Bilinmeyen Numara: Mekan dağılsın,Bilinmeyen Numara: Herkes gitsin,
Bilinmeyen Numara: Sen kal bu gece..
Bilinmeyen Numara: Yalnızken, sadece ikimizken.
Deniz: Bu sefer oyun yok değil mi?
Deniz: Kapalı gözler yok?
Deniz: Siyah bandanan yok... (Bu mesaj silindi.)
Deniz: Ve eğer bunlar olursa, bunun geri dönüşü olmaz.
Deniz: Biliyorsun değil mi?
Çok iyi biliyordum. Beni hayatından çıkartmak istese çıkarırdı. Bunu bana sormaz ve dediğini yapardı.
Bilinmeyen Numara: Biliyorum.
Bilinmeyen Numara: Bu gece oyun yok.
Bilinmeyen Numara: Yalan yok.
Bilinmeyen Numara: Bu gece her şey gerçek.
Masanın altından mesajlaşmaya çalışırken çok garip göründüğüme emindim. Çünkü biraz önce Deniz'in ablasının doğum gününü kutlamış, hediyesini vermiş ve tekrar masalara geçmiştik.
Bir şekilde dikkat çekmemeye çalışıyordum.
Evet evet. Sadece çalışıyordum.
Çünkü Deniz'in tam karşısında, masanın altından mesajlaşmaya çalışarak mal gibi göründüğüme emindim.
"Biz nasıl aynı anneden çıktık... Ben buna anlam veremiyorum." dedi Berkay kulağıma fısıldayarak.
"Komik mi gerizekalı?"
|2 saat sonra|
Lavobaya girdiğimde ayna da kendimle bakışırken derin bir nefes aldım.Cesaretimi toplamıştım, yapabilirdim. Bunu kendime hatırlatmalıydım.
Evet! Şimdi tam zamanı!
Telefonumu çantamdan çıkarıp ona mesaj attım.
Bilinmeyen Numara: Ben dön diyene kadar sakın dönme yahu.
Bilinmeyen Numara: Zaten cesaretimi zor topladım, bir de sen kırma.
Deniz: Pekâla.. Dediğin gibi olsun.
Bilinmeyen Numara: Teşekkür ederim ;)
Bilinmeyen Numara : Haa unutmadan senden bir şey isteyeceğim...
Bilinmeyen Numara: Geçenlerde sana attığım şarkıyı açar mısın?
Ekranda Yazıyor.. bildirisini görürken tuttuğum nefesimi bıraktım.
Beyaz ekran, iki saniye içinde kararmıştı. Neden hep beni bulmak zorundaydı ki? Lazım olmadığında evde dolu olan şarjım dışarda bitiyordu.
Tam zamanıydı değil mi?
Neyse, şu an bunun bir önemi yoktu. Birazdan onu görecektim.
Elbisemin eteklerini aşağı doğru çekiştirirken aynada kendime son bir kez baktım.
Artık çıkma vaktiydi sanırım..
Kapı kolunu yavaşça indirdim.
Açıl.
Hadi açıl.
Ulan beni yarı yolda mı bırakacaksın?
Ne güzel ya?
Bir kapımız eksikti değil mi?
Cebimden hızla telefonumu çıkarttığımda gördüğüm siyah ekran yine beni sinirlendirmişti.
Neden peki? Neden her şey üst üste gelmek zorundaydı?
Neyse neyse.. Ses tellerimin maşallahı vardı değil mi? Bağırsam, bağırsam beni duyar mıydı?
Denemeye değerdi.
"Deniz!" dedim ses tonumu yüksek tutarak. "Beni duyuyor musun? Deniz!"
Ses yok.
"Hey! Orda kimse var mı!"
"Beni duyuyor musunuz? Orda kimse var mı!"
Ses yok vol2
Ama olmaz ki lan?
Yalnız kalamam. Hayır.
"Sesim gelmiyor mu?"
Hee Beril geliyor. İnsanlar duyuyorda zevkine seni orada tutuyorlar.
Kapının arkasına çöktüğümde başımı ellerimin arasına aldım.
Şimdi ne yapacaktım?
• • •
Bana güvenmemenizi söylemiş miydim şamxşaiödaşdmaldşaşxşşs
Söylemediysem de şimdi söylüyorum ;)
Ha bir de bölüm sonlarında bölümün kısa olduğuna dair beni linçlemeyin aq bu bir texting ne bekliyorsunuz yani şaldmaşvisöglşfşdşşd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
00.00 |Texting
Teen Fiction[texting,] Bilinmeyen Numara: Balık yedeğimiz zaman ardından süt içince zehirleniyorsak, (23.56) Bilinmeyen Numara: Eğer denize süt dökersekte balıklar zehirlenir mi? (23.56)