Kısa bir duyuru :
Yamaçın göz rengi siyaha yakın bir renk olarak söylemiştim. Son bölümlerden birinde mavi demişim. Yanlışıklık var arkadaşlar. Bir kitap daha yazıyorum fakat yayında değil ordaki karakterin göz rengiyle karıştı. Anlayacağınız Yamaç'ın göz rengi koyu kahve siyahımsı bir renktir.Siz siz olun iki kitap yazmayın karışır yoksa diye kamu spotumu vereyim ve gideyim iyi okumalar.
Şarkı : Onurcan Özcan - kibrit
Bugün evimde temizlik vardı. Selini çağırmıştım ve birlikte evimi baştan aşağı temizleyecektik. Çünkü bugün annem ve babam geliyordu. İki gün kalacaklardı. Onları özlemiştim. Her ne kadar üvey de olsa uzun süredir onlar vardı. Fakat benim için annem hiç üvey gibi değildi üvey olduğunu 3-4 senedir biliyordum. Ama hala ona karşı sevgi azalması yaşamamamıştım. Çünkü gerçek annemi hiç görmemiştim. Feridun amca öyle değildi babamı kaybettikten sonra annemin biri ile evlenmesi doğaldı. Ama nedense tam anlamıyla düzgün bir baba kız ilişkisi olmuyordu. Pek de önemli değildi. Benim için babam Feridun değil kendi öz olan babamdı ölmesi bir şey değiştirmezdi. İkisinide birşey olsa üzülürdüm tabiki de. Onlar için mükemmel iki gün geçirtecektim. Yamaçla tanıştırabilirdim belki. Aklımdaki fikri bir köşeye yazıp işime devam ettim.
Ev temizliği bittiğinde güzel bir menü de çıkarmıştık. Seline teşekkür edip yemekten biraz saklama kutusuna koyup verdim. Sonuçta yardımı geçmişti. Vedalaşıp çıktıktan sonra bende son eksikleri tamamlıyordum.
Akşama doğru annemler geldiklerini söylediler bende onları almak için havaalanına gittim. Birlikte giderken gün boyu aramayan ve mesaj atmayan Yamaç'a mesaj atmakla meşguldüm. Tamam benim işim vardı. Temizlikdi, yemekti onları almaktı derken yazacak veya arayacak fırsatım olmamıştı. Fakat o neden aramıştı.
"Yamaç" yazarak gönderdim.
Yoğun muydu acaba? Kafamda ki düşünceleri sildim ve kapının kilidini açtım. Annem eve girip dualarını okuyup etrafa üflemeye ve her yere bakmaya başlamışken bende Feridun babama terliği uzatıp salonu gösterdim. Annem de evi süzdükten sonra yemekler yenmeye başlandı.
"Kızım yoruluyor musun hem iş hem okul? "
"İlk yoruluyordum ama sonra alıştım annem merak etme" başkası bu konuşmayı duysa gülerdi. Üvey annem olduğu için ama çoğu kişi bilmiyordu. Gerçeği 18 yaşında öğrendiğimi.
Bu sefer durgun olan Feridun babam konuştu.
"İlayda var mı damat?"
Genellikle evlenmemi yuva kurup mutlu olmamı isteyen taraf Feridun babam oluyordu. Çünkü oda küçükken üvey evlatmış evlenip kendi ayaklarının üzerinde durunca rahatlamış ve üzerinde ki hissi atmış. Konuya neden böyle birden girmişti bilmiyorum.
Onlara Yamaçdan bahsetmeli miydim? Yamaça sormadan soylememeliyim. Belki istemiyordur. Yada erken diyebilirdi. Bir birimizi 3 aydır tanıyorduk ama sevgili daha yeni olmuştuk daha 1 ay bile olmamıştı.
"Şuan yok Feridun baba"
"Olur inşallah "
İçimden inşaallah diye geçirdim. O sırada telefonum çalınca masadan kalkıp mutfaktaki telefonumu aldım. Arayan Yamaçdı annem ve babam varken nasıl açacaktım. Yanlış anlarlarmıydı? Daha fazla dayanamayıp açtım.
"Sevgilimm" güzel sesi yine beni etkisi altına alırken ona kızmam gerektiğim aklıma gelmişti.
"Tüm gün boyunca aklın neredeydi ha? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı)
Teen Fiction" Nerdeydin sen ha? Hiç düşünmedin mi? Bu kız merak etmiştir demedin mi? Ya hiç mi aklına gelmedim ? Konuşmuyordu sadece gözlerime bakıyordu. Onu o kadar özlemiştim ki kızmak bile zor geliyordu artık. Konuşmayınca devam ettim ve aklımda olup içimi...