Der misin ki bir gün;
İnşallah çok bekletmedim seni..-Cahit Zarifoğlu
Bölüm şarkısı: Umut Timur-Vermedin
|İyi Okumalar|
Geçmiş, karanlık gökyüzü gibidir. Ucu bucağı gözükmez,içinde ne olduğu bilinmez.
Bir insanın ne kadar sırrı olabilir? Geçmişinde neler var kimse bilmez kendisinden başka. Hançer öyle biriydi ki nereden geldiği dahi bilinmiyordu. Onca yıllık arkadaşları, dostları dahi bilmiyordu kim olduğunu. Gerçek adını dahi bilmiyorlardı. Ona hep Hançer diye sesleniyorlardı. Onu ismiyle tanıyan tek bir kişi vardı. Onu yıllarca eğiten, belki de buralara gelmesinin en büyük sebebi olan kişiydi.
Kolay sayılmasada zor bir operasyon sayesinde arkadaşlarını kurtarmıştı. İyiki o dağlara gitmişti. Bu vesile sayesinde oraları ne kadar özlediğini de anlamış oldu. Hançer her ne kadar bir katil olarak gözükse de aslında başka şeyler de yapıyordu. Örneğin o aynı zamanda ülkesi için askerlerinin yanında savaşıyordu. Genç kız ölüm fermanlarını verdikten sonra zaman aralığıyla dağa çıkıyordu.
Bugün dağda ona yardıma gelen can yoldaşları sayesinde ,birlikte ekip olmuşlardı. En önemlisi ise dün hayatının en önemli kararını vermişti.
Sabah erken saatlerde ekip arkadaşlarına haber vererek toplantı yapacaklarını söyledi. İçinde biraz olsun tereddüt yoktu. Kendinden oldukça emindi. Ama önemli olan arkadaşlarının ne diyeceği idi.
Gelen arkadaşları ile birlikte toplantı salonunda otururken oldukça gergindi. Herkes kendi arasına sohbet ediyordu ama Hançer düşünceleri arasında boğuluyordu. Daha fazla beklemenin bir anlamı olmayacağı için hafif öksürerek dikkati üstüne çekti. Arkadaşları Hançer'i ilk defa böyle görüyorlardı, normalde Hançer kimseden çekinmez ne olduysa direk söylerdi.
"Arkadaşlar bildiğiniz üzere benim yaşamım sadece Siyah Hançer olarak değil."
Yavaş yavaş ,tane tane konuşuyordu ki herkes anlasın , sindirsin.
" Dağlarda binlerce çatışmaya girdim. Bir sürü arkadaşımı şehit verdim. Bu zamana kadar sizin dışınızda böyle birşey yaptığımı kimse bilmiyor. Bilmeyecekte."
Gözlerini arkadaşları üzerinde tek tek gezdirerek tepkilerini ölçtü. Hepside dikkatli bir şekilde kendisini dinliyordu.
" Dün dağa çıktığımızda oraları özlediğimi fark ettim. Evet ara ara çıkıyordum ama sürekli orda olmakla arasında fark var. Ben tekrar dağa çıkmak istiyorum."
Oh bee! Söylemiş kurtulmuştu. Arkasına yaslanarak arkadaşlarının tepkisine baktı. Hepsi normal bakıyordu ancak Hilal öyle bakmıyordu. Onun neden öyle baktığını iyi anlıyordu. Abisi ve babası askerdi ve şehit olmuştular. Anneside üzüntüden dayanamayıp vefat etmişti,daha sonra ise Hançer onu yanına almıştı. Kaç yıldır da birlikte çalışırlardı.
" Hilal, canım. Biliyorsun canımdan çok seviyorum oraları. Ben buralarda rahat değilim. Kaç yıldır burada başka şeyler yapıyorum ancak elim kulağım hep orda. Belki fark ettiniz belki etmediniz ama ben hep gidiyordum. Her defasında yardım gönderiyordum. Dün gidince de ne kadar özlediğimi daha iyi anladım. Yapma böyle Allah'ın izniyle hiçbir şey olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH HANÇER ( Tamamlandı)
Mystery / ThrillerBir serikatilin bordobereli olma hikâyesi. O ölümün elçisi. Gecenin sessizliği, ölümün ayak sesi. Dağların kızı ,Yurdunun komutanı. Adını bile anmaya korkulan kızın hikayesi... Siyah Hançer