Akşama doğru ben tekli koltukta oturuyordum. Yamaç da büyük koltukta uzanmış film seyrediyordu. Gözlerim ağrımaya başlamıştı. Saate baktığımda daha 9 olduğunu gördüm ve gözlerimi dinlendirmek istedim. Ayağımı koltuğun yanından sarkıttım ve kafamın altına yastık koydum.
Yamaçdan.
Film bittikten sonra gözlerim İlaydayı buldu. İki saatten beri neden sessiz olduğunu şimdi anlamıştım. Uyuya kalmıştı. Hemde tekli koltukta büyük başarı, boyu kaçdı acaba? En fazla 160dı bence uzun değildi çünkü. Saçma düşüncemi kenara bıraktım ve İlaydayı kucağıma aldım o sırada İlayda ani bir refleks ile boynuma sardı ince kollarını . Yukarı çıktım ve İlayda'nın odasına girdim. İlaydayı yatağa koymak için eğildiğim sırada İlayda beni bırakmadı. Uyuyordu yada yarı uyanıkdı bilmiyordum . Kollarını yavaşça çekmeye çalıştım.
"Gitme... " dedi.
Gitmemi istemiyordu. Böyle kalacak halim yoktu.
"Seni çok özledim anne " dedi sanırım rüya görüyordu.
Yanına kıvrıldım ve rahatsız olmaması için yatağın en köşesine doğru süründüm . İlayda ilk bırakmadığı için bu zor oldu ama daha sonra eli gevşedi ama gitmemem için bir eli üzerimdeydi.
Uykum daha fazla gelmeye başlayınca gözlerimi yumdum.
İlayda dan
Gözlerim yavaş yavaş açılırken burnuma dolan hoş kokuyla daha da mayıştım. Gözlerimi açtığımda pek birşey göremedim önümde birşey vardı. Kafamı kaldırmam ile gözlerimi kocaman açtım bu Yamaçdı. Benim yanımdaydı iyide neden ? Dün geceyi hatırladım. Koltukta uyumuştum . Evet beni taşımıştı. Tam anlamıyla uyumuyordum. Yarı uyanıktım. Neden buradaydı? Aslında pek de önemi yoktu. İçim o kadar mutlu ve huzurluydu ki kalkmak istemiyorumdum. Kollarını bana dolamıştı. Aklımda hep sorular vardı.
Acaba boyu kaçdı? Ben bir 159dum benden baya bir uzundu. 180 falan mıydı?"Beni süz anca" bu Yamaçdı. Onu süzerken yakalanmıştım.
"Sende anca bana sarıl"dedim . Sarıldığını kast ederek.
"Sarılıyorum zaten" dedi gülerek. Evet mal gibi kalmıştım yine.
"Sen istemiştin, hatırladın mı? " dedi tekrar konuşarak. Ben mi istemiştim. Öyle bir rezillik yapmışmıydım?
"Hayır ben istemedim" dedim hatırlamayarak.
"Dün gece gitme dedin anneni sayıkladın. Kolumu bırakmayınca bende yanına yattım ne yapsaydım ?" dedi gülerek.
"Ha şey özür dilerim."
"Özür dilenecek kadar kötü değildi"dedi.
"Nasıl yani."diye sordum neyi kast etmişti?
"Diyorum ki sana sarılmak özür dilenecek kadar kötü birşey değil"dedi ve kulağıma yaklaştı. Fısıldayarak devam etti.
"Senin yanında ben ben değilim neden bana bunu yapıyorsun " dedi.
Dedikleri beni gülümsetmişti. Yanımda mutluydu. Beni korumaktan ziyade mutlu olduğu için de kalma mı istemiş olabilirdi.Bende aynı şekilde fısıldayarak konuştum.
"Ben birşey yapmıyorum"dedim.
"Beni kendine çekiyorsun, senin yanında olmak sana sarılmak bana çok güzel hissettiriyor. dedi.
Gözleri kapalıydı.
"Bende senin yanında mutluyum. Neden böyle hissediyorum bilmiyorum ama galiba sana alışıyorum." dedim.
"Alışıyoruz. "diye dediklerimi yansıttı.
Ve yataktan kalkıp oturur pozisyona geçti.Bende oturur pozisyona geçtim ve saçımı topuz yaptım.
"Ela teyze kahvaltıyı hazırlamıştır. Aşağı inince yersin benim şirkette işim var" dedi ve kalkıp çıktı. Anlaşılan bugün sıkılacaktım.
Tüm gün boyunca sıkılacaktım. Bende zamanın hızlı geçmesi için duş almaya karar verdim . Zaten bir kaç parça kıyafetim buradaydı. Sonuçda burada kalacaktım. Yanımda eşyalarım az da olsa vardı. Ayrıca yarım hem dersim hemde hastanesi vardı . Yıkanmak iyi olurdu. Odama geçtim . Koca dolabın sadece iki rafın da kıyafetim vardı . Bütün kıyafetlerimi getirecek halim yoktu ya. Siyah tayt ve siyah tişört aldım. İç çamaşırı da aldıktan sonra çorap alıp duşa girdim.
Yedi sekiz tane şampuan vardı. Üzerinde saç uzattığı yazıyordu. Arkasında ise incirli olduğu yazıyordu. Hemen alıp vücudumu yıkadım. Henüz açılmamıştı bu şampuan. Aslında açılmayan bir sürü şampuan vardı. Açık olan şampuanların hepsine baktım. Tıpkı Yamaç gibi kokuyorlardı. İşim bittikten sonra çıktım ve üzerimi giyindim.
Akşama doğru yemeği yine Ela teyze denen kişi hazırlayıp evden çıktı. Evde bir temizlikçi vardı ve birde Ela teyze ikisi de sabah on gibi gelmişti ve akşam yedi de çıkmışlardı. Ev büyüktü ve tek başımaydım. Yamaç hala gelmemişti. Demek ki işi böyleydi diye düşündüm ve önümde duran çorbayı kaşıklamaya başladım. Yemek bittikten sonra kaseyi ve tabağı bulaşık makinesine koydum. Su bardağına su koydum ve salona geçtim. Tam o sırada bileğimden tutulmamla çığlık atıp bardağı yere düşürdüm. Beni tutan kişi beni bırakıp ışığı açınca yamaç olduğunu gördüm.
"Kızım sen manyak mısın?"
"Asıl sen manyak mısın neden bu karanlıkta bileğimi tutuyorsun"
"Normalde ben ışıkları kapatmam bütün ışıkları kapatınca görmedim kim olduğunu görmem için tutmam lazımdı."
"Ya mutfaktaydım salon ışıklarını kapattım. Boşuna elektrik faturası."diye saçmaladım.
"Sen dert etme onu " dedi ve mutfağa geçip onun da ışığını açtı kaseye çorba koyarken bende yerdeki camlara bakıp üstünden atlayıp mutfağa geçtim. Benim toplayacak halim yoktu ya . Yeni bir su koydum ve içip salona geçtim.
Daha sonra Yamaç oturduğum üçlü koltuğa atladı ve beni koltuk altına aldı.
"Gel buraya""Ya saçım "dedim saçımı ezmişti ya .
Saçıma dokundu .
"Saçların çok güzel kokuyor.
"Biliyorum"dedim havalı havalı.
Gözlerini üzerimde hissedince bende ona baktım. Yanağımı elini tersiyle okşadı ve saçlarımı sıkıştığı yerden kurtarıp geriye attı iç çekerek konuştu.
" Of of ölmek gibi bir şey ama ölen yok "
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/179823978-288-k12618.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı)
Teen Fiction" Nerdeydin sen ha? Hiç düşünmedin mi? Bu kız merak etmiştir demedin mi? Ya hiç mi aklına gelmedim ? Konuşmuyordu sadece gözlerime bakıyordu. Onu o kadar özlemiştim ki kızmak bile zor geliyordu artık. Konuşmayınca devam ettim ve aklımda olup içimi...