31.FİNAL

371 9 4
                                    

Final bölümü ile karşınızdayım. Acıklı bir son oldu. Vermek istediğim mesajlar vardı esasında final konuşmasının yer aldığı bir bölüm gelicek ve neden alzheimer hastalığını seçtiğim, neden sonunu kötü bitirdiğimi söylediğim bir bölüm daha gelecek .

İyi okumalar 🌙💫

Şarkı: Nil ipek - gömülür

Yamaçtan

Bugün hastaneye uğrayacaktık. İlayda selini görmek istiyordu. Uyandığından beri hiç konuşmadı sorularıma cevap vermedi bende korkunca doktoru aradım.

Doktor ise bana;

Hasta depresyonda hissedebilir , karamsar olabilir, bıkkın olabilir bunları göz önünde tuttun dedi.

İlayda aynadan kendine bakıyordu. Arkadan gelip sarıldım.

"Şunlara bak ne kadar da mutlular."dedi. Dediği şeyle şok oldum. Doktor bundan bahsetmişti fakat İlayda daha önce aynadan kendine baktığında böyle söylemiyordu. Doktor;

Hasta aynada gördüğüm kişiyi kendi sanmaz başkası sanabilir. Bu ileri derecede piskolojik rahatsızlığa yol açabilir demişti.

"Ben elbisemi giyip gelicem"dedi kollarımın arasından çıkıp yukarı çıktı. Yaklaşık on dakika sonra geldi.

Beyazlar içinde bir melek gibiydi. Bembeyaz olmuştu. Üst kısmı bir sürü küçük papatya dan oluşan bir askılıydı. Altında ise fazla kısa olmayan tüllü bir etek kafasına da papatya tacı takmıştı. Bana doğru yaklaşıyor sarıldı. Gözümden minik bir göz yaşı firar etti.

"Ağlamak yok. Herşey bitiyor."

"Ne bitiyormuş ?"diye sordum şaşkınca

"Hadi nereye gidicez?"dedi.

"Selinin yanını istedin ya sevgilim"dedim hatırlatarak.

"Yaa selini çok özlemiştim iyi düşündün aşkım." dedi.

...

Yol boyu sessizce geldik. Hastaneye gelince hızla inip koşturarak hastaneye girdi. Bende arkasından koştum.

"Koşma aşkım düşersin."

"Fazla vaktim yok selini de göreyim"dedi acaba nereye geç kalacağını sanıyordu.

Kan alma bölümüne doğru gidince bende arkasından geldim. Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu en son geldiğim de İlayda kolumdan kan almıştı. İlk tanışmamız herşeyin başlangıcı buradaydı. Tam da benim oturduğum yere oturdu. Kendisinin oturduğu yerde ise Selin vardı. Hasta olmaması iyiydi. Selin hemen İlayda ya sarıldı. İlayda da ona İlayda beni yanına çağırdı.

"Selin iki dakika yanlız bırakır mısın?"dedi.
Selin kafasi ile onayladı ve bizi kan alma yerindeki o yerde bıraktı. İlayda kan almak için oturulan yere oturunca bende hasta yerine geçtim. Bana oradan sarıldı. Bende ona. Kocaman öptüm onu.

"Sevgilim ilk tanıştığımız yer her şeyimin başlama yeri. Belki bu bölüm de çalışmasam hiç tanışmayacaktık. Bu hastalıkta hep yanımda durduğun için çok teşekkür ederim. Hiçbir unutkanlığımda seni unutmadım sen kendini bana unuturmadın seni öyle çok seviyorum ki . Bunu sen benden daha iyi biliyorsun . Bana birşey olursa bilmem kaç yıl yas tutma . Bir gün ağla iki gün ağla üçüncü de sus. Arkamdan çok dua oku. Dua alabileceğim fazla kişi yok. Seni hiçbir zaman unutmadım unutmam da seni ölene kadar değil sonsuza kadar seviyorum "dedi. Gözümden yaşlar süzüldü. Hatırlamıştı eski anılırıda bugünü de aynı anda hatırlamıştı.

"Benim de seni ne kadar çok sevdiğini. Senin için ne kadar çok uğraştımı. Sensiz nefes bile zor aldığımı biliyorsun . Kelimeler yetmiyor biliyor musun? Yetmiyor işte sana olan sevgimi ben kelimelere dökemiyorum. Öyle aşığım sana öyle seviyorum seni . Sonsuz aşkım."dedim bende.

Elimi tuttup kalbine götürdü.

"Buradasın burası attığı sürece ben hep seni hatırlıyor ve seviyor olacağım. Ama herşey avuç içi büyüklüğümde ki şu kalbe bağlı. "dedi yüzünü buruşturarak .

"Sen benim herşeyimsin . Seni seviyorum"dedim.

"Bende seni seviyorum "dedi acılı bir inleme ile tuttuğu elimi daha çok bastırdı kalbine.

"İlayda İlayda"diye bağırdım.

Nefes alışverişi hazırlanıyordu. Zor nefes alıyordu. Ağzından kalbim diye kelimeler çıkıyordu.

"Doktor, yok mu ?"diye bağırdım etrafıma bir sürü insan doktor hemşire geldi. Bağırıp etrafa saldırmaya başladım. Hemşireler beni tutmaya çalışıyordu. İçimden lütfen diyordum ne olur Allah'ım birşey olmasın diyordum. İlaydanın girdiği odadan çıkmasini bekliyordum.

Yaklaşık on dakika sonra doktor çıktı.

"Ne oldu doktor ? Çabuk ol konuşsana"diye doktorun yakasını tuttup bağırdım hem bağırıyor hem ağlıyordum.

"Maalesef "dedi.

.....



Seneler sonra.

Kaç sene geçti aramızdan ayrılalı ben saymıyorum. O gün doktorun o 'maalesef 'kelimesini duyunca bende kayış kopmuştu. İnsanlara saldırmıştım. Odaya gitmeye çalışmıştım. Krizler geçirdim. Cenaze namazı kılınacağı zaman sakinleştiricilerle orada oldum. Onu orda tabutta görmek zoruma gitti. Çok zoruma gitti. Cenaze de bir damla göz yaşı dökülmedi gözümden . Hiç konuşmadım. Sakinleştirici beni başka biri yapmıştı. Nerede olduğumun farkına bile varamamıştım. Tabi sakinleştirici bir süre sonra etkisini kaybediyor. Herkes evine köşesine gidiyor. Sen tek kalınca sorguluyorsun. Yapabileceğim birşey var mıydı? Yoktu. Yine de şükür diyor insan can çekişmeden öldü. Öleceğini bilir gibi gitti. Bize orada söyledi aslında öleceğini.

"Vaktim az"dedi.

"Ağlamak yok herşey bitiyor"dedi.

Ben anlayamadım. Ölümün bu kadar hızlı geleceğini sevdiğim kadını elimden alacağını bilemedim. Her ay gittim mezarına çiçekler ektim. Suladım. Onun istediğini gibi bol bol dua ettim ona . Bana bir gün ağla iki gün ağla üçüncü gün sus demişti. Yapamadım onu bu denli severken daha ellerini tutacak , yanağından öpecek, ömrümün ömrüme katacak çok zamanım varken erkenden ayrılmasına çok ağladım. Aylarca krize girdim. Hayallerimde gördüm onu . Piskolojik tedavi önerdiler reddettim. Onun odasına gidip resimlerimize baktım. O en son giydiği papatyalı elbiseyle yattım her gün. Aradan geçen tam on yıl oldu. Ben hala onu ilk günü gibi seviyorum. Hala ondan vazgeçmedim. Mutfağın en baş köşesine çerçeveledim resmini resim orada duruyordu fakat ben çiviyi kalbimde hissediyordum. O an öldüğünü duyduğum an sizlere hissettiklerimi anlatamazdım. Sevdiğim kadının cansız bedeni morga götürülürken ben konuşamazdım. Doktor beyni işlevlerini yerine getirmekte zorlanıyormuş dedi. Çok fazla enfeksiyon kapıyordu dedi. Hastalık onun kalbini çok yormuştu. Dayanamamış kalp krizi geçirmişti dedi. Ben bunu öldükten aylar sonra öğrendim. Gidemedim dışarı , nefes alamadım. Benim nefesim İlaydaydı. O öldükten sonra ben nasıl nefes alabiliyordum ki. Kimseyi sevmedim ondan başka. Abisi de çok kızdı ona söylemedik diye . İş işten geçmişti tabi. Benim kalbim de hala İlayda var . Hala onu seviyorum hala ondan vazgeçmedim. Tıpkı seneler önce verdiğim söz gibi. "Senden ancak incirler çiçek açtığında vazgeçerim" incirler hala çiçek açmamıştı. Bu dünyada uzun yıllar mutlu olamadık ama diğer tarafta buluşağımızı biliyorum.

O benim hiç bitmeyecek kalp çarpıntımdı. Onu sevmekten asla vazgeçmeyeceğim.

Seviliyorsunuz 🦄💜




- KİTAP SONU -


İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin