15.

252 9 0
                                    

Şarkı= Hidra- ölüme inat

ve gitmem ile zaten akan  göz yaşlarımı daha da şiddetlendirdim. ben onu düşündüğümden ona söylememiştim.

Göz yaşlarından oluşan yatağımdan kalktım. Dünkü duruma çok üzülmüştüm. Yaptığı tavırlar ilk defaydı ve beni üzüyordu. Bu nedenle gece yarısına kadar ağlamış daha sonra da uyuyakalmıştım. Sıkıntıyla nefesimi verip yataktan kalktım.  Elimi yüzümü yıkayıp üniformamı giydim. Yemek istemiyordu canım. Ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açtım. Normalde korumalar beni bırakırdı. Rahat olsun diye. Ama koruma olmayınca kendim gittim. Korumaların olması pek önemli değildi ama bu demek oluyordu ki Yamaçın umrunda değildim. Otobüs yavaş yavaş bulunduğum hastaneye giderken bende hazırlanıp ayağa kalktım. İnsanların arasından güçlükle çıktıktan sonra hastaneye doğru ilerledim.

İşler bugün pek yoğun değildi. Büyüzden iyi ve hızlı geçmişti. Ama iyi olmayan  birşey vardı oda Yamaç beni bir kere bile aramamıştı. Onu dört defa çaldırmama rağmen ısrarla açmıyor yada meşgule veriyordu. Eşyalarımı toplayıp çantama sıkıştırdım. Hızla otobüs durağına gittim. Otobüs yavaş yavaş yaklaşırken bende son kez Yamaçı aramak için telefonu açtım. Umarım bu sefer açardı. Telefon beşinci çalışta açarken bende şoföre parayı uzatmak ile meşgulüm.

"Efendim İlayda" İlaydayı bastırarak söylüyordu.

"Yamaç "

"Efendim dedim ya "dedi. Böyle davranması beni daha da üzüyordu.

"Özür dilerim ben seni korumak için yaptım."

"Tamam" dedi. Ama biliyordum ki hala kızıyordu.

"Ama Yamaç ..." Lafımı kesip söze atladı.

"Ne Yamaç ne?"

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve ağlamaya başladım.

"Birşey yok "dedim. Ağladığımı gizlerken .

"Ağlıyor musun?"

Bu sözü beni daha da ağlatırken daha fazla ağlamamak için konuyu kapattım.

"Neyse görüşürüz."diyerek telefonu yüzüne kapattım.

"Müsait bir yerde" diyerek indim nerede indiğimi bilmiyordum ama otobüsün içinde ağlayamazdım.

İnmem ile birlikte göz yaşlarımı serbest bıraktım ne olmuş böyle. Yamaçın tavırlarına ağlayacak kadar seviyordum onu. Ama onun yaptığı farklıydı.

...

Akşam evde kendim için birşeyler hazırlamaya başladım. Sabahtan beri birşey yemiyordum. Yaptığım yemeği büyük bir iştahla yerken kapı çaldı. Kimdi ki şimdi bu ağır adımlarla kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım.
Gelen Yamaçdı. Neden gelmişti? Ve ben neden ilk defa görüyormuş gibi heyecanlanıyordum?

"Biraz konuşalım dışarı da? "

Ben açtım birşey yemeliydim ama. Tabiki de ona bunu söylemezdim.

"Bir dakika"diyerek kapıyı aralık konuma getirdim. Üzerime kot ceketimi giydim. Anahtar ve telefonumu  alıp kapıyı çektim. Biraz yürüdükten sonra yürüyüş parkına geldik. Hem yürüyor. Hemde ayaklarımızı aynı adımda ilerletmeye çalışıyordum. O sırada Yamaç durdu ve bana döndü.

"İlayda yaptığı şeyin farkındasın dimi?" Tabiki de ayaklarımızı aynı anda getirmeye çalıştığımızın farkındaydım. Ama bunu niye soruyordu.

"Nasıl?"

"Adamı bana söylemedin İlayda" yanlış alarm adımlarımız sanmıştım.

"Senin için yaptım."dedim. Gözlerim kararıp kulağım çınlıyordu. Ne oluyordu.

"Ya İlayda hep aynı şey "diye bağırmaya başladı.

"Bana bağırmaya mi geldin? Tek istediğim sana birşey olmamasıydı. Daha ne bekliyorsun da soruyorsun ha? " Bu kez ben bağırıyordum ama zorlanarak çünkü kulak çınlaması artmış ve basım fena şekilde dönüyordu.

"Ya sus İlayda..." Sözleri benim kendimi yere bırakmam ile son buldu.

Yamaçtan
Gözlerimi üzerinden bir dakika bile ayırmıyordum. Onu hastane odasında baygın görmek bile beni üzüyordu. Sanırım şimdi İlaydayı anlıyordum. Ben nasıl onun bayilmasına üzüldüm. Ona birşey , heleki benim yüzümden, birşey gelmesine istemediğim gibi oda benim için bunları düşünüyordu. Bense ona bağırıp çağırmak ile yetinmiştim. İlla başına birşey mi gelmesi lazımdı. Onu üzdüğümü anlamam için. İlayda'nın yanında kendime hakim olmak istiyordum. Kızgın sinirli bilsin istemiyordum. Ama sanırım bunu yapamıyordum. Kendime çeki düzen versem iyi olurdu.

Ali'nin beni araması üzerine iş yerine on dakika uğramam gerekiyordu. Umarım uyanmaz diyerek odadan çıktım.

İlaydadan

Gözlerim yavaş yavaş açılırken o tanıdık koku beni karşıladı. Hayır Yamaç'ın kokusundan bahsetmiyorum. Hastane kokusuydu. İsterdim ki Yamaçın kokusu olsun ama yoktu. Bir hemşire odaya girmek taburcu olabileceğimi söyleyip çıktıktan sonra ağır adımlarla üzerimi düzeltip odadan çıktım. Ne yani Yamaç beni hastaneye getirip bırakmışmıydı? Herşey bu kadar mıydı? Sevgisi hisleri duyguları hepsi neredeydi? Oflayarak koridorda ilerledim. Tam karşımda Yamaç duruyordu. Oradaydı ve belki de hiç gitmemişdi. Bana hızlı adımlarla yaklaşıp sarıldı. Bende ona onu o kadar özlemiştim ki. Oysa kısa bir süre görüşmemistik.

"Seni seviyorum"diye kulağıma fısıldadı ve boynuma bir öpücük kondurdu.

"Bende seni seviyorum" diyerek bende onun boynuna bir öpücük kondurdum. Umarım herşey böyle güzel kalırdı. Herşey.

İncirler Çiçek Açtığında (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin