otuz sekiz

11.5K 655 37
                                    

#Pinhani - Beni Al#

130K!🌼

Gecenin karanlığında deniz kenarında banklardan birine oturmuş olan onu izliyordum. Mavileri tek bir noktaya sabit, sadece oraya bakıyordu.

Derin bir nefes alarak bakışlarımı kolumda sımsıkı sarılı olan siyah bandanaya çevirdim.

İçimden gelmişti, tam şu anda habersiz bir şekilde ona sımsıkı sarılmak istiyordum. Beni kollarının arasına alsın, hiç bırakmasın istiyordum. Sabaha kadar orada öylece oturalım ben onu o da denizi izlesin istiyordum. Bu büyülü an hiç bozulmasın istiyordum. Bir düşününce ne çok şey istiyordum.

Siyah bandanayı kolumdan çıkartarak yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm.

Kulağında kulaklıkları olmalıydı, yavaş bir şekilde başını oynatıyor biraz da sol dizini hareket ettiriyordu.

Arkasından sessizce yaklaşarak elimdeki bandanayı gözlerine sardım. Gözleri kapalı olsa da ani refleksiyle beni kendine çekerken çeviriye bir şeyler yazarak ona dinlettim.

"Sakin ol, benim."

Başını iki yana salladı.

"Ne işin var burada?"

Buna verecek cevabım yoktu ama yine de parmaklarımı klavyede hareket ettirdim.

"Seni görmek istedim."

Kısık olsa bile kulaklarıma bir melodi gibi ilişen gülüşünü dinledim.

Bir anda gülüşünün solmasıyla afalladım. Bir şey mi olmuştu?

"Ben.. yani dün olanlardan sonra-"

Dün olanlardan kastı bana, başka bir kıza aşık olduğunu itiraf etmesiydi. Sol elimi yumruk haline getirip sıktım. Sinirlenmeyeceğimi kendime defalarca hatırlatırken çenemin bile ne kadar gergin olduğu fark ediliyordu.

Bunun bir gün olacağını biliyordum. Sadece... bu kadar erken olması -ya da bana öyle geliyordu, zamanla onunla çok çabuktu- zoruma gitmişti işte! Benim emek verdiğim aşkım; kirpik sayısını, gözlerinin tonunu bile ezbere bildiğim adamın benden başkasıyla olması hatta ona karşı duygular beslemesi, bunu kaldırabileceğimden emin değildim.

Parmaklarımı klavyede oynattığım sırada gereğinden kısık çıkan sesini duydum.

"Sesini duymayı tercih ederdim."

Gülümsedim.

Tek bir hareketiyle beni ne hale getirebiliyordu, bu adil miydi?

"Sana sarılabilir miyim?" Bir kez daha çevireden dinlettim. Aslında ona Beril
olarakta sarılabilirdim ama garipsemesinden korkuyordum. Daha doğrusu ona durup dururken sarılsaydım, şüphe çekebilirdim.

"Gel buraya," bunu söylerken gözlerinin siyah bir bandanayla bağlı olması ve ellerini iki yana açmasıyla çok sevimli gözükmüştü!

İkiletmeden kollarının arasına girdim. Büyük ve kemikli elleri belimi sararken bende kollarımı boynuna dolamıştım. Zaman dursa olmaz mıydı? Evet evet. Zaman dursun, insanlar donsun ve biz bu şekilde kalalım. Hep kalalım.

Omzumda hissettiğim başıyla afallasam
da ses çıkarmamıştım. Nefesi boynumu karıncalandırıyordu.

"Kokunu..." dedi duraksayarak. "Nereden tanıyorum?"

Sakin ol.

Parmaklarımı harekete geçirdim. "Tanımış olman mümkün değil. Benzetmişsindir." duraksadım ve sonra ekledim. "Tabii hayatında sürüyle kız olunca!"

Güldüğünü hissettim.

"Tamam, sadece şakaydı!"

Bedenimi ondan ayırdığım sırada bu an da sona erdiği için sinirimi boşaltmakla meşguldüm.

Daha fazla dayanamayacaktım.

İyice dibine girdiğimde onu es geçerek kulağına yaklaştım.

Tek fark bu sefer başıma neler geleceğini bilmeden çeviriden konuşmamıştım.

Sesimin tınısına dikkat ederek iyice kıstım.

"Kimdi o kız?"

Kaşlarını çattığına yemin edebilirdim.

Cevap vermedi, bende sorumu yinelememiştim.

Birkaç adım geri gittiğimde tekrar çeviriyi açtım.

"Neyse, ben gitsem iyi olacak." Ardından tekrar parmaklarımı harekete geçirdim. "Sakın gözlerini açma, oyarım!"

Asker selamı vererek gülümsedi.

Onu gözlerini açmaması konusunda bir kez daha uyardıktan sonra arkama bakmadan uzaklaştım.

Bandanamın onda kaldığını bilmeden.

• • •

Selaaam! Sizi bölümsüz bıraktığımın farkındayım... ama sınav haftam geldi ve benim fizikten, coğrafyadan ve edebiyattan hayvan gibi eksiğim var......

Sınav haftamı atlattıktan sonra daha sık görüşeceğiz💘

00.00 |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin