Bu kaldırımdan biri geçti,gözleri dolu yaşlı bir adam.Bastonunun çıkarttığı tınıyı hatırlıyorum,kulaklarıma gelen homurdanmasınıda unutmadım.Yaşlı bir adam neleri hatırlatır ki?-Ölümün varlığını mı ?
Bu yoldan geçen bir cenaze aracı,yağmurlu bir kış günü ölümün soğukluğunu bırakarak üstüme havanın kasveti ile beraber düşünmeye itmişti beni,yazdım.Ellerim kanayana kadar yazdım.
Yaralarım kabuk tuttu benim.Bazılarının izi kaldı,bazılarının anısı.Geçmesine kıyamadığınız yaralarınız oldu mu sizin? Benim oldu,her seferinde yolduğum iyileşmesini istemediğim hatta kanamasından zevk aldığım yaralarım var. Fakat size acısını tarif edemem,bilmenizi istemem,görmenizi istemem zira gördüğünüz taktirde yaramı kanatmaktan vazgeçerim.Artık insanlar sevildiğini farkedince seven kişiden vazgeçiyor.Bundan dolayı korkularım,yaralarımın varlığı bu sebepten.İnsanların sevgilerini göstermemesinden korkuyorum.
İnsanların sevgisizliğinden,sevgisiz kalanında kimsesizliğinden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Yalnızlık
PoésieGecem gündüz,gündüzüm gece.. Kaybettiğim noktayı geçeli çok oldu.O yüzden onun anısına ve acısına yazmaya devam. En azından her gün yeniden ölmeyi bırakana kadar artık yeniden ayağa kalkamayana kadar..