|BÖLÜM 14 •ENKAZ•|

51 23 0
                                    

BÖLÜM 14: ENKAZ

Hani olur ya bazen içinizdeki her şey silikleşir ve siz, boş bomboş olduğunuzu sanırsınız. İçinizden binlerce insan, binlerce olay geçmiştir sadece birkaç saniye bile olsa bunlar görünmez oluverir. Canınız acır, yok olup gitmek istersiniz. Çünkü hiçbir işe yaramadığınız düşüncesi dört bir tarafınızı sarıp sarmalamış olur. Sonra bu his yavaşça yok olur ve sizi silikleştiren düşünceler bir balon gibi gökyüzüne uçar, hiç gitmediğiniz görmediğiniz yerlere ama benim için bu durum hep aynıydı. Hiçbir zaman bazen olmadı, her zaman içimdeydi. Çünkü benim balonum gökyüzüne değil, zihnimin derinliklerine uçuyordu ve o derinliklerde patlayıp yine içime dökülüyordu balonun içindekiler.

Burası; bu ev, bu oda, bu yatak hiçbir şey bana ait değildi. Zaten ben nereye ait olmuştum ki buraya da ait olabileyim. Hiç bozulmamış yatağa göz atıp tekrar önüme döndüm. Gökyüzü yine atıştırıyordu yağmurlarını ve ben, Yeşil Gözlü'nün yanından ayrıldığımdan beri çiseleyen yağmuru izliyordum. Aslında öylece bakıyordum çünkü zihnimdeki görüntüler öyle netti ki bir türlü şu ana odaklanamıyordum. Gözlerimin önünde hep Yeşil Gözlü'nün yüzü vardı. Onun nasıl biri olduğunu çözemiyordum, gizli bir oda gibi ama aynı zamanda o oda yok gibi. Yani bir şeyler gizliyor ama aynı zamanda hiçbir şey gizlemiyor gibiydi.

Kazağımın kolunu bileğimi açığa çıkaracak kadar açtım ve her zaman yaptığım gibi pencereyi açıp elimi gökyüzüne kaldırdım. Bu yağmurlar da terk edip giderse bizi, biz ne yapardık?

Avcuma düşen birkaç damla yaşla birlikte yanağımdan akıp dudaklarımda son bulan yaşı dudaklarımı birbirine bastırarak içime hapsettim ve ne zaman kapattığımı bilmediğim avcumu açıp avcuma damlayan yaşları kirpiklerime sürdüm. İşte şimdi tam anlamıyla gökyüzü olmuştum.

İçimde garip bir duygu vardı, eksiklik değildi bu çünkü bu duygunun ne olduğunu en iyi bilenlerden biri de belki de bendim ama bu duyguya yabancıydım. Adını bilmediğim bu duygu ruhumda gezinirken gözlerimi kapatıp içime derin bir nefes aldım ve iyiden iyiye içeri giren soğuk havayı bertaraf etmek için pencereyi usulca kapatıp Yeşil Gözlü'yü en son bıraktığım yere gitmek için ayaklarımın hareket etmesini sağladım. Bu odaya girdiğim andan itibaren ışığı açmamıştım bu yüzden odanın nasıl bir renk ya da düzen içinde olduğunu  bilmiyordum, bildiğim tek şey ay ışığının vurduğu yatağın yeriydi. İçeri girince bilerek ışığı yakmamıştım çünkü Onu hissetmeye çalışmıştım ama o gelmemişti. Belki de bu sefer kızmıştı bana evde değil de başka bir yerde olduğum için.

Odanın çıkışına ulaştığımda derin bir nefes alıp kapı kolunu indirdim ve adımımı atar atmaz beni karşılayan beyaz ışığa gözlerimi kısarak alışmaya çalıştım. Birkaç saniyenin sonunda gözlerim aydınlığa alıştı bende yavaş ve sessiz adımlarla salona yöneldim. Yeşil Gözlü salona girer girmez görüş açımda yer edinirken salonun eşiğinde durup bir süre onu izledim. Belki birazcık bile olsa onu anlayabilirdim.

Lacivert koltukta başı önüne düşmüş, dirseklerini dizine yaslamış, avuçları da düşen kafasını tutmak ister gibi sıkı sıkıya şakaklarında yer edinmişti. Yeşil dünyaları kapanmış, kendini bu dünyadan soyutlamış gibiydi ya da ben öyle sanıyordum çünkü gözlerim onu en ince detayına kadar tararken, o hiç beklemediğim bir anda başını kaldırdı ve yeşil dünyaları kahverengi dünyalarıma çarptı. Gezegenler hareket etti hızlıca ve ben, dengemi sağlayamadan onun yörüngesine çekildim. O baktıkça ona yaklaştım, yaklaştıkça farklı bir ivme kazandım ve sonunda kendimi onun engeliyle durdurabildim.

Bedenimi yanı başına bırakıp ona baktım. Yeşil dünyaları biraz önceki sarsıntının etkisini taşıyor gibi med cezirli bakıyordu. Öylece baktık birbirimize konuşacak çok şeyimiz varken. O sustu, ben de onun sessizliğine eşlik ettim yelkovanla akrep birbirine ters düştüğü sıralar. Yağmur damlaları aramızdaki sessizlikten sıkılmış gibi farklı bir ivme kazanıp cama çarpıp ince bir yol çizerken, çıkardığı sesle birlikte bize varlığını hissettiriyordu ki o damlaların sesi olmasa bile biz veya ben hep onların varlığını hissederdim.

ADA  ◐Tamamlandı.◑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin