27 : to : 27

401 68 37
                                    

Selam! Uzun zaman oldu, hm?

¦

Kafenin kapısını hızlıca açıp içeri girdim. Çok dikkat çektiğim için içerdeki birkaç müşteri başını bana doğru çevirince fevri hareketleri bırakıp sakince kafenin iç kısmına doğru ilerledim.

Ama oraya girdiğim an sakin halimden eser kalmamıştı. Çocuklara seslendim ve öncelikle tüm müşteriler gittikten sonra kafeyi kapatmalarını söyledim. Saçma bir yüz ifadesiyle bana baktılar ama önemli olduğunu söyleyince kabul ettiler. Uzun süre bekledik ama hep yeni müşteriler geliyordu. Daha fazla beklemememiz gerektiğini söyledim. Ünlü bir cafelerdi ve elbette ki birçok müşterileri olacaktı.

Jungkook gidip kibarca "Üzgünüz ama önemli bir meseleden dolayı kapatmak zorundayız, geldiğiniz için teşekkür ederiz." deyince yavaş yavaş ayaklanmaya başladılar ve kafe boşalınca çocukları hızlıca bir masanın etrafına oturtturdum. Ben de karşılarına geçtim, konuya nasıl başlayacağımı bilmiyordum ve meraklı gözlerle bana bakıyorlardı.

"Ne olduğunu söyleyecek misin artık Hyung?" dedi Jimin dayanamayarak. "Anlatacağım, anlatacağım ama konuya nasıl girmem gerektiğini bilmiyorum." deyince Jungkook hemen atladı. "Hyung başla işte bir yerden, çatlayacağım artık. Kimle ilgili ve konu ne anlat işte."

Başımı salladım. Eninde sonunda anlatacağım bir şeydi ve o yüzden uzatmanın anlamı yoktu. Gözlerimi sıkıca kapatıp "Konu Namjoon ve onu oradan çıkarmak." dedim hızlıca. Derin bir nefes verip tepkilerini görmek için başımı kaldırdım. Jungkook yüzündeki tuzaklı gülümsemeyle "Bu mükemmel bir fikir!" dedi. Jimin hiçbir şey demeden duruyordu. Taehyung'un şok olmuş bir ifadesi vardı ve "A-ama bu çok tehlikeli d-değil mi? Y-yani..." derken elimi omzuna koyup sıktım ve güven verici bir gülümseme kondurdum yüzüme. "Merak etme, abini oradan çıkaracağız."

Dediğim şeyle üçünün de yüz ifadesi değişmiş ve gözlerini benden kaçırmışlardı. Taehyung yere bakarken "Hyung, sen... Nasıl?" deyince "Namjoon söyledi." dedim ve omuz silkip yan bir gülüş kondurdum yüzüme.

Jimin daha fazla takılmadan hızlıca ayağa kalktı ve "Hyung, plan ne?" diye sordu. Taehyung hala tereddütlüydü ama Jungkook'la Jimin'in gözlerinin içi bir alevle parıldıyordu. İkisinin yüzünde de haşin bir gülümseme vardı ve bu yavaş yavaş benim de yüzüme yayılmaya başlamıştı.

"Siz, emin misiniz?" diye sordu Taehyung hepimize tek tek bakarak. "Hyung güven bize, her şeyi hallederiz biz." dedi Jungkook Taehyung'a hızlıca. "Sen bizle ol yeter, Namjoon Hyung'u oradan kurtarırız."

Taehyung isteksizce başını salladı ama onun da içten içe heyecanlandığını biliyordum. İç cebime koyduğum tüm kağıtları tek tek çıkardım ve çocuklarla beraber tekrardan okudum. Önemli ayrıntıların altını çizip farklı bir kağıda geçiriyorduk.

Jimin elindeki kalemi önündeki kağıda birkaç kez vurarak "Yani şimdi plan şu." dedi başını kaldırıp. "Namjoon Hyung'u oradan çıkarınca Paris'e kaçacaksınız." Başımı  salladım, "Aynen öyle, ama o zamana kadar yapacak çok şeyimiz var."

Ayağa kalktım ve oturduğum sandalyeye dirseklerimi koyarak yaslandım ve ellerimi birleştirdim. "Her şeyi anladınız öyle değil mi? Dikkatli olmalıyız. Yapacağımız şeyleri adım adım yazdık ve kimin ne yapacağını da. Şimdi Taehyung, bunları tekrar oku sen ve eksikler var mı diye bir bakalım."

"Öncelikle hepimize eşit görev falan düşmüyor ama bu işin içinde olmak bile zorken bunun tartışmasını yapmayacağız. Hoseok Hyung Başkomiser Bang'le konuşacak ve onu ikna edecek. Bizim yaptığımız şeylerden haberdar olmasını ve onun fikirlerinden haberdar olmamızı sağlayacak. Namjoon'un yerine kullanacağımız cesedi de o bulacak. Ayrıca Namjoon Hyung'a sahte pasaportu da Jungkook'la birlikte çıkartacaklar. "

Hepimiz başımızı salladık hızlıca. Hoseok burada değildi o yüzden diğer maddeler şu anda daha önemliydi.

"Jungkook'un ana görevlerinin çoğu sosyal medya üzerinden. Paris biletlerini ve Paris'te güzel bir evi o ayarlayacak. Ayrıca sosyal medyayı da temizleyecek ve Namjoon Hyung ölü gösterildikten sonra, birçok sahte hesap açıp farklı şekillerde manşet yapacak ölümünü. Tüm ülkeye yayılınca herkes öldüğünü zannedecek. Ayrıca sıkıntı çıkaran kişileri tespit edip, medya araçlarını hackleyecek. Böylece sosyal medya üzeri tehditlerden de kurtulmuş olacağız. Bir de; plan günü Soojin'i hazırlama ve havalimanına getirme görevi de Kook'ta."

Jungkook başını salladı. "Normalde de benim için çocuk oyuncağı. Rahatlıkla yapacağıma eminim ama ne olur ne olmaz diye oldukça dikkatli olmak gerek." dedi ve Taehyung okumaya devam etti.

"Jimin Hyung durumları kontrol edip düzene sokmaktan sorumlu. Her şeyin düzgün olduğundan emin olacak. Ayrıca Namjoon Hyung'u kaçıracağımız gün polisleri de çoğunlukla o oyalayacak. Şaşırtma kısımlarında benden sonra, çok fazla konuşup polislerin kafasını karıştıracak."

Jimin gülümsedi ve baş parmağıyla işaret parmağını çenesinin altına yerleştirdi. "Milletin kafasını şişirmek ve afallatmak benim işim, bu durumdan hiç şüpheniz olmasın."

"Seokjin Hyung Soojin'i, Namjoon'un gerçekten bir iş gezisine gittiğine ikna edecek. Planın gerçekleşeceği gün, Namjoon'u o çıkaracak ve onun, cesedi bıraktığımız yere doğru gittiğine emin olacak. Sonra onunla havalimanında buluşacaklar. Soojin de o zamana kadar çoktan hazırlanmış ve orada bekliyor olacak."

Plan eksiksiz mükemmeldi. Cidden her şey planladığımız gibi giderse bu berbat şeyden kurtulacaktık. Taehyung son kez devam etti.

"Ben de büyük bir rol yapıp polislerden hapishane anahtarını alacağım o gün. Seokjin Hyung'a gizlice verdikten sonra Namjoon Hyung'un ölü gösterildiği yerde bekliyor olacağım. Onun dışında, Namjoon Hyung arkadaki ofis kısmında dolabı, bugünkü konuşmamız bittiğinde çekmemizi istemişti. Şimdi gidebiliriz." dedi ve birlikte içeri girdik.

El yordamıyla dolabı kenara itekledikten sonra ortaya çıkan kasanın kapağını açtık ve içinden bir kutu çıktı. Kutuyu hemen alıp masanın üstüne koydum ve kapağı kaldırdım. İçindeki kağıdı açıp okumaya başladım.

"Planlamaları hallettiğinize eminim. Bu size son not kağıdım. Her şeyi günü gelince halledin, size güveniyorum. Olmazsa ve plan düzgün işlemezse, benden vazgeçin ve kendinizi tehlikeye atmayın.
Hepinizi seviyorum.
Kendinize iyi bakın.
Ve Seokjin, kurtulamazsam benim için kızımı öp."

Kısa notla dördümüz de birbirimizin gözlerinin içine bakıp hafifçe başımızı salladık. Bunu yapacaktık. Ne pahasına olursa olsun halledeceğimize emindim.

Sevdiğimi oradan kurtarıp yeni hayatımıza taşıyacaktım.

¦

Geciken ve buna rağmen kısa olan bölüm için çoook özür dilerim. Ama telefonum bozulmuştu ve yenisini alana kadar bir hayli zaman geçti. Ben de yeni kavuştum daha ladkwpxkwpxlwls

Finale çok az kaldığını söyleyebilirim. Yavaş yavaş ilerledik ve artık son bölümlere geldik.

Şu an 4 o'clock'ta Joon'un kısmını dinliyorum ve garip hissettim. Cidden çok fazla güzel bir şarkı.

Küçük bir spoi vereyim;
Diğer bölümde operasyon başlayacak.

Hadi bakalım. Ben kaçıyorum o zaman. ✌️

burglar love ¦ namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin