11. ÇOCUKLUK HAYALLERİ

776K 32.5K 216K
                                    

Keyifli Okumalar!

Şarkılar:
Somewhere Over The Rainbow, Israel Kamakawiwo'ole
Can Kazaz, Nereye Gidiyoruz

Şarkılar:Somewhere Over The Rainbow, Israel Kamakawiwo'oleCan Kazaz, Nereye Gidiyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evleniyordum.

Elimde bembeyaz papatyalarla dolu bir buket tutuyordum ve üzerimde bembeyaz bir elbise vardı; elbisenin alt tarafı kabarıktı, beyaz spor ayakkabılarımla koşuyordum. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı, ellerimle elbisemin eteklerini tutarken güneş en tepedeydi ve yakıcı da olsa tam karşımdaki yüze koşarken onun serinliğini hissedebiliyordum. Saçlarım olduğundan daha uzundu, bukleler alnıma yapışmıştı. Daha kiloluydum ya da daha sağlıklı bilemiyorum fakat kendimi çok iyi hissediyordum.

Kocaman koridorda koşarken karşımdaki yüz elini öne doğru uzatıp elini tutmamı bekledi. İki tarafa ayrılan çevremdeki onlarca insan bana bakıyordu, onların umurumda bile olmadığını anımsıyordum. Gözlerim Mutlu'yla kesişti, büyük bir hevesle ellerini birbirine çarpıyor bir şeyler söylüyordu fakat onu anlayamıyordum.

Koşmaya devam ettim, üzerimdeki gelinliğin ince ip askısı omzumdan düştü ama aldırış etmedim. Işık ıslık çalmaya başladı, Mutlu daha fazla alkışladı. Misafirler de onlara eşlik etti. Herkesin elinde bir kadeh şarap vardı, keyifle şaraplarını yudumluyorlardı. Bartu'nun önüme doğru çıktığını gördüm, kollarını açmış bana sarılmak istiyordu ama ona öfkeliydim, ona hala büyük bir öfke içerisinde olduğum için onu itekledim.

En sonunda bembeyaz masanın önüne geldiğimde Lâl beni ellerimden tuttu, sıkıca tuttu, canımın yandığını bile bile tuttu ve kendine çekip sıkıca sarıldı. Ona sarılamadım çünkü heyecanlanan kalbim, göğüs kafesimi delecek kadar hızlı atıyordu. Lâl, kısık bir sesle "Mutlu olacaksın," dedi bana. Sesi, ahengi öyle güzeldi ki. Onun sesini, ilk o zaman duymuştum ve bir daha ömrüm boyunca unutamazdım. Huzur vericiydi. "Ömrünün sonuna kadar mutlu olacaksın, söz veriyoruz."

Geriye doğru çekildiğinde elimi masanın gerisindeki elin içine bıraktı ve tebessüm ederek geriye çekildi. O elin parmakları sıkıca elimi kavradı, sonra diğer elimi de tuttu. Turkuaz gözleri, daha önce hiç görmediğim şekilde bana sevgiyle bakıyordu. Evet, bu bakış sevgiydi; hiç karşılaşmadığım kadar sıcak bir sevgiydi. "Sonunda," dedi Yankı. Üzerinde simsiyah bir damatlık vardı, gömleği bile siyahtı. Öylesine nefes kesici görünüyordu ki misafirleri unutmuş, sadece ona odaklanmıştım. "Yanımdasın ve bundan sonra sadece benim için yaşayacaksın."

Sıcacık parmakları vardı ve sıcacık teni. Ona bir şeyler söylemek istedim ama Mutlu'nun sesini duyuyordum, bir şeyler söylemek istediğimde sürekli sözümü kesiyordu. "Nasıl da gülümsüyor," diyordu Mutlu derinden gelen bir sesle. "Haklı ama. Film karesinden çıkmış gibi görünüyorlar. Umarım yanlışlıkla benim görmediğim arada öpüşmemişlerdir."

Yankı, gülümsedi ve onu duymuyormuş gibi beni yanına çekip sandalyeyi geriye doğru çekti. Bu kibarlığı gözlerimi açmama neden olsa da sandalyeye oturdum ve gülümseyerek misafirlere doğru döndüm. Yankı hemen yanımdaki sandalyeye oturduğunda eli, elimi bırakmıyordu; kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissettiren bir sıcaklığı vardı.

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin