bölüm 29| tonight

2K 187 142
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Fotoğraf çekimlerinden Seokjin)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Fotoğraf çekimlerinden Seokjin)

Sessiz adımlarla aşağıya inerken mutfaktan geldiğini tahmin ettiğim sesle duraksadım. "Seokjin. Böyle bir durumda kalmasaydım Yoongi'yi bırakamazdım. İnan tek amacım onu korumaktı" dedi Hoseok kısık bir sesle.
Anlayabildiğim kadarıyla Hoseok nedenini bilmediğim bir nedenle çoğu şeyi anlatmıştı.

Fakat bunu duymamış gibi yaparak daha sesli bir şekilde aşağıya indiğimde konuşmalarını keserek gülümsemişlerdi ikisi de aynı anda.

Günaydın faslının ardından Hoseok'un yanına oturduğumda kısa süreliğine yanaklarıma dudaklarını bastırarak geri çekildiğinde önümdeki tabağı alarak Seokjin'in hazırladığı yemeklerden tabağa alıp yeniden önüme koydu.

Kısa ve çoğunlukla sessiz geçen kahvaltının ardından çıkmak için hazırlandığımızda Seokjin'in de okula gideceği için Hoseok onunla gitmemi, yan yana gelmememizin iyi olduğundan bahsetttiğinde istemeyerek de olsa ona hak vermiştim.

Onaylarcasına başımı sallamama rağmen asık olan suratımı elleri arasına alıp dudaklarımızı birleştirerek geri çekildiğinde "Geceden beri asla uslanmamanızı anlayamıyorum" dedi Seokjin elini boynuna koyup benim boynumdaki morluğu göstererek. Hemen ardından "Koklaşmanız bittiyse arabayan bim Yoongi!" uyarısıyla gülerek birbirimizden ayrılmıştık.

El sallayarak vedalaşmamızın ardından arabaya bindiğinde ben de Seokjin'in sürdüğü arabaya geçerek ön koltuğa oturdum.

Hoseok'un tam olarak ne anlattığını öğrenmek istesem de sessiz kalmayı tercih ettiğimden yolculuğa sessizlik hakim olmuştu.

Sessiz kalmaya devam ederken konumumu farkettiğimde "Bu benim arabam" dedim kaşlarımı çatarak.

Seokjin umursamazca omuz silktiğinde omzuna vurdum gülerek. Açıkçası hala pek umursuyor gibi durmuyordu.

mi casa | sope [düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin