Baş parmağımla metal yüzüğü çevirdim. Basit gibi duran bir yüzük deli gibi çarpmasına neden oluyordu kalbimin. İçimde kanat çırpan kelebekler gülümsememi sağlarken ağrıyan kasıklarımı umursamayarak ayağa kalktım.Büyük ihtimalle aşağıda olan Hoseok'a nasıl tepki verebileceğimi bilmiyor gülmemek için yanaklarımın iç kısmını dişliyordum.
Saten çarşafı düzleyerek üstümü giydiğimde kapıya doğru ilerledim heyecanlı adımlarla.
Kapının yanında duran çekmece üzerindeki kağıt parçası dikkatimi çektiğinde,merakıma engel olamayarak elime aldım.
Yoongi, sevgili eşim.
Güzelce uyuyorsun. Uyurken bile bu kadar tatlı gözüküyorsan, kim bilir uyandığında ne kadar tatlı olursun. Şişmiş yanakların, küçük dudaklarınla bir kedi yavrusu gibi gözükeceğine adım gibi eminim. Ama ne yazık ki ben güzel yüzünle ödüllendirilecek kadar şanslı değilim.
Çok zor oldu Yoongi. Yanımda bir melek gibi yatarken seni öperek uyandırmak yerine sessizce gitmek.
Ne şanslı o saten çarşaf kar tanelerini kıskandıracak beyaz tenine istediği gibi değebildiği için. Ama ben Yoongi, o kadar özgür değilim sanırım; sana ne kadar dokunursam o kadar zarar vereceğim.Özür dilerim Yoongi seni böyle bırakmak istemezdim ama gitmeliyim. Taehyung'un yaşadığı ve en önemlisi senle evli olduğum öğrenilemeden uzaklaşmam lazım. Seni karanlık dünyamdan uzak tutmalıyım Yoongi, hatta ikinizi de. Sana zarar vereceğimi bile bile yanında kalamam. Çünkü senin bi teline zarar gelse kendimi affedemem Yoongi. Sen bana en zor anımda elini uzattın ama ben uzatamam, biliyorum ki uzatırsam elimi benimle beraber düşeceksin o çukura. Bu yüzden seni korumalıyım, en çok da kendimden. Bu yüzden de gidiyorum. Gidiyorum ama ben olmadığım zamanlarda da gül olur mu? Çünkü sen gülünce çok güzel oluyorsun. Ve o kadar güzelsin ki, güzellik kavramının erkeklere de kullanılabileceğinin bir kanıtısın.
Son olarak, beni unutma olur mu? Yüzüğü de parmağından çıkarma. Onunla benim varlığımı hisset. Senin için atan kalbimi hisset.
Her şey yoluna girecek söz veriyorum. Yine kollarımın arasına alacağım seni.
Kendine iyi bak. Seni SeviyorumHoseok.
Kalbim acısını göz yaşlarımla çıkartıyordu birer birer. Okuduğum her kelime kalbime defalarca bıçak yemişim gibi hissettiriyor ve ben her darbede git gide çöküyordum.
Acı, bir virüs gibi bedenime yavaş yavaş yayılıyor beni öldürecek raddeye getiriyordu usul usul. Dolan gözlerim önümdeki kağıt parçasını okumamı engellemeye bile başlamıştı. Ki artık daha fazla görmeyi bile istemiyordum yazılanları.
Yoongi, buğulanan gözlerini silince yazıların silinmesini ve yaşadıklarını unutmak istiyordu. Dahası olacağını bilmeden.
Bedenimi taşıyamayan bacaklarım yüzünden yere yığılırken elimi ağzıma kapattım sıkıca.
Hırsımı elimdeki ondan alırcasına buruşturdum ellerimin arasında eritmek istediğim kağıt parçasını. Düşünemiyordum. Çünkü düşünecek bir şey yoktu. Gitmişti. Öylece.
Yarım bırakılmıştım ve bu çok sikik bi duyguydu. Ben farkında olmadan onun için çarpan kalbim yetmezmiş gibi, o ruhumu çoktan ele geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi casa | sope [düzenlendi]
Fanfiction'bu ayrılmamız hem gidiş hem kalıştır ikimiz için; sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle' #2 SOPE (24.11.19) #1 SOPE (06.12.19)