Medyayı izleyin.Pat küt düşeceksiniz.
"Neden bu haldeyiz Bill?"
Dipper aradan fazla zaman geçmeden yine şeytanların boyutundaydı. Herşey aynıydı. Boğucu renkte kırmızı bir gökyüzü ve tek gözlü pek çok üçgen. Yalnız 2 oğlan insan formundaydı ve bu dikkatleri üzerlerine çekmeye yetiyordu.
"Öyle gerekti."
"Ben şeytanken beni sevmedin değil mi? İtiraf et çirkin olmuştum."
"Lucifer aşkına."
Bill sahte bir kızgınlıkla söylenirken sevgilisinin elini tuttu ve yürümeye başladı. Dipper da ona eşlik ediyordu doğal olarak.
"Şeytan görünümündeyken sana ayrı düşüyorum bebeğim. Buna emin olabilirsin."
"Gerçekten mi?"
Bill sevgilisinin sesindeki heyecanı hissetmesi üzerine gülümsedi.
"Gerçekten. Hatta bazen şeytan olsaydın hayatımız nasıl olurdu diye düşünüyorum."
"Ben de sen insan olsan nasıl yaşardık diye düşünüyorum."
"Senin düşüncelerinin bir kısmı gerçekleşti sonuçta. Dünyada hep insan bedenindeyim."
"Ama tamamen insan olduğunu düşünsene."
"Sihir yok. Konu tartışmaya kapanıyor hemen baksana."
Dipper kıkırdadı ve şeytana biraz daha sokuldu. Zaten aralarında santimler vardı ve şimdi Dipper sayesinde bedenleri tamamen yapışmıştı.
"Sen asıl şeytan olduğunu bir düşün. Herkesin aklını okuyabiliyorsun. Özel güçlerin var ve-"
"Ve kan var. Öldürmek var. Vahşet var."
Dipper ruhsuz bir sesle şeytanın sözünü kestiğinde Bill cevap vermekten geri kalmadı.
"Bunlar dünyada da var. İnsanlar para ya da herhangi basit birşey için birbirlerini öldürüyorlar. Hayvanları da öldürüyorsunuz."
"En azından bunların farkında olan ve düzeltmeye çalışan kesim de var dünyada. Ama sizin için küçücük bir umut bile yok."
"Bence bu konuyu sonra tartışabiliriz."
Bill'in keyfi kaçmıştı şimdi. Kendisi bir şeytandı ve elbette iyilik için bir umut olmasına gerek yoktu.
Başka birşey konuşmadan saraya kadar yürüdüler. Onları gören şeytanlar başta afallasa da Bill'i tanıyıp hemen önünde eğiliyorlardı. Dipper geçen seferki hissettiği rahatsızlığı bu sefer hissetmediğini fark etti. Tabi şeytan da sevgilisinin düşüncelerini okuyarak bunu öğrenmiş oldu.
Sarayın kapısına geldiklerinde yine ayrılmadan içeri girdiler. Koridor ve kapılardan geçerek ana salona ulaştılar.
İçeri girdiklerinde turuncu olan şeytanın keskin bakışlarıyla karşılaştı Dipper. Ama gözlerini kaçırmak yerine o da baktı inatla kralın gözüne. Tabi önünde eğilerek selam verdikten sonra.
"Bir insanı boyutumuza getirdin. Birşey demedik. Çünkü şeytan formuna sokmuştun onu. Peki bu sefer seni de insan olarak görmemizi hangi işlediğimiz iyiliğe borçluyuz Bill?"
"Her karşılaman farklı güzellikte baba."
Bill gözlerini devirerek konuştuğunda salonda başka birinin sesi yankılandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:Billdip
Fantasy"Burdasın..." "Burdayım." Çatılmış kaşlar,sert ses,tehlikeyle parlayan sarı gözler. Dipper şeytanı gerçekten özlemişti. Eli kendinden bağımsız sekilde havalandı ve şeytanın aynadaki yansımasına dokundu. Önce yanağını okşadı parmağının ucuyla. Sonra...