32. Bölüm |kavuşma|

319 35 23
                                    

Ve, ben
Bir şekilde mecburen
Sarılırım ellerine
Bi teşekkür güzelliğine
İncecik bir tebessüm geçer
Tabii ki yüzünden

Bay Min ile yaptığım sohbetleri, sık sık hatırlıyordum. Özellikle de böyle zamanlarda, bana tıpkı geçmişe dönmüş ve henüz mutlu bir çocukmuşum gibi hissettiren zamanlarda, bana tek iyi gelen insan olarak, yalnızca onu anıyordum.

Çocukluğum, yetişkinliğimle alakalı hayaller kurmakla geçmişti. İnsan ne zaman bir yetişkin olduğunu asla bilemiyordu, bunu bizzat olgunlaştıkça teyit etsem de, çocuk Jimin'e bunları anlatmak oldukça zordu.

Büyümekten, özellikle de büyüdüğümde mutsuz olmaktan korkmuştum, tüm çocukluğum da Bay Min'e bu konu hakkında sorular sormakla geçmişti.

Ya büyüğümde kimse tarafından sevilmezsem? Ya tek başıma geçirmek zorunda kaldığım bir hayata sıkışırsam? Ya çocuklarım olmazsa, ya cenazeme bile gelecek kimse bulunmazsa? Toprağıma çiçekler eken kişiler bırakamazsam ardımda?

Bay Min'in sık sık gülümsediğini hatırlıyordum. Ergen aklımla sorduğum her soruya, gülümseyerek yanıt verirdi.

Bazen onu hiç anlayamayacağımı düşünürdüm. Düşüncelerine ulaşmak için bile daha çok yolum olduğunu ve bunu aşacak gücü kendimde bulamayacağımı hissediyordum.

Bazen ise, o yaşımda bile kendime ağır gelen bu düşünceleri yok etmek için; onu anlamaya muhtaç olduğumu düşünürdüm.

Biraz korkaktım ben.

Sevmekten, yalnızlıktan, koşmaktan, duramamaktan korkuyordum.

Ve yine bir gün, karşısında çekinmeden korkularımı açtığımda Bay Lee şöyle söylemişti.

Jimin, öyle bir gün gelecek ki oğlum; sana kat ettiğin tüm yolları unutturacak bir kişi çıkacak karşına...

O zamanlar, bu cümlenin imkansızlığı altında ezilirdim.

O zaman da korkacaksın, belki kaçacaksın ama kader elbet ikinizi bir zeminde yakalayacak çocuğum.

Haklı olduğunu yıllar sonra anlayacağımı o biliyordu ama ben tahmin edemezdim.

Ve diyeceksin ki, eğer bunun içinse çektiğim ızdırap, bunun içinse acılarım ve korkularım... ben yeniden çekmeye hazırım ama lütfen beni ondan ayırmayın.

Şimdilerde zihnimde yankılanan bu sözleri, Jungkook'la beraber anlam kazanıyordu.

Eğer tüm korkularım, çektiğim tüm ızdırap ve acılarım Jungkook'la buluşmak içinse, yeniden çekmeye razıydım ben.

Tıpkı Bay Min'in söylediği gibiydi her şey, korkmuş olsam da, kaçmak istesem de, kader bizi birbirimize dolandırmıştı.

Ben bir adamın saçlarına dolanmıştım, göğüs kafesinde hayat bulmuş ve yeniden canlanmıştım.

Yaralarımı sarmıştı benim, ötesi olabilir miydi? Acılarımı paylaşmış, kıyamet gibi gelen zamanları birlikte atlatmamızı sağlamıştı.

Ondan ayrı kalabilir miydim?

Hele ki, kolları arasında yıllar boyunca uyuduğum tüm uykulara beden bir gecenin sabahı, kokusu burnumda ve sıcaklığı göğsümde büyürken; bunu düşünebilir miydim ki?

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin