-Unutmak! İşte en iyi intikam!
-Lord Byrton
Bölüm Şarkısı: Ferhat Üngür&Murat Boz - Leylim Ley
|Keyifli Okumalar|
Semaya yükselen yalvarışlar... Semaya kalkmış eller, parçalanan yürekler... Evlat acısıyla yanıp tutuşan kalpler... Bağıra bağıra feryat eden analar, babalar... Yağmur göğü delercesine yağıyordu. Gök gürültüsü feryatlara karışıyordu. Acıyla yanan ocaklara bayraklar asılıyordu. Şehit olan askerler için tören yapılıyordu.
Daha gencecik, açmamış güllerdi onlar.
Henüz yeni evlenmiş , nişanlanmış evlenmeyi bekleyen askerlerdi onlar...
Baba olacaklardı. Karısını, çocuğunu geride bırakıp göreve giden ana kuzularıydı onlar...
Onlar artık yok! Kim çocuklarına babalık yapacak?
Kim çocuklarına çikolata alacak?
Kim onlarla oyun oynayıp, parka götürecek?
Yoktular artık. Çocukları babasız kalacaktı.
Çocukları babalar gününde kime hediye alacaktı? Gidipte boynuna sarılıp 'babalar günün kutlu olsun babam' diye kime diyeceklerdi?
Küçük yürekler acıyla kavrulmuştu. Onlarda babalarını istiyordu!
Bir daha babaları geri gelecek miydi?
Gelmeyecekti! Onlar gidip mezarlarında babalarını ziyaret edip, gözyaşı dökecekti.
Kim yüzünden?
Başı boş kendilerini bir halt sanıp güzel yurdumuzu bozmak için çabalayan şerefsizler yüzünden.
Ne hakları vardı ki, o çocukları babasız bırakmaya? Yoktu işte, yoktu. Kimsenin hakkı yoktu!
Tek temelli peygamberimize komşu olacaklarıydı. Kolay kolay kimsenin çıkamayacağı mertebeye ulaşmalarıydı...
Ankara'da yağmur yağıyor, gök gürlüyordu. Gökyüzü şehitlerini uğurluyordu...
Yedi şehit vardı. Üçü bir aileydi. Vatanları uğruna ailesini şehit eden asker ve anne babası.
Diğer dört asker ise sınırda şehit olmuştu. Hain tuzaklar sonucu şehit olmuşlardı.
Sema da onları yanlız bırakmamış, yağmuruyla, bereketiyle uğurlamıştı. Tabutların başı asker yakınları ile doluydu. Anası, babası, kardeşi, karısı, çocuğu... Hepsinden bir feryat göğe yükseliyordu. Hepsiden çıkan bir lanet layığıyla yerini buluyordu.
Yağan yağmur, soğuk hava dahi yanan yürekleri bir türlü soğutmuyordu. Öyle bir acıyla yanıp tutuşuyorlardı ki, bir türlü sönüp geçmiyordu.
Yeniden yandı yürekler, yine ateş düştü evlere...
Askerler sonsuzluğa uğurlandı. Diğer askerlerin, kardeşlerinin yanına gittiler.
Allah da onlara rahmet eylesin...
Peygamberimize komşu etsin...
🎲🎲
Göğe bir ses yükseldi. Şeytan bir kez daha öfkesini, kinini hatırladı. Defalarca kendine yemin etti.
Yiğitler toprağa gömülürken zevkten dört köşe olan şeytan, şimdi öfkeden deli olup defalarca kin kusuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH HANÇER ( Tamamlandı)
Mystery / ThrillerBir serikatilin bordobereli olma hikâyesi. O ölümün elçisi. Gecenin sessizliği, ölümün ayak sesi. Dağların kızı ,Yurdunun komutanı. Adını bile anmaya korkulan kızın hikayesi... Siyah Hançer