kırk bir

10.1K 552 27
                                    


Başım şiddetli bir şekilde sızlarken, ne zamandır yanımda olduğunu anlayamadığım kadının omuzlarımı sarmasını umursamamaya çalıştım. Resmen dünyam kararmıştı.

Aldığım nefesler sıklaşırken hafif doğrularak sırtımı duvara yaslamaya çalıştım.

"Hanımefendi, iyi misiniz? Lütfen kendinize gelin.." dedi kadın elimden tutarken. "Nasıl bu hale geldiniz?"

Sahi neler olmuştu öyle?

Bir küfür mırıldanırken anıların yavaş yavaş zihnime doluşmasına izin verdim. Deniz'e her şeyi anlatacaktım ve bu yüzden lavaboya girip üzerimi düzeltiyordum. Anılar kesik kesik gelmeye başladığında elimle alnıma vurdum. Bu bana yardımcı olmamış aksine daha çok başımın sızlamasına sebep olmuştu.

Yanı başımda duran kadın kolumdan tutarak beni biraz daha doğrulttu.

"Siz bütün gece burada mı kaldınız? Hastaneye gidelim mi?" Ardı arkası kesilmeksizin sorularına başladığında yüzümü buruşturdum. Telefonumun şarjı bittiğinden kimseye haber verememiştim. Ne Berkay ne de annemlere. Annemler? Meraktan deliye dönmüş olmalılardı!

"Telefonunuzu kullanabilir miyim?" dedim kadına sesimin müsait ettiği bir tonda. Yeterince kırık ve hasta çıkıyordu.

"Bakım, önce hastaneye gidelim. Hiç iyi görünmüyorsunuz." Duraksadı. "Ya ciddi bir şeyiniz varsa! Belki de ölüyorsunuzdur!" Elini birkaç kere mermere vurdu ve kafasında yazdığı senaryoları dillendirmeye devam etti.

"Lütfen." dedim elimi kaldırarak. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. "Ailemi aramam lazım. İnanın şu an bana ne olduğu önemli değil."

Gözleri büyüdüğünde cebinden çıkartttığı telefonu elime bıraktı.

Kadına kısaca teşekkür ettikten sonra Berkay'ın numarasını tuşlayarak telefonu gergince kulağıma götürdüm.

"Efendim?" dedi gerginliği son derece hissedilen bir ses tonuyla.

"Berkay, benim."

"Siktir!" bir küfür mırıldandıktan sonra derin bir nefes verdi. "Beril sonra konuşalım. Eve gel. Annem fena-" daha fazla bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapattım ve minnettar olduğum kadına uzattım.

"Her şey için çok sağ olun, gitmem gerek."

Son kalan gücümle taksiye atladığımda gözyaşlarım benden habersiz akıyordu.

Bunu bana, anneme kim yaşattıysa cezasını çekecekti. Bu kadarı fazlaydı. Çok fazla.

***

"Anne!" dedim nefes nefese yanına koşarken. "Baba, bir şey söyle iyi mi?"

Babam, hâla sinirli olduğu için Berkay'a döndüm.

"Ne söylememi bekliyorsun Beril?" dedi o da alayla. Normalde olsa ikizimin bana sesini yükselttiğini bile hatırlamazdım. Durum ciddiydi.

"İyi de. Bir şeyi yok de! Ne bileyim bir şey söyle!"

"Eğer duymak istediklerin bunlarsa doktor biraz önce çıktı." dedi sırtını duvara yaslayarak. "Strestenmiş." Bunu altını çizerek söylemişti.

"Çekil şuradan!" dedim onu kenara iterek. "İçeri gireceğim. Onu görmem lazım!"

"Beril." diye seslendi babam. Sesinden anlaşıldığı kadarıyla onunda gücü tükenmişti. "Şu anda giremezsin. Uyuyor."

Göz yaşlarıma hakim olamayarak içeri girdim. Annemi görmezsem içim rahat etmezdi ki!

Yanı başındaki sandalyeye oturarak burukça gülümsedim.

"Özür dilerim, sultanım. Benim yüzümden bu haldesin."

Ellerini avucumun içine alarak öpücük kondurdum.

"Bak sen uyanınca söz veriyorum anlatacağım. Hepsini, her şeyi anlatacağım." Duraksadım. "Bunu bana, bize kim yaptıysa yanına kalmayacak."

Avucumun içindeki eli kıpırdayınca gülümsedim.

Gözlerini açmış, beni seyrediyordu.

Selamlar!
Biliyorum yeni bölüm gelene kadar bir diğerini unuttunuz şamsğaümağxüf

sakin olun ölmedim,,

Sınav haftam bittiğinde bir diğer bölümü salacağım :')

Ha unutmadan,
küçük bir hatırlatma;

rekabet'i okuyan varsa saudade onun devam kitabı niteliğinde, uğrayabilirsiniz <3

2019'un son bölümü...

00.00 |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin