21. Bölüm |lanet|

330 45 46
                                    

Evinin yollarına
Postersiz duvarlarına
Yağmurlu sokaklarına
Lüle lüle saçlarına
Kızarmamış yanaklarına
Islanmış kurallarına
Aşık oldum

"Günaydın Chim."

Elime fırın eldivenini takarken Jaebum'un uykulu sesi koridorda yankılanmış ardından da uyuşuk hareketlerle mutfağa giriş yapmıştı.

"Günaydın Jae!"

Gereksiz, alışılmadık bir neşe ile uyandığım bu sabahta canım çörek çektiği için kolları sıvamıştım.

Laf arasında da Jungkook'un sevdiğini öğrenince de yapmak istemiş olabilirdim ama, her neyse bu önemli değildi.

"Ne yapıyorsun? Efsane bir şey kokuyor, tüm evi kaplamış."

Gözlerini doğru dürüst açamayan Jaebum'un önüne önceden demlediğim yeşil çayı bırakırken gülümsedim.

"Çörek yaptım, hani şu aşağıdaki kafeteryada satılanlardan."

Jae'yle ara sıra kahvaltı için uğradığımız bir mekan vardı. Çöreklerini çok beğendiğimiz için şefiyle konuşup tarifini almıştım.

Jaebum çayını önüne biraz daha çekerken, konuştu.

"Harikasın."

Pişen çörekleri çıkartırken yanmamak için üstün bir çaba göstermiştim. Tezgaha bıraktığım an yanımdan seslenmişti.

"Yapmam gereken bir şey var mı?"

"Ah, hayır." Çöreklerin iyi kızarıp kızarmadığını kontrol ediyordum.

"Sofra falan hazır zaten. Kahvaltımızı edelim, okula gitmem gerekiyor. Sınavım var."

Jaebum başını sallayıp eliyle saçlarımı karıştırdı.

"Sen de iyice hamarat bir şey oldun ha. Ne o Kim ailesine gelin gideceksin diye mi bunlar?"

Sözünü bitirir bitirmez ensesine yediği şaplakla bağırdı.

"Yalan mı?"

Giyinmem gerektiğinden mutfaktan hızlı adımlarla çıktım. Koridordan Jae'ye seslenmeyi de ihmal etmemiştim.

"Cıvık şey."

Hızlıca üzerimi değiştirdikten sonra Jaebum'la ettiğimiz kahvaltıdan arda kalanları toparlarken bulaşıkları kendisinin yıkayacağını söylemişti. Şaşkınlıkla ev arkadaşıma bakarken yapmacık şekilde duygusallaştım.

"Gözlerim yaşardı Jae, süngerin ne işe yaradığını falan gerçekten biliyorsun değil mi?"

Omzuma hafifçe vurmasıyla güldüm. Yaptığım çörekleri özenle dizdiğim tabağı elime alırken Jae'ye öpücük atmıştım.

"Ben kaçtım."

Her zamanki gibi ayakkabılarımı giyme gereği duymayarak karşı daireye birkaç adımda ulaşmıştım.

Üzerimde kahverengi ve yumuş yumuş hissettiren bir polar ve siyah pantolonum vardı. Havalar artık fazlasıyla soğuduğu için hasta olmamak adına elimden geldiğince kalın giyiniyordum.

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin