BÖLÜM 23: GÖKYÜZÜ OLAN KADINBazen sözlerin kifayetsiz olduğu anlarda sallanıp durursunuz çünkü yürekten gelen bir söz, yüreği yansıtan bir göz kadar değer biçmez karşınızdaki kişide.
Sessizdi.
Kirpikleri kahverengi gözlerini büyük bir ustalıkla gizlerken, Ada sessizliği seçti. Sanki günlerdir sahnelenen oyunun oyuncuları rol değiştirmişti. O gözlerindeki anlamları saklayan bir Yeşil Gözlü, bense o anlamları zihnime kazıyıp değerlendirmeye çalışan Ada olmuştum bir anda.
Ada, gözlerini aralamadan kuruyan dudaklarını dili yardımıyla ıslattı ve sessizce yutkundu. Düşünüyordu. Zihni zehir gibi kanına karışacak cümleler kurarken o bu cümleleri cımbızla çekiyor gibiydi. Ada en sonunda gözlerini açtığında kahverengi hareleri yeşillerime çarptı ve Dünya baş aşağı durdu benim evrenimde.
“Yeşil Gözlü,” dedi ve sustu. Sanırım söyleyeceği şeyin doğru olup olmadığını sorguluyordu kendi içinde. Buna rağmen hiçbir şey söylemeden konuşmasını bekledim.
“Ben kendi gökyüzüme aşık bir kızım Yeşil Gözlü. Onun hüzünlü gözlerinden bir damla düşse benim içim titrer. Bakma böyle yağmurunda ıslanıp eğleniyor gibi durduğuma. Ben her yağmurda göğün sırtlandığı acıları hafifletmek için kendi omuzlarıma alırım yağmurla dökülen acıları. Su döngüsüne göre buharlaşan su yükselir, yükseldikçe yoğunlaşır ve gökyüzüne ulaştıktan bir süre sonra tekrar yağış olarak döner. Yani biz insanlar onun acısını bir nebze de olsa omuzlamasak bu acı yine yükselip benim gökyüzüme gidecek. Ben bu yüzden ıslanırım her yağmurda.”
Ada'dan böyle bir açıklama beklemediğim için şaşkınlığımı içime hapsedip sessizce söylemek üzere olduğu şeyleri bekledim.
“Ben kendi gökyüzüme kıyamam Yeşil Gözlü. Şimdi sen bana, senin gökyüzün olduğumu söylüyorsun. Peki, sende benim gibi gökyüzüne aşık olur musun? Onu incitmekten korkar mısın? Onun acılarını göğsünden söküp alabilir misin ya da acısını hafifletebilir misin?” dedi harelerini gözlerimden çekmeden.
Ada'nın kahverengi gözlerinde dalgalanan acı benim kıyılarıma vururken “Aşk dediğin nedir ki Ada? Sarhoş insanların kader dediği gerçeğin isim değiştirilmiş hâli, değil mi? Eğer kaderde gökyüzüne aşık bir çocuk olmam yazılıysa bir gün mutlaka olurum. Olmazsam da ona aşık olmadan da onunla birlikte güzel bir hayat yaşayabilirim. Ben seni, sana aşık olmadığım hâlde incitmekten korkuyorum Ada. Ben acılarla büyüdüm, sen küçükken salıncakta düştüğünde dizine küçük taşlar batarken, benim; dizlerime, gözlerime, yüreğime acı bıçakla saplanırdı. Eğer senin acını göğüslemek gibi bir imkanım olsa bunu şimdi yaparım Ada,” dedim aklımdan geçenleri hiç değiştirmeden dilim döndüğünce söyledim.
Ada, kahverengi gözlerini uzun bir süre yeşil harelerime dikti ve o gözlerde kalın gövdesi olan bir ağaç köklendi, benim gözlerim titredi o gövdeden çıkacak dalın yaprağı olabilmek için. Sonra Ada hafifçe kapattı gözlerini ve köklenen gövde kurudu, dalında asılı kalmak isteyen yaprak sert bir rüzgarla uçtu. Öyle sürüklendi ki, ne ayrıldığı dalı ne de o kalın gövdeli ağacı görebildi.
Ada, beni gözleriyle ileriye doğru sürükleyip benim rüzgarım olurken, kirpikleri sakladığı harelerin kalkanı oldu. Yutkundum ve bu durumu daha fazla uzatmamak için konuştum.
“Yağmur hafifledi hadi dışarı çıkalım,” dediğimde Ada kapalı tuttuğu gözlerini araladı ve başını aşağı yukarı sallayıp mutfaktan çıktı. Bende ardından çıkıp mutfağın ışığını kapattım. Ada, dış kapının önündeki partmantodan montunu üzerine geçirip, botlarını da giyindiğinde ben de üzerimi giyinmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA ◐Tamamlandı.◑
Teen FictionHayatta hiç yalnız olduğunuz zamanlar ya da yerler oldu mu? Tek kişilik yatakta iki kişi uyudunuz mu mesela? Her gece uyumadan önce yanınıza size güç veren bir bedenin uzandığını hayal edin, sizi her daim koruyup kollayan bir beden. Müzik dinlerken...