu .

Başımı hafifçe kaldırıp ona baktım . "Joonie ?"

"Evet Jinie ?"

"Woah böyle bile uyumlu olduk ."

"Değil mi ? Çok yakışıyoruz ."

"Aynen öyle ."

"Ee , sen ne diyecektin ?"

"Ben ... Hah hatırladım . Şey , sen ... Benim aklımı karıştırıyorsun Joon ."

'Ne alaka ?' der gibi kaşlarını çattı ve bana baktı . "Ne ? Neden ?" diye sordu hızlıca . Onun beline sarılan ellerimi çektim ve koltukta doğruldum . Yani , şimdi bunları söylemeli miydim ? Rezil falan olmam umarım .

Elimi enseme götürdüm ve Namjoon'un yüzüne tam bakamadan konuşmaya başladım . "Yani şöyle ki ..." Yüzüme merakla bakıyordu . "Evet ?" diye sordu aceleyle . Sanırım ciddi bir şey sanmıştı . Dediğimi duyunca yerlere yatacağına eminim .

Ve ben de onun üstüne .

Beynim şöyle şeyler düşünmeyi acilen kesmeli . Resmen içim fesat . Yani sözgelimi de değil , iç sesim harbi fesat .

burglar love ¦ namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin