4. Bölüm |mochi|

484 69 41
                                    

Zihnine artık fazla gelmeye başlayan düşüncelerini içki şişelerinin dibinde eritmeye çalışan bir adamdı o.

Aynı zamanda bir çocuk.

Bir delikanlı.

Bir yetişkin.

Ve bir ölüden farksızdı.

Çoğu zaman.

Herkesle dört dörtlük iletişim kurabilen bir tip değildi. Etrafında her daim ucuz numaralar dönerdi fakat kapısının önünde bulduğu bir kutu dolusu fotoğraf, ardından fotokopi odasında karşılaşmaları ve hemen akşamına da yine kapısında bulduğu not.

Gördüğüm kadarıyla tanıştınız hm?

Aslında tanışmamışlardı. Jungkook o fotoğraflardan sonra okulda çocukla karşılaşınca bir hayli şaşırarak onun hakkında araştırma yaptırmıştı. Çünkü asılsız bir şey olduğunu düşünüyordu.

Notu yazan her kimse, karşılaştıkları zaman odada bulunan insanlardan biriydi. Ama Jungkook kalemini düşürünceye kadar odada olan kişilerin farkında bile değildi.

Diğer bir yandan da çocuk notların sahibi olabilirdi. Daha önce birkaç saplantı vakaları başına gelmişti fakat çocuk hiç de saplantılı gibi durmuyordu ve Jungkook daha önce hiçbir şekilde karşılaşmadıklarından da tanışmadıklarından da emindi.

Çocuk kendi halinde geçinmeye çalışan bir gençti. Şımarık bir arkadaşı dışında okulda muhattap olduğu çok az kişi vardı ve daha birkaç gün evvel, Jungkook'tan hemen önce bu apartmana taşınmıştı. Jaebum'u kısmen tanıyordu. Ortak olan bir derslerinde proje arkadaşıydı fakat henüz yapmaya yeltendikleri yoktu. Okulun yüzme takımında yer alan genç Seul'deki turnuvalarda başarı elde etmişti. Hakkında bildikleri bunlardı ama sarışın çocuğu görmediğinden emindi.

Üstelik adını dahi bilmiyordu. Ama gerçekten de düşündüğü gibi notları yazan çocuk kendisi ise iyi bir oyuncuydu.

Diğer bir yanı da çocuğun suçsuz olduğuna emindi. Karşısındaki kutuyu eline alarak birkaç fotoğrafa daha bakarak kenara koydu. Tanımadığından emindi. Ve nedensizce çocuğun görüntüsü sinirlerini bozmuştu.

Üzerinde fazla durmamaya karar vermişti. Daha adını bile bilmediği çocuk zihninde yeterince yer tutmuştu.

Akşam vakitlerinde, eve yeni gelmişti. Yenice gelip üzerini değiştirdiği vakit koltuğa uzandı. Nedensiz bir gerginlik hissediyordu.

Çalan zille ayağa kalkarak odadan çıktı. Kapıyı açtığı anda içeri dalan Seokjin, sinir katsayısını tavan yaptırmıştı.

"Böyle anlaşmamıştık. Yine neden evimdesin?"

Hyung'u her zamanki kırık bakışlarından birini takınmıştı ve biraz tuhaf görünüyordu ama Jungkook bunu göremeyecek kadar kızgındı.

Kızgındı çünkü yıllarca saçma bir yalanla uyutulup daha saçma bir yalanla uyandırılmıştı her sabahına.

Tek kelime etmeden içeri giren Seokjin'in asıl amacı kardeşinin bir şeye ihtiyacı olup olmadığını görmekti. Buraya yeni taşınmıştı ve Jungkook'un önceki evine göre burası biraz küçüktü. Eğer kardeşini tanıyorsa, alışması vakit alırdı çünkü bu şehir de Seoul'e benzemiyordu.

Babasıyla yaptıkları tartışma üzerine kardeşinin bu şekilde davranması onu gerçekten yıpratıyordu.

"Gördüğüm kadarıyla güzelce yerleşmişsin."

"Bunu görmek için buraya kadar gelmene gerek yoktu. Ne de olsa kuşlardan alıyorsundur haberimi."

Seokjin güldü. Jungkook hiç değişmiyordu, o hatırladığı 5 yaşındaki çocuk, nasıl inatçı ve asiyse; şu an karşısında duran genç adam da aynıydı.

CELESTİAL •jikook• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin