sixteen

1.5K 143 41
                                    

[zara]

Bugün yarışma başladığından bu yana tamamen özgür kaldığımız ilk gündü. Kahvaltıdan sonra köşk içinde ne istiyorsak onu yapabileceğimiz söylenmişti. Ama sorun şuydu ki ne yapacağım hakkında henüz bir fikrim yoktu.

Kiara havuzda yüzmek üzere Kennedy, Yasmine, Kathy ve Mary ile kendisine eşlik etmemi teklif etmişti ama yüzecek havamda olmadığım için onu reddetmiştim. Cecilia, Bianca, Hanna, Sierra, Felicity ve Josephine de ev tiyatro salonunda film izlemeye karar vermişlerdi.

Ben de geniş odamdaydım, yatağımda uzanıyor, bazı şeyler hakkında düşünüyordum. Ailem hakkında düşünüyordum, Zoey hakkında. Zoey'nin şu anda ne yaptığını merak ediyordum mesela. Sokaklarda soluğu almadan önceki hayatımı hatırlamaya çalışıyordum. Aynı zamanda Malik köşküne adım attığım anda hayatımın bir anda ne büyük bir değişime uğradığını da düşünüyordum.

Kapım usulca tıklatılınca ardı ardına zihnimde akan düşünceler bölünmüştü. Yavaşça doğrulup kapıya baktım. Kapının ardındaki her kimse konuşmasını ve kendini belli etmesini bekliyordum. Ama beklentilerim karşılanmadı ve elde ettiğim tek şey biraz daha kapı tıklaması oldu, bu kez biraz daha sert bir şekilde.

Yatağımdan emekleyerek kalkıp ayaklandım ve kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişi açık mavi renkli, yakası açık gömleği ve altındaki dar kotu ile bana gülümseyen Zayn olmuştu.

"Hey, rahatsız etmedim umarım?"

"Ah, hayır." Başımı iki yana sallarken dudaklarıma minik bir gülümseme kondurdum. "İçeri gel." deyip kapıyı onun içeri geçebileceği kadar açtım. Yol üzerinden çekildim ve ne diyeceğini merakla beklerken ona döndüm. Zayn ise bu sırada odama bir göz atmakla ve sanki gördükleri onu memnun etmiş gibi kendi kendine mırıldanmakla meşguldü.

"Rahatın yerinde mi? Odanı seviyor musun?"

"Evet, rahatım yerinde." Başımı salladım. "Ve evet, daha iyisi olamazdı."

"Burada kalmaktan memnun olmana sevindim." İçten bir şekilde gülümsedi.

"Burası olağanüstü bir yer Zayn. Yani, burada nasıl rahat etmez insan?" Sırıttım. "Neyse, sen ne için gelmiştin?"

"Bunun için." demesiyle birlikte arkasından bir demet sarı gül çıkardı.

Gözlerim kocaman açılmıştı. Zayn kabul etmem üzere sarı gül demetini ısrarla bana uzatmaya devam ediyordu. İstemeye istemeye de olsa çiçeklerini kabul ettim. "Şey, bu ne için?"

"Özür dileme amaçlı." diye cevapladı beni Zayn, ellerini ceplerine daldırdı. Meraklı gözlerimi üzerine diktiğimde daha açık olma amacıyla konuşmasını sürdürdü. "Sana karşı tam bir göt gibi davrandığım için kendimi telafi etmek istiyorum. Evet, başından beri sana göz kulak oluyordum ama bu süreçte üslubuma dikkat edebilirdim. Ve tıpkı senin de dediğin gibi, sen kimsenin sana göz kulak olmasına ihtiyaç duymuyorsun."

"Zayn, özür dilemene gerek yok." Başımı iki yana sallayıp çiçekleri ona geri verdim. "Sorun yok. Ayrıca uzun zamandır bana karşı bir götten ziyade iyi davranıyorsun, yani özre gerek yok."

"Gerçekten çiçekleri kabul etmeyecek misin?" Zayn, geri alması için ona uzattığım çiçeklere bakarken başını eğdiği sırada bir kaşını da şüpheyle yukarı kaldırmıştı.

Annemden öğrendiğim üzere verilen hediyeyi kabul etmemek hoş olmayan bir hareketti. Bu hareketim şimdi hatırladığım anı ile birlikte beni utandırmıştı. "Ah, üzgünüm." diye mırıldanıp çiçek demetini ondan alarak çabucak göğsüme bastırdım. Bakışlarım utancımı gizlemek adına zemini bulmuştu.

the malik's dolls [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin