17. İHANETİN İLK LEKESİ

803K 31.2K 223K
                                    

Keyifli Okumalar!

Şarkılar: R.E.M, Losing My Religion
Pinhani, Dön Bak Dünyaya

Rüzgâr yüzümde dans ediyordu, rüzgâr saçlarımı uçuruyordu, rüzgâr saçlarımda gezinen geçmişin ellerini silmek istiyordu, rüzgâr bütün kirlerimi uçuruyordu; ben ise o rüzgâra meydan okuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rüzgâr yüzümde dans ediyordu, rüzgâr saçlarımı uçuruyordu, rüzgâr saçlarımda gezinen geçmişin ellerini silmek istiyordu, rüzgâr bütün kirlerimi uçuruyordu; ben ise o rüzgâra meydan okuyordum.

Ben doğduğum anda meydan okumayı öğrenmiştim sonra da baş kaldırmayı. Acıya, nefrete, öfkeye; mutluluğa, güzelliğe, sevgiye. Bütün duygulara baş kaldırmış, hepsine meydan okumuştum.

Vücudumda ayak izleri vardı, ayak izleri. Sonra el izleri. Parmakların kirli lekeleri. Saçlarımdan damlayan kanlar. Hepsini üzerimde bir imza gibi taşıyordum, sudaki yansımama baktığımda kendimden önce o imzaları görüyordum.

İlk önce ayak izlerine meydan okudum ama geçmedi, el izlerini temizleyemedim. Parmaklarını silemedim. Saçlarımı defalarca kestim ama kökünden koparamadım, kanların zihnimin içinden aktığını fark edemedim.

O suyun karşısına geçtim, kendimi izledim. Çenemi dik tuttum, kendime bile meydan okudum ama sonra onu suda görmeye başladım; turkuaz gözleriyle beni izledi. O su ikimizin de imzalarını gösteren bir aynaydı, ben sadece kendi imzalarıma bakıyordum ve o da benim imzalarıma.

Utandım, utandığımı anladı. Korktum, korktuğumu anladı. Yalan söyledim, yalan söylediğimi anladı. Kendime meydan okudum, izledi. Ona meydan okumak istedim, yapamadım.

Sudaki yansımam gerçek yüzünü göstermeye başladı, o gerçek yüzümü görse bile arkamda durmaya devam etti; Yankı Sarca beni imzalarımla kabul ediyormuş gibi baktı bana.

Bana dedi ki yansıması 'İlk önce titreyen ellerine çare olacağım, sonra da dizlerine. En son sesine.' Devam etti. 'Ben buradayım.' Gözlerime baktı; gördü. Kendi imzalarını benden gizledi. 'Ben seni kurtaracağım' diye fısıldadı. Sanki yanımda oturan çocukluğumu fark etti, onun saçlarını okşadı, ellerine kan bulaştı ama korkmadı. 'Ben sizi kurtaracağım.' Son cümlesini bana değil, çocukluğuma söyledi.

Benden önce çocukluğum Yankı Sarca'ya güvendi, inandı.

"Hey." Sesiyle irkildiğimde başımı yasladığım yerden kaldırıp ona baktım. Teknenin köşesinden ayaklarımı sarkıtmış, başımı demire yaslamıştım. Onun yanından kalktıktan sonra bana bulduğu kağıt ve kalemle günlüğümü yazmıştım. Ağlamam geçmişti, kağıtta ise gözyaşlarımın izi vardı.

Ne kadar süredir böyle durduğumu bilmiyordum ama sabah çoktan olmuştu, diğer Sokak Nöbetçileri oldukları yerde uyuyakalmışlardı. Yankı dışında. O gözlerini ayırmadan beni izlemişti, bunu biliyordum.

"Hey," dedim aynı şekilde karşılık vererek ve hafifçe tebessüm ettim. "Uyumadın mı?" Cevap vermedi, gözlerinin altı morarmıştı. O da benim gibi teknenin köşesine, yanıma oturdu ve çıplak ayaklarını aşağı doğru sarkıttı. Üzerindeki kot pantolonu hala nemliydi. Saçları da aynı şekilde ve daha dalgalı görünüyordu, daha fazla dağılmış. Alnına düşen saçlarına dokunmak istediğimi hissediyordum. Elinde tuttuğu sigarasını dudaklarının arasına yerleştirdi ve çakmağının ucuyla ateşlendirdi.

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin