18. Bölüm |tutulma|

361 55 48
                                    

Bu akşam ayrı bir hoşsun
Sanırım sarhoşsun

Kırıktım.

İçimde milyonlarca kırık varken benim bir kalbi kemikten kafeste korumamı nasıl beklerdiniz?

Yanan gözlerimin etrafı bir bir dizilmiş ok misali kirpiklerimin ateşi, göz yaşlarımla sönüyordu şimdi.

Kimseye güvenme küçük Jimin.

"Tanrı aşkına Jimin, ne işin var onun yanında? Ben varken hem de. Derhal evimize gelip bana derdini anlatıyorsun. Birlikte çözüm bulmaya çalışırız."

Gözlerimi kapatarak Jae'nin rahatlatıcı sesinden sitemini dinliyordum.

"Bilmiyorum. Spontane gelişti. Ne yaptığımın farkında bile değildim Jae."

Taemin'le karşılaşmamızdan sonra beni tutarak evine getirmişti. Bilincimin tam olarak açık olduğunu söyleyemezdim ama yine de endişeli halini hatırlıyordum.

Yatağına yatmak istemeyince kanepeyi ayarlarken ben de yüzümü yıkamış balkona çıkmıştım.

Taemin'in rezidansının balkonu bizimkine benzer deniz manzaralıydı. Kafamı sola çevirdiğim an bir balkon daha görememek beni neden bu kadar üzmüştü ki?

İçimdeki o korkuyu bastıramıyordum. Onun bana yaklaşımı en başından beri farklıydı. Benim için yaptıklarını düşündükçe böyle bir şeyin mümkün olmadığını içten içe bilsem de, susturamıyordum.

İçimdeki bu lanet ses kesilmiyordu, surturmanın yolu neydi, kalbimin sağır mı olması gerekti?

Yanan gözlerimi kapatarak parmaklarımı da üzerine bastırdım. Onu dinlemememiştim. Kahretsin ki dinlememiştim ve içimde öyle bir pişmanlık vardı ki, şüpheci yanımla ölesiye boğuşuyordu.

"Jimin, biraz konuşalım mı?"

Taemin'in arkamdan seslenmesiyle ona dönmüştüm. Üzerindeki tişörtü çıkartmış olmalıydı. Tedirgince gözlerimi kaçırdım. Çıplaklık beni rahatsız ediyordu.

"Ne hakkında?"

İçeri doğru adımlayarak benim için hazırladığı kanepeye oturdum.

"Seni bu hale getiren konu hakkında."

Sessizliğimi korudum. Düz bakışlarım, onun meraklı bakışları karşısında aynıydı. Parmakları arasındaki sigarayı yakarken onu izledim.

Doyoun'un beni tekrar hırpalamasının ardından ona güvenmemem gerektiğini hissediyordum. Bunda şu an her ne kadar ona kızgın olsam da Jungkook'un fikri de etkili olmuştu.

Bu durum neden buraya geldiğimi de açıklamıyordu. Ne hissedeceğimi şaşırmıştım. Onun beklenti dolu gözlerine bakarken cebimde titreyen telefona aldırmadım.

"Taemin, bana yardımcı olduğun için teşekkür ederim ama benim eve geri dönmem gerek."

Eli bileğime tutundu. Bakışlarım sıkı tutuşuna kayarken geri çekmiştim.

"Nereye? Daha anlatmadın bile."

Ayağa kalkarak ona baktım.

"Sonra konuşuruz. Bana taksi çağırabilir misin?"

"Ben bırakayım."

Kafamı iki yana salladım.

"Daha fazla zahmet vermek istemiyorum. Sadece taksi çağırabilir misin?"

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin