bölüm 11 | not dead

2.6K 260 261
                                    



Jungkook'un ağzından

Derin bir uykunun ardından sabah huzurlu bir şekilde uyanarak her gün yaptığım gibi ilk olarak telefonumu elime aldım. Kısık gözlerle ekrana bakarken gördüğüm mesaj kısık gözlerimi kocaman açmama sebep olmuştu.
Hızla ayağa kalkarak sevinç nidaları atarken Jimin'in odasına doğru adeta zıplaya zıplaya girdim. "Jiminsshi!" dedim odanın kapısını hızla açıp üzerine atlayarak.

"Sikeyim. Jungkook derdin ne?" dedi Jimin huzursuzca yerinde doğrulurken.

"Jimin! Başvurum kabul olmuş" dedim heyecanla. "Bugün başlıyorum!"
O da mutlu olduğunu belli edercesine
heyecanıma eşlik ederken ayağa
kalkıp benimle beraber yatakta zıplamaya başladı. "Neyse geç kalmamam lazım. İlk iş günüm!" dedim yataktan inerken.

Odaya girip üzerimi özenle giydikten sonra saçlarımı da düzeltip Jimin'e hoşçakal demeyi ihmal etmeden dışarı çıktım.

Adımlarını metro istasyonuna yönelttiğimde kararımdan vazgeçerek taksiye bindim.
İlk iş günümdü sonuçta biraz havalı olmaktan zarar gelmezdi. Kısa bir yolculuktan kendime söverek son kalan paramı da taksiye verdim.

Son derece lüks ve estetik görünümlü kliniğe ilerlerken üstümü düzelterek içeri girdim. Danışman kısmını boş görünce etrafıma bakınmaya başladığımda içerden çıkan yaşına rağmen oldukça karizmatik gözüken Bay Lee gülümseyerek yanıma geldi.

"Hoşgeldin Jungkook." dedi elini uzatarak.
"Merhaba Bay Lee" dedim uzattığı elini sıkarken. "İçeri gel. Orada konuşalım." dedi kendisine ait olduğunu düşündüğüm odayı gösterirken. Başımla onayladığımda kendisi önden ilerlerken ben de kendimden emin adımlarla arkasından ilerledim.

İçeri girdiğimizde kendisi masa başına geçerken oturmam için gösterdiği boş koltuğa oturdum. "Aslında yapman gerek şeylerden bahsetmiştim. Bir süre danışman olarak çalışıp denetleneceksin. Daha sonra da başarılı olursan benimle beraber hayvan tedavilerine başlayabiliriz. Staj gibi düşün" dedi bana adımın yazılı olduğu yaka kartını uzatırken.

Kendimden emin olduğumu belli edercesine başımı salladıktan sonra "Pişman olmayacaksınız Bay Lee" dedim ayağa kalkıp uzattığı yaka kartını alırken.Başını onaylarcasına salladığında odadan çıkarak bana gösterilen yere doğru ilerleyip masaya geçerek oturdum.

Bay Lee baya ünlü bir veteriner olmalı ki şehrin tüm elit insanları evcil hayvanları için buraya geliyordu. Bu yüzden neredeyse tüm gün fazlasıyla yoğun geçmişti. Klinik yavaş yavaş boşalmaya başlarken kapının üstünde duran çan yeni birisinin geldiğini belli edercesine tiz bir ses çıkardığında kafamı masadan kaldırıp kapıya doğru baktım.

Uzun boylu, güzel fizikli çocuk bir elinde evcil hayvanının taşıma kutusunu tutarken omzuna attığı çantayla tam bir moda ikonu gibiydi. Giyiniş tarzı  'buralara ait değilim' diye bağırırken gülümseyerek yanıma doğru geldi. Boş koltuklardan birine otururken bana selam vermeyi de ihmal etmemişti. Gülmesine rağmen solgun bir yüzü vardı. Gülmesine rağmen gözleri cansızdı.

Esmer çocuk tam anlamıyla farklıydı. Hareketleri, kalın bir o kadar da güzel ses tonu  ve tarzı bir insan için fazlaydı.Kutudaki köpeği çıkararak dizlerine koyarken bile bir o kadar da nazikti. Köpeğin kimliğini ve sağlık raporunu çantasından çıkararak bana doğru uzattı.

Köpek heyecanla kuyruğunu sallıyor sahibine sırnaşıyordu. Şanslı bir köpekti, sahibinin onu çok sevdiği bakışlarından bile belli oluyordu. Sahibi onu sürekli öpüyor, tüylerini düzeltiyordu. Bilgileri bilgisayara geçirdiğimde
"Yeontan" dedim adını öğrendikten sonra gülerek. O sırada sahibi gözlerini yaka kartımdan çekerek "Jungkook'a merhaba demelisin!" dedi köpeğin patisini sallayarak.

mi casa | sope [düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin