24. Bölüm |geçmiş|

304 44 20
                                    

Eller günahkâr
Diller günahkâr
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkâr
Masum değiliz hiç birimiz

Küçüktüm, tüm masumiyetimi bir sapığın ellerinde paramparça etmesine izin vermiştim. Bilmiyordum, o pisliğin beni böylesine yaralayacağını tahmin edememiştim.

Hesabını vermek zorundaydı. Benim, bozulan psikolojimi düzeltmek için aşındırdığım klinik koridorlarında çektiğim acının, yıllardır doğru dürüst dalamadığım uykularımın, kendini tatmin etme uğruna harcadığı bir çocuğun hayatının bedelini ödemek zorundaydı.

Ama ne mi yapıyordu?

Sağda solda boş boş geziyor, belki de başka çocukların hayatına kirli elleriyle dokunmaya devam ediyordu.

Bunu kabul edemezdim.

Ondan gelecek hiçbir şeyi kabullenemiyordum zaten.

Ne şiddeti ne de sevgisini.

"...Anlamadım Jungkook. Yemin ederim ki, bir ağabeyin kardeşine masum bir sevgiden başka hisler besleyeceğine, onu uçkuru için kullanacağına inanamadım.

Anneme anlatmaya çalıştım. Ama o, anneme ve babasına karşı öyle iyi bir profil çiziyordu ki bana yalancı, şımarık bir oğlan çocuğuymuşum gibi davranıyorlardı.

Annemle aramızdaki ipler, bu olaylar yüzünden koptu. Kocasının oğluna iftira attığımı düşünüyor, evliliğini riske atmamak için de hiçbir şekilde arkamda durmuyordu. Bunu babasına söylediğim zaman dayak yememi öylece hiçbir şey yapmadan durduğunda anlamıştım. Tek başımaydım, ona karşı yalnız başıma durmak zorunda bırakılmıştım.

Başlarda küçüktüm. Ona karşı koyacak gücü kendimde bulamamıştım. Hoş, halen bulamıyorum.

Her karşıma çıktığında, içimde tarifsiz bir korku ve çaresiz beliriyor. Bende bıraktığı etkiyi dile dökmek, hele ki başkasına anlatmak çok zor ama Jungkook, o gece beni çıkmaz sokaktan alışın, her şeyi anlattığım halde beni yargılamayışın ve her ne olursa olsun yanımda oluşunla beni kendine asla kopmayacak şekilde bağladın. O yüzden daha rahatım..."

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan devam ediyordum. Masayı toparlamadan kalkıp oturma odasındaki rahat minderlerde karşılıklı oturmuştuk.

"... sana o gece hepsini anlatamadım. Daha doğrusu Yoongi'nin sonsuza kadar hayatımdan çıktığını düşündüğüm için anlatma gereği duymamıştım. Yoongi, benden altı yaş büyük olan tek çocukluk arkadaşım. Aynı zamanda, babamın evlendiği kadının oğlu. Biliyorum fazla dramatik ama, babam annemin en yakın arkadaşlarından birine aşık olmuş. Tuhaf değil mi? Annem için ihanetin en büyüklerindendi..."

Beni dinliyordu. Tek kelime etmemişti, zaten etseydi bu kadar dirayet gösterebileceğimi sanmıyordum.

"... Doyoun'un üzerimdeki baskıları artıp, tacizi ileri boyutlara taşımaya başlamasıyla artık eve uğramamaya başlamıştım. Zaten evde kavga gürültü eksik olmuyordu. Annem ve eşi sürekli tartışıyorlardı ve yatakları çoktan ayrılmıştı. Annemin bana tercih etmesine değecek bir adam değilmiş anlayacağın.

İlk kez evden kaçmaya karar verdiğimde, Doyoun'u tehdit etmek için bulmam gereken bir şeyler vardı. Peşimden geleceğini biliyordum, tek isteğim onu durduracak bir şeylerdi.

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin