3. Bölüm |değişiklik|

518 67 9
                                    

Her hikayenin bir sonu vardı değil mi? Ama sona ulaşmak için başlamak gerekti. Ben hayatın neresinde olduğumu bilmiyordum. Sona mı yaklaşmıştım yoksa gerçekten hiç başlayamamış mıydım?  İnsanın kendini bulması için neyin gerektiğini çözemiyordum. Sanki sonradan var edilmiş ve zorla bir yaşama kıstırılmış gibiydim.

İnsanlar gözünü açtığı her sabahta rutin şeylerle karşı karşıyaydı. Ben bunu istemiyordum. İnsanların koyduğu yazısız kurallara uymak zorunda değildim.

Fark ediyordum da aslında hep böyleydim. Değişmemiştim. Çocukken kendimde gördüğüm bazı gariplikler beni arkadaşlarımdan uzaklaştırmıştı. Söylemeye çekindiğim bir aileye bile sahip olamadığımdan, belki de yine farklı olmaktan korktuğumdan kimseye tek kelime edememiştim.

Bazı şeylerin kararına kendimiz varamazdık. Anne babamız, doğduğumuz yer, ten rengimiz, yönelimlerimiz...  Bunları seçmek için yetkili değildim. Sırf yönelimim yüzünden yargılandığım ve tuhaf bakışlarla zar zor bitirdiğim bir lise hayatım vardı. 

Kötü anılarıma ev sahipliği yapan, aile yerine koyduğum tek insanın bile bana sırt çevirdiği bir hayat. Bitirdikten sonra her şeyin son bulacağını düşünmüştüm.

Hataydı.

Başka şehir veya başka insanlar, hatıralar her daim peşimdeydi. Bunu hiçbir şey değiştirmiyordu.

Üniversite hayatı canlıydı ve gençlerin kanı hızlı akıyordu. Ben neden kan yerine katran taşıyormuş gibi hissediyordum? O bile damarlarıma yük bindiriyordu sanki.

"Sikeyim!"

Kantindeki kalabalığın arasından sıyrılmaya çalışırken elimdeki kahvenin bir kısmı dökülmüştü. Ağzımdan çıkan küfrü duyan Jaebum kıkırdayarak elime uzandı.

"Dikkatli ol."

Sıcak kahvenin sızısını hala hissederken sordum. "Ders nerede?"

"F blok B 1 olması lazım." diye yanıtladı

Yavaş adımlarla dersliğe doğru ilerlerken Jaebum hala bir şeyler anlatıyordu fakat her zamanki gibi yarım yamalak dinlediğim için azar yemiştim.

***

"Jaebum hey!"

Yürüdüğümüz bahçede arkamızdan gelen ince sesle döndüm. Kendini olgun gösteren abartılı makyaja sahip ç bir kız koşar adımlarla yanımıza geldi.

"Selam?" Bürünmeye çalıştığı tatlı tavırla elini saçlarına atarak verdiği selama karşılık vermedim.

"Selam güzellik." Jaebum'un çapkın tavrı karşısında neredeyse eriyecek duruma gelen kız utangaç bir tavra bürünmüştü.

Jaebum böyleydi işte. Bir insana karşı uzun süreli ilgi duyamıyordu. Daha çok onun tabiriyle 'takılmalık' kızlarla vakit geçirirdi ve emindim ki bu da o kızlardan biriydi.

"Şey, nerede buluşacağımızı sormak istedim Oppa."

Jaebum gergin bir tavırla elini saçlarına attı. Kızla sözleşip unuttuğu apaçık belliydi çünkü bana da sinema teklifinde bulunmuştu.

Bana doğru dönen yüzüne karşı kafamı geçiştirir gibi salladım. Bu tür şeylere takılmazdım.

Birkaç adımlık ötede durduğum mesafeyi kapatarak konuştum,

"Ben eve geçiyorum o zaman Jae."

"Tamam dostum. Gece beklemene gerek yok."

Gözlerimi devirdim.

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin