"Şimdi , sen arabada neler yapıyordun bakalım Seokjin ?"
Namjoon , eve girdiğimiz ve kapıyı kapattığımız anda beni tutup kapıya yaslamıştı ve önüme geçmişti . Bir kolunu kapıya dayayarak üstüme doğru eğilmişti .
Heyecanlanmadım değildim hani . Namjoon bana her yaklaştığında heyecanlanıyor ve utanıyordum ben . Bu da sebepsizce onun hoşuna gidiyordu herhalde .Ben sorusunu cevapsız bırakırken dudakları dudaklarıma oldukça yaklaşmıştı . Verdiği nefesi dudaklarımda hissedebiliyordum .
"Peki , ben şimdi seni öpersem , sen de arabadaki hareketlerinin cezasını almış olur musun ?"
"Ne bu ? Daddykink ? Babacık fantezisi falan mı ?"
Yerimden kıpırdamadan söylediğim sözle Namjoon gülmüş ve başını "Tabii ki hayır ." der gibi hafiften sallamıştı . "Ama aslında güzel olurdu ." demişti gülümseyerek . Sonrasında direk dudaklarıma kapanmıştı .
Kapıya tamamen yaslı olan beni , belimden tutup kendine yapıştırmıştı . Bir eli belimde duruyor , diğer eli yanağımı okşuyordu . Benim ellerim de onun saçlarındaydı .
Dudaklarını tatmak çok güzeldi . Onunla birleşmek çok güzeldi . Onun bukleleriyle oynamak çok güzeldi . Onunla patlamış mısır yemek , darmadağın olan evi toplamak , saçma sapan yemekler yapmak , beraber işe gitmek de çok güzeldi . Onunla ilgili olan her şey çok güzeldi . Onunla ilgili her şeyi sevebilirdim . Çünkü ben , en başından onu çok severek , bu dünyadaki seveceğim şeylerin sayısını çoktan artırmıştım . Ben ona aşık olmuştum .
Keyifli bir öpüşmenin sonunda ikimiz de beraber mutfağa gitmiş ve yine keyifli bir yemek yemiştik . Ve sonunda yine salondaki yerimizi almıştık . Salon , evin en çok vakit geçirilen yeriydi .
Benim içimden bazen sebepsizce dürtüler geçip durur . Yani çok önemli şeyler değil . Mesela , televizyona pür dikkat odaklanmış Namjoon'u öpmek gibi . Bu aralar çok arsızlaştım . Hep Namjoon'un yanında olmak , ona sarılmak , onunla öpüşmek istiyordum .
"Joon Joonie ~~"
Bir çocuk gibi uzanıp beline sarıldığımda kıkırdadı ve beni kendine çekti . Alnıma minik bir öpücük kondurup saçlarımı okşadı . Bana minik bir bebek gibi davranıyordu ki minik bir bebekten farksızdım . Yüzümü onun göğsüne gömmüş , o şekilde duruyordum . Bu hayatta insana en güzel gelen şey sarılmak olmalıydı . Çünkü cidden fazla güzel hissettiriyordu .
Başımı hafifçe kaldırıp ona baktım . "Joonie ?"
"Evet Jinie ?"
"Woah böyle bile uyumlu olduk ."
"Değil mi ? Çok yakışıyoruz ."
"Aynen öyle ."
"Ee , sen ne diyecektin ?"
"Ben ... Hah hatırladım . Şey , sen ... Benim aklımı karıştırıyorsun Joon ."
'Ne alaka ?' der gibi kaşlarını çattı ve bana baktı . "Ne ? Neden ?" diye sordu hızlıca . Onun beline sarılan ellerimi çektim ve koltukta doğruldum . Yani , şimdi bunları söylemeli miydim ? Rezil falan olmam umarım .
Elimi enseme götürdüm ve Namjoon'un yüzüne tam bakamadan konuşmaya başladım . "Yani şöyle ki ..." Yüzüme merakla bakıyordu . "Evet ?" diye sordu aceleyle . Sanırım ciddi bir şey sanmıştı . Dediğimi duyunca yerlere yatacağına eminim .
Ve ben de onun üstüne .
Beynim şöyle şeyler düşünmeyi acilen kesmeli . Resmen içim fesat . Yani sözgelimi de değil , iç sesim harbi fesat .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
burglar love ¦ namjin
Fiksi PenggemarBir hırs uğruna aldığı kararlar, hayatını çok boğucu yollara sürüklerken ister istemez o da kayboluyordu. Kendisinin düzenli zannettiği ama oldukça dağınık olan hayatının içerisinde yolunu bulamaz olmuştu artık. Sırlar üzerindeki koyu perde yok olan...