[4 hafta sonra]Büyük bir tebessümle hasteneden çıktığımızda sevinçten sokağın ortasında dans edecek kıvama gelmiştim.
"Benim umudum yoktu aslında.." dedi Berkay itiraf ederek. "Tabikii çok sevindim."
"Bende!" dedi Eflin ellerini çırparak. İkisininde sevinci gözlerinden okunuyordu zaten. Bu süreçte onlarda çok yorulmuşlardı.
Bu süre zarfında Deniz ne kadar istemese de her ettiğimiz kavgadan sonra bile yine onu bırakamamış, annesi iyileşene kadar onu ayakta tutmaya çalışmıştık.
"Gözlerindeki burukluk kaybolacak Eflin, düşünsene yine eskisi gibi olacak.."
"Aşık Beril sahalarda." diye mırıldandı duymadığımı sanarak Berkay.
"Onu böyle görmeye dayanamıyorum."
"Biliyorum canım, biliyorum.." dedi kollarını iki yanıma sararak Eflin. "Her şey çok güzel olacak."
Oldu..
***
Okuldan içeri girdiğimde büyük bir topluluk Deniz'in çevresini sarmıştı.
Haklılardı, daha önce ben de onu hiç böyle dağılmış görmemiştim. Şimdi ise gözleri parlıyordu.
Onca kalabalık arasından bana doğru gülümsediğinde içim ısınmıştı.
Etrafını saran insanlardan sıyrılarak yanıma geldi ve tek eli bileğimi sarmaladı.
İnsafsız, ne yapmaya çalışıyorsun?
"Beril.." dedi başını benimle konuşmak için biraz eğerek. "Biraz konuşalım mı?"
"Olur.." dedim gülümsemeye çalışarak. Bu süre zarfında yaptıkları için ona kızamazdım. Annesiydi bu. Başka birine benzemezdi.
Birlikte yürümeye başladığımızda dudaklarını birbirine bastırarak söyleyeceği kelimeleri yuttu.
"Söyle, hadi." dedim biraz duraksayarak. "Bu kadar kıvranmana gerek yok yani.."
"Aslında.." dedi içten bir şekilde. "Ben senden gerçekten özür dilerim. Bu süreçte benim yanımdaydın ve ben seni elimin tersiyle ittim. Bana çok destek oldun. Her şey teşekkür ederim."
Başını öne eğdi.
Bu güzelliği karşısında gözlerim dolarken gülümsemeye çalıştım. "İnan bana, sorun değil. Anne sevgisi bu. Başka bir şeye benzemez." dedim eğik başını kaldırıp gözlerime sabitlerken.
"Bu anlayışın.." diye mırıldandı. Gerisini anlayamayacağım kadar kısık söylemişti. Ama söylemediklerini zaten parıldayan gözleri anlatıyordu.
***
En üst kata geldiğimizde bir kez daha teşekkür ederek kollarını belime doladı.
O an karnımı istila eden fil ordusuna lanet etmiştim. Belimi sarmalayan elleri yavaş yavaş kaybolduğunda içimde hissettiğim kıvılcımlarda onunla birlikte sönmüştü.
Sınıfa girdiğimde aniden başımda hissettiğim sızıyla biraz sendeledim.
"Bu top hangi hayvanın lan!"
"Ben attım." dedi Şempanze kılıklı Sinan.
Evet evet, lakabı gerçekten buydu."Ulan ben şimdi seni si-" lafımı bitirmeme gerek kalmadan arkamda hissettiğim iki bedenle afalladım.
"Beril?" dedi her tınısını sevdiğim ses. "Bu şempanze sana bir şey yapmadı değil mi güzelim?"
Ben yanlış mı görüyorum lan,
İkizim, evet evet benim ikizim. Berkay.
Ve aşık olduğum adam, Deniz.
Ee bunlar yan yanalar?
İç sesim aralarındaki buzların erimesi için dua ederken arkamdaki iki koca beden benden cevap bekliyordu.
"Ha-hayır." İkizimi ve Deniz'i yakmak istemiyordum. Eğer ki söyleseydim son sene olay çıkartabilirdiler.
"Olmasın da zaten." dedi Berkay.
Hışımla Deniz'e döndüğünde, "Senden de iki özür diledik diye kardeşime güzelim deme cesaretini kendinde mi buluyorsun oğlum?" dedi kaşlarını çatarak.
Bismillah
Berkay, Deniz'den özür mü dilemişti?
Şu an sevinçten üzerine atlayabilirdim.
"Sanane kardeşim?"
Aha valla da kardeşim dedi.
Oyy siz barıştınız mı?
"Bana bak-"
Lafımı geri alıyorum, maşallah dediğim üç gün yaşamıyor. Teşekkürler.
Aralarına girerek gülümsedim.
"Aranız iyi mi?"
"Ne iyi olacak aram bu dallamayla?" dedi Berkay gülerek. Ben cevabımı zaten almıştım.
Deniz ona doğru elini uzattığında erkekçe selamlaştılar.
Ben sizi yerim, sıçmam.
• • •
berkayla, denizi şiplemeye karar verdm :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
00.00 |Texting
Teen Fiction[texting,] Bilinmeyen Numara: Balık yedeğimiz zaman ardından süt içince zehirleniyorsak, (23.56) Bilinmeyen Numara: Eğer denize süt dökersekte balıklar zehirlenir mi? (23.56)