bölüm 1 | Hoseok!

9K 444 486
                                    

Merhaba arkadaşlar, biliyorsunuz ki mi casa benim ilk ve en acemi olduğum kitaptı. Farkettim ki konusu aslında ne kadar iyi olsa da anlatım yönünden oldukça zayıf bu yüzden yeniden düzenlemeye karar verdim umarım bildirimi görüp yeni bölüm sanmazsınız :') Önceden okuyup şimdi bildirimlerden rahatsız olanlar hikayeyi kütüphanelerinden çıkarabilirler.

Eğer okumaya yeni başlaydıysanız şimdiden hepinize iyi okumalar💜




mi casa

Yarın gireceğim sınav için son bir haftadır olduğu gibi şimdi de kütüphaneden saat gece yarısına yaklaşırken çıkıyordum. Neredeyse tüm gün kafamı derslerden kaldırmadığım için bi hayli yorgun hissediyordum. Şuan tek isteğim bir an önce eve gidip güzel bi uyku çekmekti. Bu yüzden hızlı adımlarımı arabaya doğru yönelttim, yanına ulaştığımda arka kapıyı açıp çantamı koltuğa koyarak öne geçtim.

Otoparktan dışarı çıktığımda dikkatli bir şekilde sürmeye başladım. Tıpkı diğer her işimi özenle ve dikkatle yaptığım gibi. Ben Min Yoongi, evet 3. Sınıfların daimi birincisi. Benim emeklerim ve amcamın yardımları sayesinde buraya kadar gelebilmiştim. Ailem hep doktor olmamı isterdi. Bu onların benden son isteğiydi. Onları dört sene önce doktorun yaptığı bi ihmal yüzünden kaybetmiştim. Bu yüzden onların isteklerini gerçekleştirip başarılı bir doktor olacaktım.

Issız yolda arabamı sürerken aniden karşıma çıkan adam yüzünden düşüncelerimden arınıp arabayı hızla sola kırdım. Üzerimde ki şoku bir süre atlatamasam da ardından sinirle arabadan çıkarak karşımdaki adama doğru ilerleyerek
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ! Ölmek mi istiyorsun. Az daha sana çarpıyordum" diye bağırmaya başladım.

Sinir ve korkuyu aynı anda yaşıyordum.  Bu yetmezmiş gibi karşımdaki adam bana cevap vermeyince sinir katsayım katbekat artmıştı.

"Hey! Sana diyorum bana cevap ver !"
dediğimde yavaşça kafasını kaldırıp gözlerime bakmıştı. İşte tam da o an sinirim tamamiyle yok olmuştu. Yanan bir alevin üzerine bir kova su dökülmüş gibi sönüp gitmişti tüm öfkem.
Şuan sessizce birbirimize bakmamıza şaşırıyor tek kelime dahi edemiyordum.

"Bana yardım et" diyip yere yığılana kadar bu uzun sessizlik devam etmiş, ben de kendime gelebilmiştim.

Bir saniye bile tereddüt etmeden adamı yerden kaldırıp elini omzuma atmasını sağlayarak -bana göre daha iri olan bedeni yüzünden- zorlana zorlana arabaya götürmüştüm. Arka kapıyı açıp adamın koltuğa  oturmasını sağlamış, hemen ardından ön koltuğa geçmiştim ki üzerimdeki kanı farkettiğimde hızla arkamı döndüm, yaralanmıştı.

Arabadan inerek yanına geçmiş üzerimdeki ceketi yarasına bastırarak bir nevi tampon yaptım. Bu kanı bir nebze olsun durdurabilir umuduyla öne geçip arabayı sürmeye başladım.
Bir yandan gaza son gücümle basıyor diğer yandan dikiz aynasından adama bakıyordum.

"Merak etme birazdan hastane-"
"Hastane olmaz" dedi kesik nefesler alarak sözlerine devam etti "Yaşadığımı öğrenmemeliler" Bu sefer sesi daha kısık çıkmıştı.

Ne demek yaşadığımı öğrenmemeliler? Başıma nasıl bi bela almıştım böyle! Ne yapacağımı bilmiyor, sadece arabayı sürüyordum. Eve götürmekten başka bir şansım yoktu ama pek tekin olmayan bu adamı eve almak ne kadar doğruydu bilemiyordum.

Tereddütte kalsam da nihayetinde eve geldiğimizde adamın bilinci git gide kapanıyordu. Arabadan inip adamı yavaşça kaldırarak yürümesine yardım ederken bile oldukça zorlanıyordum. Elimi beline koyarak dengede durmasını sağlamama rağmen, dışardan gören birisi sürüklediğimi sanabilirdi. Kapının önüne gelebildiğimizde cebimdeki anahtarımı çıkarıp zorla da olsa kapıyı açarak içeri girmiştim.

mi casa | sope [düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin