bölüm 17 | the gun

2.6K 252 176
                                    


Hoseok'un erkeksi kalın sesini duyduğumda gözlerimi araladım. "Yoongi. Geç kalacaksın."
Gözlerimi zorla da olsa aralayarak yataktan doğruldum. "Günaydın. Hadi aşağıda bizi bekliyorlar"  dedi gömleğinin yakasını düzeltirken.

Yeni uyanmanın vermiş olduğu sersemlikle başımı onaylarcasına sallamakla yetinip çıkardığım kıyafetleri alarak banyoya ilerledim.
Banyodaki işlerimi hızlıca hallederek odaya girdiğimde çantamı alıp odadan çıkan Hoseok'u takip ettim.

Mutfağa geçtiğimizde Namjoon telefonuyla ilgilendiği sırada Taehyung'da köpeğine mamasını verdikten sonra "Günaydın" dedi gülümseyerek.

Ben de aynı şekilde gülümsediğimde masaya oturduk. Hoseok'un yanına Taehyung oturması için diğer sandalyeye geçecekken bileğimdeki eller durmamı sağladığında Hoseok'un yanına oturdum.

Taehyung da sandalyelerden birine oturarak 'bunu denemelisin' diyerek önüme çeşit çeşit yemek koyarken "Taehyung'un misafirlerine özel hizmeti" dedi Namjoon.

"Yoongi misafir değil." dedi bunun üzerine Hoseok. Gülümsemekle yetinmiştim fakat son derece gergin bir gülümseyişti bu.

Çalan telefonu cebimden çıkararak ekrana baktım.

Gereksiz 3 Arıyor...

Daha fazla çalmaması için telefonu açıp  masadan kalkarak "Efendim Jungkook" dediğimde köşede duran köpek heyecanla havlamaya başladı.

"Hyung. Balayında mısın?" dedi Jungkook gayet ciddi bir sesle. "Ne saçmalıyorsun sabah sabah?" dedim daha kısık bir sesle.

"Okula gelecek misin diye soracaktım?"

"Evet. Geleceğim" dediğimde telefonu kapatarak masaya geçtim.

"Jungkook adını duyduğunda heyecanlanır." dedi Taehyung kucağına aldığı köpeği yerine bırakırken. Taehyung'un Jungkook'u tanıdığını bildiğim için "İkimiz de aynı Jungkook'dan bahsediyor olabilir miyiz acaba?" dedim dayanamayarak.

"Veterinerde tanışmıştık." dedi Taehyung düşünceli bir sesle. "Yakın arkadaşım" demekle yetindiğimde "O zaman sen...bahsettiği arkadaşıydın" dedi Taehyung gülerek.  Az önceki köpekten daha heyecanlı gözüktüğüne emindim.

Evet anlamında başımı salladığımda anlamadığını belli edercesine bana baktı Hoseok. Şuanlık bakışlarını görmezden gelerek
Gülerek "Yeontan onu çok seviyor. Benden sonra anlaşabildiği tek insan sanırım" diyen Taehyung'a döndüm.

"Biz de yeontan'la gayet iyi anlaşıyoruz" dedi Hoseok bu sefer itiraz ederek.

"Evet ama Jungkook Yeontan'ın ikinci babası"dediğinde kahkaha atmamak için yanaklarımı dişlemiş, elime koz geçmiş olmasının mutluluğuyla gülümsemekle yetinmiştim.

"O benim sanıyordum" dedi Namjoon ve Hoseok bir ağızdan. Hoseok ne kadar sert biri gibi gözükse de kardeşinin yanında küçük bir çocuğa dönüyordu. Bunu daha önce gördüğüm fotoğraflarda da farketmiştim.

Hoseok anayola çıktığında "Okulun adını bile bilmiyorsun" dedim ilerlerken. "Küçükken katıldığın piyano yarışmasından bile haberim var Yoongi" dediğinde cevap vermemeyi tercih ederek önüme döndüm.

"Tae'nin yaşadığımı Jungkook'dan öğrendiğini biliyor muydun?" dedi gayet sakin bir sesle.

"Evet. Sen gelmeden önceki gün öğrenmiştim" Anladığını belli edercesine kafasını salladığında "İsteyerek yaptığı bir şey değildi tahmin edemezdi" dedim başımı yasladığım koltuktan doğrularak.

mi casa | sope [düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin