Selaam, yeni bölümle karşınızdayım. Bölüme başlamadan önce yazdığım diğer ficlere de bakmanızı isteyeceğim. Hepsi sope kitabı olup, sevebileceğinizin garantisini verebilirim.İyi okumalar❤️
Oy ve yorum atmayı unutmayın💜
Seokjin kapısının aniden açılmasıyla başını önündeki açık kitaplardan kaldırarak baktığında telaşlı çocuk kesik kesik nefesler alarak "O. Merdivenden düştü. Yardımına ihtiyacımız var" dedi telaşlı bir sesle.
Seokjin düşenin kim olduğunu bile anlamamasına rağmen gerekli eşyalarını yanına alarak koşar adımlarla merdivene ulaştı.
Kalabalığın arasından geçerek baygın kadının hemen yanında diz çöktüğünde eşyalarını bir kenara koyduktan sonra nefes alışverişini kontrol ettiğinde titreyen elleriyle çantasındaki eşyaları çıkardı.
"Bay Kim, ambulansı da aramanız lazım kırıkları var" dedi eline aldığı beze oksijenli suyu döktüğünde.
Kanayan başına tampon yaparak kan akışını yavaşlatırken bir yandan da boynuna değmemeye çalışıyordu. Ne kadar acemi olsa da profesyonel gibi titizlikle yapıyordu işini.
Başını sargı beziyle sararak kanamayı azaltmayı başardığında çıkardığı kolluğu kırılmış dirseğe büyük bir özenle takarken kalbi yanındaki adamın bile duyabileceği kadar deli gibi çarpıyor nefesini engelliyordu.
"Seokjin, sakin ol." dedi yanındaki adam yalnızca kendisinin duyabileceği kadar kısık sesle. Seokjin'in titreyen ellerinin üzerine kendi elini koyarak kolluğu sabitleştirdi destek verircesine.
Gözlerini adamın gözlerine sabitlediğinde, kendisine güvendiğini belli edercesine gamzelerini belli ederek gülümsedi genç adam.
Güzellerdi ikisi de. Seokjin'in güzelliği herkes tarafından dikkat çekerdi. Bakanı bir daha baktıracak kadardı hatta. Fakat, Namjoon'un güzelliği apayrıydı. İllegal bir güzelliği vardı. Kore standartlarına meydan okuyacak türdendi bu.
Birbirlerine öylece bakakaldıklarında zaman kavramı durmuştu ikisi için de dakikalar onlar için yıllar gibi geçmişti. Birbirlerini büyüleri etkisine almışlardı adeta.
Seokjin korkakça gözlerini kaçırdığında işine odaklanmak için derin bir nefes aldı. Ondan güç almıştı.
Boyunluğu da eline alarak özenle kadının boynuna yerleştirdiğinde yükselen alkış yüzünde büyük bir gülümseme oluşturdu Seokjin'in. O böyleydi övülmeyi severdi. Ailesine bunu anlattığında kendisiyle gurur duyacağına da emindi.
Yanındaki kişiyle gözleri buluştuğunda 'başardın' dercesine gülümsedi genç adam. Seokjin mahçupça gülümsediğinde yeniden göz göze gelmekten kaçınarak yerinden doğrulduğunda gelen ambulans sesleriyle çıkışa doğru ilerledi.
İlk yardım ekibi başıyla Seokjin'i selamlayarak hastaya doğru ilerlerken bir yandan Seokjin yaptığı şeyleri görevlilere anlatarak onlara rehber oluyordu adeta. Tüm gözler üzerinde olduğu gibi az önce güç aldığı Namjoon'un da gözleri üzerindeydi.
Hasta kısa süre içinde ambulansa alındığında kalabalık yavaş yavaş işine dönerken Seokjin de eşyalarını toplayarak odasına doğru ilerledi.
Dirseğiyle kapıyı açtığında elindeki eşyaları kenara koyduktan sonra ellerini masaya koydu Seokjin. Ne kadar iyi bir iş başarmış olsa da panik yaptığı için suçluyordu kendisini. O bir doktor adayıydı ve bu kadar heyecan yapması anormal bir durumdu. Kusursuz olmak istiyordu, bu durum her zaman için geçerliydi. Şimdi iyi bir öğrenci, gelecekte de başarılı bir doktor. İstediğini alana kadar da pes edecek gibi durmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi casa | sope [düzenlendi]
Fanfiction'bu ayrılmamız hem gidiş hem kalıştır ikimiz için; sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle, ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle' #2 SOPE (24.11.19) #1 SOPE (06.12.19)