Bahçeye girmek için direksiyonu hafifçe çevirdiğinde aniden karşısına çıkan araba sarı saçlı çocuğun aniden frene basmasını sağladı.Sinirle arabadan çıkarak çoktan arabasından çıkan adamın yanına doğru ilerledi büyük adımlarıyla. Kafasını kaldırdığında karşısındaki sima yüzünden duraksadı bu sefer. Bu o adamdı. Arkadaşının evinde gördüğü takım elbiseli adam.
Karşısındaki adam da garipsemişti onu gördüğünde. Geriye atılmış o sarı saçları nerede görse tanırdı. Ki zaten geniş omuzları, güzel yüzü unutacağı bir yüz değildi.
"Kör falan mısın acaba?" dedi sinirle sarı saçlı çocuk. "İlk önce ben geldim!" dedi bu sefer diğeri.
"Koskoca arabayı görmüyor musun? Ya çarpsaydın?" dedi sarı saçlı her sinirlendiğinde olduğu gibi hızlı hızlı konuşarak.
Namjoon bir şey demek yerine eve doğru adımlayınca "Sana diyorum sana! Kör olduğu gibi sağırsın da sanırım!" dedi Seokjin Namjoon'un önünü keserek.
Sabır dilercesine gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra kenara geçmek için hamle yapacakken diğerinin önüne geçmesiyle yeniden durdu.
"Özür dile" dedi bu sefer adını bilmediği çocuk ellerini cebine koyarak.
Fakat Namjoon "Çık önümden" dediğinde geniş omuzlarını 'hayır' dercesine silkti Seokjin.
Git gide sinir katsayısı artan Namjoon önünde duran çocuğun kolunu kavrayarak "Önümden çık yoksa pişman olacaksın" dedi Namjoon tehditkar bir tonda.
Seokjin bir miktar korkmasına rağmen geri adım atmayıp olduğu yerde kaldığında hafifçe iterek öne geçmeyi başardı Namjoon.
Hızlı adımlarla evin kapısına ulaştığında hırsını zilden çıkarırcasına bastı Namjoon.Arkasından gelen Seokjin de kapının yanında durduğunda önce bir şey demese de öne geçmeye çalıştığında yeniden didişmeye başladı Namjoon ve Seokjin.
Bir yandan yanındaki çocukla uğraşırken açılmayan kapıya da sinirlenerek daha fazla bastırıyordu zile.
✨
Evin içinde yankılanan zil sesi kulaklarımı tırmalarken zorla da olsa gözlerimi araladım.
Yerimden doğrulmaya yeltendiğimde vücudumda hissettiğim acıyla yüzümü ekşittim. Vücudumun her yeri fazlasıyla ağrıyordu. Hoseok'un kolları arasından çıkarak ahşap zeminden doğruluğumda hızlı adımlarla merdivenlerden inerek kapıyı açtım.
Kapıyı açtığımda karşımda Namjoon ve Seokjini görmüş olmanın şaşkınlığıyla gözlerimi yüzlerinde gezdirdiğimde,
önce sinirle birbirine bakıp ikisi de aynı anda kapıdan girmeye çalışınca -muhtemelen Seokjin'in geniş omuzları yüzünden- kapıda sıkıştılar.Aynı anda geri çekilip yeniden birbirlerine sinirle baktıktan sonra hafifçe beni itip arkamdan gelen Hoseok'a çarpmama neden olarak içeri girdi Seokjin.
Anlamadığımı belli edercesine Hoseok'a baktığımda "Hoseok konuşmamız lazım." dedi Namjoon beni Hoseok'un yanından çekip kendisi kolundan tuttuğunda "Biraz daha kapıyı açmasaydınız katil olabilirdim" dedi Namjoon sözlerine devam ederek.
Seokjin hafif bir kıkırtıyla güldüğünde
-üstüne basarak söylüyorum hafif- yeniden eski yerine geçip Seokjin'in tam önünde durdu Namjoon. "Bir daha karşıma çıkma velet" diyerek havalı adımlarla içeri doğru ilerledi Namjoon.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi casa | sope [düzenlendi]
Fanfiction'bu ayrılmamız hem gidiş hem kalıştır ikimiz için; sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle' #2 SOPE (24.11.19) #1 SOPE (06.12.19)