(Bölüm için şarkı önerisi: Mark Eliyahu - Drops)
"Aklımı başından alıyorsun. Her şeyin fazla bu dünyaya." Gecenin en geç saatinde kendimi aramaya çıkmışım sokağa. Hiç kimsecikler yok. Bedenim yürüyor, bir şeyler arıyor. Ruhum nerede bilmiyorum. Çöküp de ağlasam burada gün doğana kadar ne olur ki? Kim duyar sesimi? Kim ne derdim olduğunu sorar? Seni unutmak mümkün mü? Aklımı başından alıyorsun. En sevdiğim anında izliyorum seni. Sırma saçların yayılmış yastığına. Gözlerin kapalı. Yüzünde senin değil de sadece benim fark ettiğim ince bir tebessüm. Kim bilir neler görüyorsun rüyanda? Sahi, rüyanda da nefret ediyor musun benden? Yoksa sadece umursamıyor musun? Umarım nefret ediyorsundur. Çünkü artık ben de seni siliyorum her yanımdan. Biliyor musun meğer bunu yapacak gücüm hep varmış da ben keşfedememişim. İstesem silebilirmişim seni. Hiç aklıma bile gelmezmişsin. Eskisi gibi seni görmek bir yana, adın geçtiği zaman kalbim bir farklı atmıyormuş. Adam gibi sevdim seni, adam gibi de unutabilirmişim. Gözyaşı yerine kelimeler dökebiliyormuşum. Bu gecenin soğuğunda artık senden özür dileme gereği duymuyorum. Özür dilemesi gereken birisi varsa artık bu sensin. Ama sana bir teşekkürü de borç bilirim. Çünkü her sevgi ve onun verdiği acı insanı olgunlaştırırmış. Benim hayatıma acısıyla tatlısıyla çok güzel şeyler kattın. Sevme, sahip olma, özleme, acı çekme ve... Ve bir de unutmak işte. En zoru da ne biliyor musun? Şarkılardan adını silebilmek. Belki de her şeyi yaparım ama silemem şarkılardan adını. Yüreğimden bile gitsen oralarda yaşayacak hep bir parçam. "Şimdi seninle olmak vardı" demiyorum daha fazla. Sen zaten bu yolu en baştan çıkmaza sokmuşsun da ben görmemişim. Kör etmiştin ya hani beni o aşkınla. Hiçbir şeyi görmeme izin vermemiştin ya. Bana kısa süreliğine huzuru verip sonrasında bitmek bilmeyen uzun geceler bırakmıştın ya. Madem bu yol çıkmıyor sana, hiç de çıkmasın. Sensiz de yapabiliyormuşum ben. Sen olmadan sabah kahvesinin tadını alabiliyormuşum. Arkadaşlarımla eskisi kadar olmasa da gülebiliyormuşum hâlâ. Onların dediklerine kulak asıp seni küçültebiliyormuşum gözümde. Ömrümü adamak istemiyorum artık sana. Bu kelimeleri sana yazmak bilr fazla gelir sana. Bir düşün bunları okurken. Ben hak ediyor muyum bu sözleri diye. Güzelce sevip güzelce bıraktım mı ki okuyayım rahatça diye. Sahi, geliyor muyum hiç aklına? En kuytu köşede saklıyor musun beni? Ben seni unuturum belki ama bu hafızadan asla tam olarak silinmeyeceksin. Özür bekliyorum senden. Çünkü elimdeki birçok şeyi unutturdun bana. Odak noktamı sana çevirdim sadece. Diğer insanlarla nasıl konuşacağımı unuttum. Ama teşekkür de ederim. Hayata bakış açımı değiştirdin. Gecenin bu vakti sokaklardayım. Bedenim yürüyor. Bir şeyler arıyor, ya da birilerini. Artık özlem ile değil. Silme umuduyla. Bir silgi nasıl silerse bir yazıyı o kadar kolay silme umuduyla. "Merhaba sokaklar. Yine sizinle kaldık. Biliyorum siz de merak ediyorsunuz bugün neler olduğunu. Hayır hayır. Aceleye gerek yok daha önümüzde uzun bir gece var." Sokaklar hep sessiz gibi görünse de bir insandan daha iyi bir dinleyicidirler aslında. Hiç kesmezler lafımı. İncitmezler beni. Ne dersen de sadece susarlar. Ama çok şey konuşurlar aslında. Anlayabilen için ne kadar da iyi bir dosttur oysaki. Seni unutmak diyorduk. Bak bu satırları yazarken bile konu değiştirebiliyorum artık. Zorlanmadım değil. Çok zorlandım ama başardım. Zorlanınca olmaz işte yapamam diyip vazgeçtim hep. Ama oldu işte bak. Yüreğimden atabiliyorum seni. Onun da zamanı var. Şimdilik sadece unutuyorum. Yüreğim başka zamanı arzu ediyor. Bil isterim bu arada. En güzel anımsın sen benim. Ne olursa olsun. Lise zamanım, 17 yaşımsın. İlk kez kendimi ateşe atışım, ilk kez köze yalın ayak basışımsın. Seni hep hayallerimde yaşattım hayatımın tek sevgisi. Şimdi ise yine hayallerimdesin. Ama bu kez bir yönüyle farklısın. "Unutursam nasıl olur" adlı hayaller. Bunlar benden çıkan son kelimeler demiştim ya sana. Aynen öyle. Bunlar son işte. Artık bu yol gerçekten Çıkmaz Yol. Önceden sadece benim içinken artık senin için de öyle. Unutuyorum belki şimdi ama sen bunu unutma. Sen daima iki gözümün çiçeği olarak kalacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıkmaz Yol |Tamamlandı|
Romantizm"Eğer bu yolun sonu sana çıkıyorsa, Çıkmaz Yol'sa da olsun. Yeter ki sana çıksın varsın çıkmaz olsun." Kitaptaki olayların %70'i kurgu %30'u gerçektir. Beğenmenizi ümit ederek iyi okumalar dilerim.